Aile Mahkemesi’nin 2012/802-2013/484 E.K.sayılı ilamı olduğunu, davalı tarafın daha önce nafaka alacağının tahsili için aynı ilama dayanarak ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/4276 Esas sayılı dosyası ile takip yaptığını, ancak takibe dayanak ilam temyiz incelemesinde iken müvekkili ile davalı tarafın anlaştığını, davalı vekilinin bu icra dosyasına sundukları dilekçe ile nafaka borcu ile ilgili müvekkilini ibra ettiklerini ve nafaka yoksulluk nafakasına dönüşse dahi ileriye yönelik tüm nafaka alacaklarından feragat ettiklerini bildirdiklerini, buna rağmen davalı tarafın ilam kesinleştikten sonra yeniden icra takibi yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek takibin iptalini istemiştir....
Mahkemece; "TMK'nın 175 ve devamı maddelerindeki düzenlemeye göre boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan yoksulluk nafakası davalarında yerleşim yeri mahkemesinin yetkisinin kesin olup, dava şartı olması sebebiyle, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceğinden; kesin yetki kuralı gereği mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiştir, gerekçesiyle" açılan davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 177. maddesinde, "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" düzenlemesi ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bu-lunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır....
Davacı dava dilekçesi ile davalının tasarruf yetkisinin kısıtlanmasını talep etmiş İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince, ailenin ekonomik varlığının korunması gereği veya evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, davalı erkeğin mal varlığının bir kısmını elden çıkarma yönünde girişimlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu hale göre, davalının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasında gereklilik bulunduğu gerçekleşmiş olup, 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi koşulları oluşmuştur....
yetkisinin kısıtlanmasına, tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık tasarruf yetkisinin sınırlamasına ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Yine İİK.nun 284. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması öngörülmüştür. Söz konusu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Somut olayda dava ve tasarrufa konu edilen 34 HKL 66 plakalı araç 08.05.2001 tarihinde davalı ... adına,... plakalı araç 23.06.2006 tarihinde davalı ... adına,... plakalı araç ise 21.06.2005 tarihinde davalı ... adına tescil edilmiş, dava 01.08.2009 tarihinde açılmış, davacının alacağı boşanma kararı ile verilen nafaka alacağına ilişkin olup boşanma davası 10.10.2006 tarihinde açılmış, 13.02.2007 tarihinde ise karara bağlanmıştır....
KISITLANMASI İSTENİLEN: DAVA TÜRÜ :Vasi Tayini Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre vasinin vesayet kararının esasına ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Vasinin vasilikten kaçınmaya ilişkin itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine aittir. (5133 S.K. md.2-3, TMK.md.397) Öyle ise vasinin kaçınma sebeplerine ilişkin itirazlarına ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle, yukarıda açıklanan kurallar çerçevesinde değerlendirilip, vesayet makamınca itiraz ve...
DAVALI(KISITLANMASI İSTENEN) :......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KISITLANMASI İSTENİLEN:......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVALI(KISITLANMASI İSTENEN) DAVA TÜRÜ :Vasi Atanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre kısıtlanması istenenin kısıtlanmaya yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Vasinin sıfatına yönelik incelemeye gelince; Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye mahkemesine aittir. (5133 S.K. md.2-3, TMK.md.397) Öyle ise vasinin şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle, yukarıda açıklanan...