WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL iştirak nafakası ödeyebileceğini belirtmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne,iştirak nafakasının 500.00.-TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) TMK.'nun 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....

    Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir. TMK.'nun 364/1.madde hükmüne göre; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". Aynı maddenin 3.fıkrasına göre de, "Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır". TMK.'nun 365/1 maddesinde de; "Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra gözönünde tutularak açılır" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; davacı davalı annesinden yardım nafakası isteminde bulunmuştur. Davalı anne, 1920 doğumlu olup, mahkeme kararı ile kısıtlanmasına karar verilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılmasında ise, davacının 1946 doğumlu ve ev hanımı olduğu, eşinin 1938 doğumlu ve Bağ-Kur emeklisi olup, aylık 830 TL aldığı, 530 TL kira ödediği, davalı annenin ise emekli olduğu, aylık 660 TL aldığı, adına kayıtlı bir çok taşınmazı olduğu, aylık 13.000 TL kira geliri elde ettiği tespit edilmiştir....

      a-İştirak nafakasının artırılması yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, müşterek çocuk İzel için aylık 500,00 TL olan iştirak nafakası aylık 200,00TL arttırılarak, aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş olup, artırılan nafaka farkının yıllık toplam miktarı 5.390,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, arttırılmasına karar verilen yıllık nafaka farkı miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352)....

      Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; çocuğun kendisine ait olmadığının davacı tarafından beyan edildiği halde hakkında verilen nafaka kararının hatalı olduğunu, boşanma davasından itibaren düzenli olarak nafaka ödediğini, fakat kendisinin olmayan bir çocuk için bağlanan nafakayı ödemesinin mağduriyetine yol açtığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, çocuğun yurtta kalması nedeniyle baktığını ve her türlü sorumluluğun yurtta olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; nafaka (katılım nafakası) istemine ilişkindir....

      Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; çocuğun kendisine ait olmadığının davacı tarafından beyan edildiği halde hakkında verilen nafaka kararının hatalı olduğunu, boşanma davasından itibaren düzenli olarak nafaka ödediğini, fakat kendisinin olmayan bir çocuk için bağlanan nafakayı ödemesinin mağduriyetine yol açtığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, çocuğun yurtta kalması nedeniyle baktığını ve her türlü sorumluluğun yurtta olduğunu, tanıklarının dinlenmediğini belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; nafaka (katılım nafakası) istemine ilişkindir....

      Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da temyizde bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. ... olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı (1090,00 YTL) aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün 1. bentte açıklanan nedenlerle maddi tazminat yönünden ONANMASINA, yoksulluk nafakası yönünden ise 2. bentte açıklanan nedenle REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.30.04.2007...

        Buna göre yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.Nafaka ödemekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

          Davalıların vekili tarafından, davacının, iki kez boşandığı, yoksulluk nafakası alıp almadığının bilinmediği, özürlü maaşı aldığı, çocuklarının üniversite mezunu olduğu, annelerine bakma yükümlülükleri bulunduğu hususlarına değinilmiş; ancak, mahkemece, (davacı yönünden) yapılan savunmalara ilişkin olarak detaylı bir araştırma yapılmamış, zabıta araştırması ile yetinilmiştir. Yardım nafakası davalarında TMK'nın 316.maddesine göre mirastaki tertip sırasının dikkate alınması gerekir. Bu nedenle, mirastaki tertip gözetilerek, nafaka ile yükümlü bulunanların sosyal ve ekonomik durumlarının birlikte değerlendirilmesi sonucu davalılara tahmil edilebilecek nafaka miktarı öncelikle tespit edilmesi gerekir....

            Mahkemece, tarafların TMK 166/3 maddesi gereğince boşanma, velayet ve boşanmanın fer'i niteliğinde bulunan nafaka, maddi ve manevi tazminat hususlarında anlaşarak boşandıkları, arafların duruşmada alınan beyanlarında iştirak nafakası ve çocuğun okul giderlerinin karşılanması dışında nafaka talepleri olmadığını açıkça ifade ettikleri, mahkemenin de buna istinaden belirtilen iştirak nafakası dışında nafaka konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdiği, takibe konu alacağın dayanağının ara karar olup bu konuda esas hakkında hüküm oluşturulmadığından ara kararından sarfinazar olunarak verilen hükmün kesinleştiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yoksulluk nafakası için nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK.m.175/2) ise de, davalının akıl hastası olması sebebiyle çalışamadığı, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı gerçekleşmiş olup, mali durumunun yoksulluk nafakası ödemeye yeterli ve elverişli olmadığının anlaşılmasına, aynı sebeple tedbir nafakası tayin edilmemiş bulunmasına göre davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yersiz olup, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine...

                UYAP Entegrasyonu