WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, 1-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, tedbir nafakasının niteliğine ve günün koşullarındaki paranın alım gücüne göre hükmedilen nafaka miktarı fazla olup, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun bulunmamıştır. 2-Aksine bir talep olmadıkça tedbir nafakasına, dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde hükmedilmesi gerekirken, karar tarihinden itibaren hükmolunması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Hükmedilen nafakanın mahiyetine göre; "tedbir nafakası" olarak nitelendirilmesi gerekirken "iştirak nafakası" olarak nitelendirmesi ve tek çocuk varken "çocuklar" ifadesinin kullanılması kararın infazında tereddüte neden olacağından doğru görülmemiştir.Ne var ki; bu hususların ve yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümlerinin düzeltilmesine karar verilmiştir.Buna göre hükmün 1. fıkrasının 2. bendinde yer alan "350 TL, 200 TL, toplamda 550 TL" rakamlarının karar metninden çıkartılıp sırası ile...

    Tedbir nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları, genel ihtiyaçlar ile ana ve babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli dikkate alınır. Hâkim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarını araştırıp, gelirleri arasındaki bir oranlama yaparak, nafaka miktarını takdir etmelidir. Somut olayda; tarafların yukarıda açıklanan gelir durumları, özellikle müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde, müşterek çocuk için hükmedilen tedbir nafakası fazladır. Mahkemece, daha uygun bir miktarda tedbir nafakası hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir....

      Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir ve MK. md.201 uyarınca nafaka isteyen eş yerleşim yerinde açtığı dava ile tedbir alınmasını; nafaka verilmesini isteyebilir. Tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki tedbir nafakası ile yardım nafakası davası, boşanma davası ile aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır. Ayrıca, 4721 sayılı TMK'nun 365/6.maddesine göre yardım nafakasına dair davalarda yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir....

        Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, özellikle davacı tarafın zorunlu ihtiyaçları nazara alındığında; takdir edilen tedbir nafakası miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "aylık 150,00 TL tedbir nafakası takdirine" ifadesinin çıkartılarak yerine "aylık 175,00 TL tedbir nafakası takdirine" ifadesinin yazılması; ikinci maddesindeki "aylık 175,00 TL tedbir nafakası takdirine" ifadesinin çıkartılarak yerine "aylık 200,00 TL tedbir nafakası takdirine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 12.7.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak davacı eş (kadın) için aylık 300 TL, davacı yanında kalan müşterek çocuklar için ayrı ayrı 150'şer TL tedbir nafakası talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; davacı kadın yönünden davanın reddi, müşterek çocuklar yönünden kısmen kabulüne (ayrı ayrı aylık 75'şer TL tedbir nafakasına) hükmolunmuş, hükmü davacı temyiz etmiştir. TMK 197. maddesine göre ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir....

            -TL tedbir nafakası (05.10.2005- 14.02.2013 arası), Çocuk için aylık 1.500.-TL iştirak nafakası, davacı(eş)için aylık 500.-TL tedbir nafakası(05.10.2005- 14.02.2013 arası), 25.000.-TL maddi tazminat, 20.000.-TL manevi tazminat şeklinde olduğunu, Azerbaycan’da 2016 yılında Kadıköy 3.Aile Mahkemesi kararı için önce tanıma müracaatında bulunulmuş ardından ilamdaki tüm kalemlerin (çocuk için nafaka, eş için tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat) icraya konulduğunu, İstanbul Anadolu 21.İcra Müdürlüğünde ise sadece çocuk için nafaka (tedbir+iştirak) icra takibine konulduğunu, diğer ilamın alacaklarının ise takibe konu edilmediğini, bunun nedeninin Türkiye’deki icra takibinin açıldığı tarihe kadar borçlunun Azerbaycan’daki icra dosyasına yapmış olduğu toplamda 6.101.-Manat ödemesi olduğunu, bu ödemenin Türk Lirası karşılığı bilirkişi tarafından 19.397,21....

            Davacı kadın vekili tedbir, yoksulluk nafakası, maddi, manevi tazminat ve vekalet ücreti yönlerinden davadan kısmen feragat etmiş olmakla ilk derece mahkemesi kararının 3,4 ve 5.bentlerinin kaldırılmasına, davacı kadının tedbir, yoksulluk nafakası, maddi, manevi tazminat ve vekalet ücreti taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davalı erkek vekilinin boşanmaya ilişkin ve yine reddedilen feriler yönünden vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin istinaftan feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı kadının nafaka ve tazminatlardan feragati kapsamında davalı erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf talebi konusuz kaldığından davalı erkeğin nafaka ve tazminat taleplerine yönelik istinaf talebi hakkında konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, davalının evi terk etmesi nedeniyle davacı kadın ve müşterek çocuk için tedbir nafakası talep edilmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. HUMK'nun 176/3.maddesinde "Herçeşit nafaka davaları adli ara vermede bakılır" hükmü gereğince, tedbir nafakası talebine ilişkin davanın adli tatilde görülen dava ve işlerden olduğu açıktır. Bu nedenle nafaka davalarında HUMK'nun 177.maddesi hükmü uygulanmaz. Davacı vekili 09.08.2010 tarihinde tebliğ edilen hükmü HUMK'nun 432.maddesinde belirlenen 15 günlük süre geçtikten sonra 13.09.2010 tarihinde temyiz etmiştir....

              davası, kusur belirlemesi, erkeğin manevi tazminat talebinin reddi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat, kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakaları ile iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmiştir....

                Somut uyuşmazlıkta boşanma davası sırasında kadın lehine 4320 sayılı Kanım kapsamında verilen 4 aylık tedbir nafakasının nafaka borçlusu erkek tarafından istirdata konu edilemeyeceği hususu yapılan yargılama sonucunda kesinleştiğine göre, ancak 4 aylık nafaka bedelinin nafaka alacaklısından istirdat edilebileceği yönünde bir kesin hükmün ortaya çıkması halinde 6100 sayılı Kanun’un 375/1-ğ maddesinin işlerlik kazanabilecektir. Oysa yargılamanın yenilenmesi talep eden tarafından, talebine dayanak olarak, münhasıran taraflar arasında görülen boşanma davasında tedbir nafakasının nihai hüküm fıkrası ile kaldırılması gösterilmiştir. Bu husus tek başına nafaka borçlusunun cebri icra yolu ile ödemiş olduğu tedbir nafakasını geri alabileceği sonucu doğurmadığı gibi nafaka borçlusu tarafından açılmış ve ret ile sonuçlanmış kesin hüküm niteliğindeki istirdat davasındaki hükmü ortadan kaldıracak nitelikte yeni bir kesin hüküm ihdas edildiğinden de söz edilemez....

                  UYAP Entegrasyonu