Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. TMK'nın 328. maddesine göre de, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Küçük reşit olduğu tarihte, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Somut olayda; ... 2.Aile Mahkemesinin 2006/686 E.- 2007/94 K. sayılı ilamına istinaden 16.12.2011 tarihinde, ... 1....
Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
TMK.nun 364.maddesine göre "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür".Nafaka takdirinde, tarafların ekonomik durumlarını tam ve sağlıklı araştırmalı, gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına ve TMK 4.md. vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktar nafakaya hükmedilmelidir.Her dava, davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir. Dava tarihinde yardım nafakası talebinde bulunulan çocuklara ilişkin velayet hakkı davacı annededir.Bahse konu velayetin kaldırılmasına ilişkin ilamın davacı anne tarafından temyiz edildiği ve dosyanın halen Yargıtay 2....
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma TEMYİZ EDEN : Taraflar Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, kadın yararına takdir edilen tazminatlar, çocuk için takdir edilen nafakanın miktarı ve vekalet ücreti yönünden, davacı-davalı kadın tarafından ise; erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet, reddedilen nafaka talepleri ve takdir edilen tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı ... 02.05.2016 tarihli dilekçesiyle erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve velayete ilişkin temyiz isteminden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve velayet yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı vekili Av. ... 02.05.2016 tarihli dilekçesiyle kusur...
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
İştirak nafakası taktir edilirken, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, nafaka yükümlüsünün ve velayet tevdi edilen tarafın mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir. Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuğun 1999 doğumlu olduğu, lisede okuduğu, taraflar hakkındaki ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre, davacının asgari ücretle çalıştığı ve 500 TL kira ödediği, davalının devlet hastanesinde memur olduğu, 1600 TL geliri bulunduğu, yeniden evlendiği, 450 TL kira ödediği anlaşılmaktadır....
ve velayet taleplerinin reddine ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir....
, davacı-davalı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı erkek yararına 7.500 maddi, 7.500 manevi tazminata hükmedilmiş; bu karara karşı davacı-davalı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden, davalı-davacı erkek tarafından, kadının davasının kabulüi reddedilen zina hukuksal sebebine dayalı-davası ve kusur belirlemesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir, ancak çocuk bunun tahsilini isteyemez.(Benzer mahiyette Y.8. HD.nin 2014/1629 E. 2014/20883 K. sayılı emsal içtihadı mevcuttur.) Silifke İcra Müdürlüğünün 2002/2852 esas sayılı dosyasında birikmiş nafaka alacakları ile birlikte işleyecek cari nafaka alacağının da talep edildiği sabittir. Yine Silifke İcra Müdürlüğünün 2019/2146 esas sayılı dosyasında 2019 yılı ocak, şubat, mart ve nisan aylarına ilişkin birikmiş nafaka alacakları ile işleyecek cari nafaka alacaklarının talep edildiği görülmüştür. Şu durumda Silifke İcra Müdürlüğünün 2002/2852 esas sayılı dosyasının davalı Havva Çimen yönünden mükerrer olduğu sabit olup yerel mahkemenin bu yöndeki kabulü yerindedir....
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....