Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sayılı kesinleşen boşanma dava dosyasının yargılaması sırasında davacının tutanağa geçen imzalı beyanlarında maddi - manevi tazminat, nafaka ve ziynet alacağı talebi olmadığını açıkça beyan etmiş olması karşısında; maddi - manevi tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, ziynet alacağına ilişkin talebin boşanma davasının fer'i niteliğinde olmadığı ve ayrı bir harca tabi olup davacının boşanma davasından ayrı ziynet alacağına ilişkin olarak usulüne uygun açılmış bir davası da bulunmadığı gibi ziynet alacağı talebinden boşanma davası sırasında feragat etmesinin de hukuken bir sonuç doğurmayıp, ziynet alacağına ilişkin olarak açılan davanın bu yönüyle dinlenebilir olduğu, iştirak nafakası yönünden ise, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun sağlık, eğitim ve diğer giderleri için uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle ziynet alacağı ve iştirak nafakası yönünden davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili...

    Taraflar arasında daha önce görülen nafaka artırma davasında davacı kadına ve müşterek çocukları Ayşe’ye ayrı ayrı 01.03.2006 dava tarihi itibariyle 225’er TL iştirak ve yoksulluk nafakasına karar verildiği, dosya kapsamına göre kararın 3.Hukuk Dairesinin düzeltilerek onama ilamı ile kadın için hükmedilen 225 TL yoksulluk nafakasının 150 TL’ye indirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir....

      Dosya kapsamı, tanık anlatımları ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında nafaka alacaklısının asgari ücret aldığı bir işte çalıştığı, elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, ne var ki nafaka borçlusunun da asgari ücret düzeyinde geliri olmakla birlikte, nafaka alacaklısından olma çocukları İsmail Nevzat ve Zeynep için iştirak nafakası (350TL) ödediği, yeniden evlendiği ve şimdiki evliliğinden bir çocuğunun daha olduğu, 300TL kira ödediği anlaşılmakla nafaka alacaklısının da nafaka borçlusu gibi asgari ücret seviyesinde gelirinin bulunması, başka bir anlatımla her iki tarafın da yoksul olduğunun kabulünün gerekmesi nedeniyle, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dair mahkemece verilen karar yerindedir....

        Borçlar Kanununun 19. ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan sözleşmede edimler arasındaki denge umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa ve yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemezse sözleşmeye hakim müdahale edebilir.Mahkemece, “nafaka borçlusunun ekonomik gücünün önemli ölçüde değişmesi halinde bu sözleşme ile bağlı tutulması hakkaniyete aykırıdır, toplanan deliller ile davacının iflas ettiği ve ödeme gücünde önemli ölçüde düşüş olduğu tespit edilmekle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir." gerekçesi ile daha önce hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının azaltılması talebinin kısmen kabulüne; hükmedilen iştirak nafakalarının aylık 750'şer TL'ye; hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 1.000 TL'ye indirilmesine; karar verilmiştir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı-davacı ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına karar verildiğini, arttırma yada eksiltme söz konusu olmadığını, bir hakkın tamamen sona erdirilmesinde nafaka miktarına bakılarak kesin nitelikte karar verilemeyeceğini, karara karşı istinaf yolunun açık olması gerektiğini, birleşen davada da iştirak nafakasının arttırımına ilişkin bölüm ile ilgili kararın karşı taraf yönünden kesin, ancak müvekkili yönünden yasa yolunun açık olması gerektiğini belirterek, 17/03/2022 tarihli karara yönelik istinaf talebinin incelenmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması/azaltılması ile iştirak nafakasının azaltılması, birleşen dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır....

          Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davalı aleyhine kaldırılan yıllık yoksulluk nafakasının miktarı 3.110 TL nin altında olup, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          (HUMK.md.438/7) SONUÇ:Temyiz edilen hükmün 2.bentte açıklanan nedenle, gerekçeli kararın hüküm bölümünün 5'nci bendindeki "200.00 TL. tedbir nafakasının karar kesinleşmesinden sonra" cümlesinden sonra gelen "yoksulluk nafakası olarak devamına" cümlesinin hükümden çıkarılmasına, yerine "100.00 TL. yoksulluk nafakası olarak devamına" cümlesinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer yönlerin 1. bentte belirtilen nedenle ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 26.01.2011 (Çrş) KARŞI OY YAZISI Davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı, nafaka yükümlüsünün mali gücüne uygundur. Nafaka miktarında indirime giden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların İzmir 6. Aile Mahkemesinin 2003/1615 E. 2004/1618 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile birlikte davacı için aylık 100 TL yoksulluk ve velayeti anneye verilen müşterek çocuk için aylık 50,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini ancak ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının çok düşük kaldığını iddia ederek; yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL’ye, iştirak nafakasının aylık 500,00 TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

              N.. için tedbir nafakasına hükmedildiğini ancak kararın kesinleşmesi ile birlikte tedbir nafakalarının ortadan kalktığını, müvekkili Nuriye'nin ev hanımı olup çalışmadığını, ve hiçbir geliri bulunmadığını, davalı tarafın ise gerek müvekkili Huriye'nin gerekse de çocuklarının ihtiyaçları ile ilgilenmediğini belirterek davacı Nuriye için aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar Bilal Birol ve Gamze Nur için ayrı ayrı 250'şer TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesine; müvekkilinin emekli olduğunu, nafaka ödeyecek ekonomik güce sahip olmadığını, davacı tarafın çalıştığını ve yoksulluk durumunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir....

                gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası, çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, çocukla baba arasındaki kişisel ilişki tesisine ilişkin olarak bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu