Tarafların kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; Çocukla, velayet kendisine bırakılmayan ebeveyn arasında düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişkiyi elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Bu hak, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği taktirde, kısıtlanabilir veya engel olunabilir. Kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakkı, çocuğun kişiliğinin tam ve uyumlu gelişimi için tanınmıştır. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını TMK'nın 324/1. maddesinde gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK'nın 324/2. maddesi)....
Davalı T1 duruşmada, avukatının dilekçe ve beyanlarını tekrarla boşanma sırasında davacı lehine nafaka ve tazminata hükmolunduğunu, ancak müşterek çocuk İley'in kendi çocuğu olmadığının mahkeme kararı ile ortaya çıktığını, tüm nafaka ve tazminatların iptalini istediğini, lehine 500.000,00 TL maddi 500.000,00 TL manevi tazminata hükmolunmasını talep ettiğini belirtmiş, beyanını imzası ile onaylamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı ... 29.01.2018 tarihinde verdiği dilekçesinde boşanma hükmüne ilişkin temyizden feragat ettiğini bildirmiş, ancak bu dilekçede kimlik ve imzanın davalıya aidiyetine ilişkin bir tespit yer almamıştır. Boşanma hükmüne yönelik temyizden feragate dair 29.01.2018 tarihli dilekçesinin davalıya ait olup olmadığı kimliği tespit edildikten ve bu husus hakim ya da mahkeme yazı işleri müdürü tarafından dilekçe altına şerh verildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine iadesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın kimlik tespiti tamamlandıktan sonra gönderilmek üzere yerel mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2018(Pzt.)...
Tam kusurlu eş boşanma davası açamayacağına ve kusursuz eşe açılan boşanma davası dinlenemeyeceğine göre erkeğin boşanma davasının reddi gerekmiştir. ......
Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md.4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı olarak karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonunda mahkemece erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 166/1 gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velayetinin babaya bırakılmasına, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar ... ve ...'ın velayetlerinin anneye bırakılmasına, baba ve çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklan ... ve ... lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, erkeğin nafaka ve tazminat taleplerinin reddine hükmetmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Kişisel Eşyaların İadesi- Çocuk Teslimi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından boşanma, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet, nafakalar, kişisel ilişki süresi, birleşen dava yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi...
Bu itibarla idrak çağındaki çocuğun mahkemece dinlenmesi ve tercihinin sorulması, gerektiğinden uzmanlardan da yararlanmak suretiyle velayet, kişisel ilişki ve nafaka hakkında tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.04.2015(Perş.)...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen tazminatlar ile nafaka miktarlarının fazla olup olmadığı ile kişisel ilişki kurulmamasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 3....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar, velayet, kişisel ilişki yönünden, davalı kadın tarafından ise, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakasının miktarı, tazminatların miktarı kişisel ilişki, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175). Mahkemece davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....