İştirak nafakası artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki nafaka artırım dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık dört yıl geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Davacı ve davalının ekonomik ve sosyal durumları, nafaka artırım davası ile aradan geçen süre, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı düşük olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/282 E. 2011/401 K. sayılı kararıyla boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline bırakılmasına karar verildiğini, müşterek çocuk için 50 TL iştirak nafakası bağlandığını, fakat iştirak nafakası miktarının düşük olduğunu, müşterek çocuğunun zaruri ihtiyaçları ve eğitim giderleri düşünüldüğünde bu nafaka miktarının günümüz koşullarında yetmediğini, bu nedenlerle dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 500 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline, nafaka miktarının her yıl TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; Davacının nafaka talebini içeren davasını Çankırı'da açmasının yanlış olduğunu çünkü davacı ile müşterek çocuk B... B....'...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2021 NUMARASI : 2020/175- 2021/835 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi)|Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)|Nafaka (Yoksulluk Nafakası)|Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı-davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-birleşen dava davalısı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 06.07.2010 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten müşterek 2 tane çocuklarının bulunduğunu, tarafların Zeeland-West-Brabant Mahkemesi'nin (Aile ve Gençlik Hukuku Dairesi Breda) 06.03.2018 tarihli C/02/333590/FA sayılı 02.07.2018 kesinleşme tarihli ilamı ile boşandıklarını, yabancı mahkeme kararının Kayseri 3....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2021 NUMARASI : 2020/175- 2021/835 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi)|Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat)|Nafaka (Yoksulluk Nafakası)|Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı-davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-birleşen dava davalısı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 06.07.2010 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten müşterek 2 tane çocuklarının bulunduğunu, tarafların Zeeland-West-Brabant Mahkemesi'nin (Aile ve Gençlik Hukuku Dairesi Breda) 06.03.2018 tarihli C/02/333590/FA sayılı 02.07.2018 kesinleşme tarihli ilamı ile boşandıklarını, yabancı mahkeme kararının Kayseri 3....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Nafaka ve Maddi - Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının maddi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddi ile iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davacının talep ettiği maddi tazminat ve yıllık toplam yoksulluk nafaka miktarı ile kısmen reddolunan iştirak nafakası miktarları karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün ekonomik ve sosyal durumu arasında dengeli olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün ekonomik ve sosyal durumu arasında dengeli olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Öncelikle belirtilmelidir ki, yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş için verilen bir nafaka türü olup, söz konusu bu nafaka boşanma davasında verilen ‘’boşanma hükmü’’ kesinleştikten sonra işlemeye başlayacaktır. 13. Yoksulluk nafakası boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, 4721 sayılı TMK’nin 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 14. TMK’nin 175. maddesinde geçen “yoksulluğa düşecek” kavramından ne anlaşılması gerektiği konusunda yasal bir tanımlama olmaması karşısında bu husus yargısal uygulamada kurallara bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının davalıdan tedbir nafakası istemiş olmasına rağmen; mahkemece, katılım nafakası şeklinde hüküm kurulması maddi hataya müstemir olup mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün olmasına göre davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4,90 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı...
Öncelikle belirtilmelidir ki, yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş lehine hükmedilen bir nafaka türü olup, söz konusu bu nafaka boşanma davasında verilen ‘’boşanma hükmü’’ kesinleştikten sonra işlemeye başlayacaktır. 12. Yoksulluk nafakası boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 13. TMK’nin 175. maddesinde geçen “yoksulluğa düşecek” kavramından ne anlaşılması gerektiği konusunda yasal bir tanımlama olmaması karşısında bu husus yargısal uygulamada kurallara bağlanmıştır....