WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre; müşterek çocuk Zeynep Ilgın için aylık 400,00- TLkatılım nafakasına hükmedilmiş olup kabul edilen aylık nafaka miktarı yıllık 4.800,00- TL kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarları Zeynep Ilgın açısından yıllık beşbinüçyüzdoksan-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle bu çocuk açısından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, Zeynep Ilgın için kabul edilen nafaka miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının bu yöne ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Gösterilen nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının "müşterek çocuk Beyza Nur lehine Torbalı 1.Aile Mahkemesi'nin 2015/339 E.,2016/26 K.sayılı 15.01.2016 tarihli kararı ile hükmedilen aylık 175,00- TL katılım nafakasının dava tarihi olan 10.09.2020 tarihinde geçerli olmak üzere aylık 325,00- TL arttırılarak aylık 500,00- TL katılım nafakası olarak devamı davalıdan alınarak müşterek çocuğa velayeten davacıya verilmesine ve dava tarihi esas alınarak takdir edilen bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına,fazla istemin reddine " şeklinde düzeltilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Dolayısıyla anlaşmalı boşanma ile katılım nafakası istenilmemiş olsa bile sonradan bu istem gündeme getirilebilir. Boşanma esnasında katılım nafakası talep edilmemesi, küçüğün ergin olacağı tarihe dek sürecek olan nafakayı kapsamaz. Katılım nafakası her an doğup işleyen haklardandır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış buna göre; davacının hemşire olduğu aylık 4.000,00- TL gelirinin bulunduğu, eşine ait evde oturduğu, Kuşadası'nda bir evininin bulunduğu, davalının ise veteriner olarak çalıştığı aylık 12.000,00- 15.000,00- TL gelir elde ettiği ayrıca aylık 1.500,00- TL ilaç satışından kazandığı, kirada oturduğu aylık 800,00- TL kira ödediği, eşi ve üç çocuğu ile birlikte yaşadığı, halen kredilerini ödediği iki ev ve dükkanı ile 2015 model Clio marka aracının bulunduğu tespit edilmiştir....

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TLdır. Buna göre; kabul edilen nafaka miktarı aylık 300,00- TL'dan yıllık 3.600,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

Eldeki dosyada müşterek çocuk için talep edilen iştirak nafakası kabul edilmiş, davacı için talep edilen yoksulluk nafakası ise reddedilmiştir. Buna göre; davacının reddedilen yoksulluk nafaka miktarı aylık 600,00- TL'dan yıllık 7.200,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla reddedilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık sekizbin -TL'nı geçmemektedir. Hüküm, reddedilen yıllık yoksulluk nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, reddedilen yoksulluk nafaka miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

Buna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun ihtiyaçları nazara alındığında, takdir edilen nafaka miktarı biraz az olup, Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; çocukların ihtiyaçlarının karşılanması için nafaka yükümlüsü babanın geliriyle orantılı şekilde, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek, biraz daha fazla miktara hükmetmek olmalıdır. Bunun yanında kabule göre de, mahkemece, tensip ara kararıyla hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile, hükümde takdir edilen 200 TL iştirak nafakasının, tahsilde tekerrür oluşturacak şekilde her iki nafakanın da dava tarihinden itibaren hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava tedbir ve iştirak nafakası isteminden ibarettir. Lehine tedbir ve iştirak nafakası istenen küçük ile davalı arasında soy bağının kurulmadığı, bu hususta Aksaray 2. Aile Mahkemesinin 2022/34 esas sırasına kayden görülen davanın halen derdest olduğu, eldeki dosyanın bahsi geçen babalığın hükmen tescili dosyasından tefrik ile oluşturulduğu, nafaka talebinin babalığın hükmen tescili talebinin ferisi mahiyetinde olduğu henüz bu husus hakkında karar verilmeden feri mahiyetteki talep hakkında karar verilmesinin isabetli olmadığı, tefrikin usul ekonomisi açısından gerekli ve faydalı olmadığı, TMK'nın 333. maddesi hükmü uyarınca babalık davası ile birlikte nafaka istenebileceği ve mahkeme tarafından babalık olasılığı kuvvetli bulunursa hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya hükmedilebileceği nazara alınarak davacının istinaf talebinin kısmen kabulüne, eldeki dosyanın kendisinden tefrik edilen Aksaray 2....

    Buna göre davacının istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkeme kararının katılım nafakası yönünden düzeltilerek yeniden hüküm tesisine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.390,00- TLdır. Buna göre; müşterek çocuk için kabul edilen nafaka miktarı yıllık 4.800,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarı yıllık beşbinüçyüzdoksan-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

    Boşanma davasında katılım nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Katılım nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış buna göre; davacının bankacı olduğu aylık kazancının 6.500,00- TL olup 1.300,00- TL kira gelirinin bulunduğunu ,annesine ait evde kaldığını ,iki adet ev ve bir arabasının bulunduğunu ,davalının kendisine ait evde oturduğu, yalnız yaşadığı, makine mühendisi olup aylık kazancının bilinmediği tespit edilmiştir....

    UYAP Entegrasyonu