"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı kadın tarafından; kabul edilen boşanma davası ve nafaka yönünden, davacı koca tarafından ise; katılım yoluyla kusur ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemenin de kararın gerekçesinde açıkladığı üzere tarafların evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu bulunduklarının ve davalı kadın yararına takdir edilen nafakanın yoksulluk nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2022 NUMARASI : 2020/446 ESAS 2022/236 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2022 NUMARASI : 2020/446 ESAS 2022/236 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Buna göre davacının istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkeme kararının düzeltilerek yeniden hüküm tesisine ve müşterek çocuk için Manisa 2.Aile Mahkemesi'nin 2020/388- 392 E-K sayılı kararı ile hükmedilen aylık 500,00- TL katılım nafakasının dava tarihi olan 03.06.2022 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.250,00- TL arttırılarak aylık 1.750,00- TL katılım nafakası olarak devamına fazla istemin reddine ve bu nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden yıl yapılmak üzere her yıl TÜFE oranını geçmemek üzere ÜFE oranında kendiliğinden artırılmasına, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Boşanma davasında katılım nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Katılım nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış buna göre; davacının bankacı olduğu aylık kazancının 6.500,00- TL olup 1.300,00- TL kira gelirinin bulunduğunu ,annesine ait evde kaldığını ,iki adet ev ve bir arabasının bulunduğunu ,davalının kendisine ait evde oturduğu, yalnız yaşadığı, makine mühendisi olup aylık kazancının bilinmediği tespit edilmiştir....
Boşanma davasında katılım nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Katılım nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış buna göre; davacının bankacı olduğu aylık kazancının 6.500,00- TL olup 1.300,00- TL kira gelirinin bulunduğunu ,annesine ait evde kaldığını ,iki adet ev ve bir arabasının bulunduğunu ,davalının kendisine ait evde oturduğu, yalnız yaşadığı, makine mühendisi olup aylık kazancının bilinmediği tespit edilmiştir....
Somut olayda; mahkemece 24.04.2013 tarihli ara kararla çocuklar için 200'er TL tedbir nafakası takdir edilmiş, karar tarihinden itibaren 300'er TL'ye çıkartılmış ve kesinleşme tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak aynı miktarda devamına karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece; talep edilen nafaka hakkında farklı kararlar verilmek suretiyle gerek nafaka miktarının takdirinde, gerekse de hükmün infazında çelişki yaratacak şekilde karar oluşturulmuştur. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, nafaka ve nafakanın artırılması davaları, kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili davası niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder.(28.11.1956 gün, 15 E.- 15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı) Mahkemece yapılacak iş; anılan İBK.uyarınca ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde dava tarihinden itibaren nafakaya hükmetmek olmalıdır....
Buna göre; müşterek çocuk Zeynep Ilgın için aylık 400,00- TLkatılım nafakasına hükmedilmiş olup kabul edilen aylık nafaka miktarı yıllık 4.800,00- TL kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka miktarları Zeynep Ilgın açısından yıllık beşbinüçyüzdoksan-TL'nı geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen yıllık nafaka miktarı itibariyle bu çocuk açısından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, Zeynep Ilgın için kabul edilen nafaka miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının bu yöne ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2020/104 ESAS - 2021/95 KARAR DAVA KONUSU : Katılım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; İzmir 10.Aile Mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında davalı tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü; GEREKÇE : Dava; katılım nafakası istemine ilişkindir....
Katılım nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir haktır. Buna göre; velayeti annede bulunan ve fiilen anne yanında kalan ve ihtiyaçları anne tarafından karşılanan müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaç düzeyi ile nafakanın niteliğine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları,davalının haliyle münasip olmayan yaşam şekli , paranın satın alma gücü ve TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre mahkemece takdir olunan 600,00- TL katılım nafakası az bulunmuştur. Kabule göre de kademeli olacak şekilde nafakaya hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır....