Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

Ancak geçici tedbir nafakası almakta olan eş ve çocuklar nafaka yükümlüsü eş ile birlikte yaşıyorlar ve geçimi nafaka yükümlüsü eş tarafından sağlanıyorsa, başka bir ifade ile nafaka ihtiyacının ortadan kalkması durumunda nafaka yükümlüsü eşi, geçici tedbir nafakası ile sorumlu tutmak hakkaniyete uygun düşmeyeceği gibi, nafaka alacaklısı eş yönünden de hakkın kötüye kullanılması (TMK m. 2) niteliğini taşır. Somut olayda mahkemece 2009 yılında karar verilmesine rağmen gerekçeli karar 2017 yılında tebliğe çıkarılmış, davacı-karşı davalı erkek, eş ve çocukları ile birlikte yaşadıklarını belirterek tedbir nafakalarını süresi yönünden temyiz etmiş, boşanma davasının reddine ilişkin hüküm ise 2017 yılında kesinleşmiştir. Kararın 8 yıl gibi uzun bir süre sonra tebliğe çıkarılması davacı-karşı davalı erkeğin birlikte yaşama iddiasının üzerinde durulmasını gerektirir....

    Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar ... 2.Aile Mahkemesinin 2010/280 Esas 2011/992 Karar sayılı 19.11.2013 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşanmışlar, eldeki artırım davası 05.05.2014 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....

      Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak ve diğer ebeveynin de davacının masraflara katlanma yükümlüğü kapsamında Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların baba kız oldukları; davacının .......

        Somut olayda davalı-davacı kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi kapsamındaki tedbir nafakası davasında, davacı davalı kadın yararına aylık 450 Türk lirası, ortak çocuklar yararına da aylık 250’şer Türk lirası tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Davacı-davalı kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen bir yıllık nafaka miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesinin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik kararı kesindir. Bu nedenle erkeğin; bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davalı-davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          Davalı- davacı kadının reddedilen bağımsız tedbir nafaka davasında talep edilen bir yıllık nafaka miktarı göz önüne alındığında bölge adliye mahkemesince bağımsız tedbir nafakası davasının reddine yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle kadının; bağımsız tedbir nafakası davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları ile davalı-davacı kadının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır (Yargıtay 3. HD 2016/7753 E-2016/11128 K ). Bu itibarla; davalı vekilinin geleceğe yönelik nafakanın sabitlenmesine yönelik, davacı tarafın ise nafaka miktarı ve ÜFE'ye göre artış yönündeki istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulü ile davacı yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere ve her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırım yapılmak üzere aylık 1.000,00.-TL yardım nafakası takdirine karar verilmesi gerekmiştir....

            Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 TL 'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin 400,00 TL'si, iştirak nafakası talebinin de 325,00 TL'si reddedilmiştir. Davada, reddedilen nafaka miktarlarının (400*12=4.800,325*12=3.900) yıllık ayrı ayrı toplamları 5.390,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, reddedilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

            Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/04/2021 NUMARASI : 2020/506 ESAS-2021/259 KARAR DAVA KONUSU : Katılım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların Zonguldak 2. Aile Mahkemesinin 13.07.2015 tarih ve 2015/306 Esas 2015/369 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verildiğini, davalı tarafça müvekkili aleyhine açılan velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası davasının istinaf bozması neticesinde Zonguldak 1....

            UYAP Entegrasyonu