AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16.06.2020 NUMARASI : 2019/605 ESAS, 2020/257 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı birleşen dosya davacısı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma kararıyla birlikte müvekkili lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davanın sonuçlandığı dönemden bu yana geçen 5 yıla aşkın sürede müvekkilinin boşanma davası sürecinde ikamet etmekte olduğu davalıya ait taşınmazdan taşınmak zorunda kaldığını, yoksulluk nafakası dışında hiçbir gelirinin de bulunmadığını, kızının yanına sığınmak zorunda kaldığını, müvekkilinin yaşı ve bazı sağlık...
Davacı ve davalının Mahkememizin 2009/306- 2010/204 Esas-Karar sayılı kararı ile boşandıkları çocuk ve kadın yönünden hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının günün ekonomik koşulları ve tarafların sosyal ekonomik durumlarına göre ödenmesi gereken miktar itibariyle fahiş olmadığı gibi davacının da müşterek çocuğun eğitim ve bakım giderlerini gücü oranında katılması gerektiği davalının da bir gelirinin olmaması nedeniyle boşanma sonucu yoksulluğa düştüğü, kaldı ki daha önce hükmedilen iştirak nafakasının müşterek çocuğun 17 yaşında olması sebebiyle ihtiyaçlarını karşılamaya halihazırda dahi yetmeyeceği, gerek iştirak gerekse yoksulluk nafasının miktar ve şartlar itibariyle nafakaların kaldırılması ve indirilmesi şartlarının davacı yararına oluşmadığından talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Açılı davanın REDDİNE" karar verilmiştir....
Her ne kadar davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı takdir edilen nafaka miktarının yüksek olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
-TL tutarında kredi ödemesi yaptığını, aradan geçen zaman zarfında takdir edilen nafaka miktarının yetersiz kaldığını belirterek, 600,00.-TL nafaka miktarının 1.200,00.-TL daha arttırılarak 1.800,00.-TL'ye çıkartılmasına, takdir edilen nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının nafaka arttırım talebi yıllık ÜFE oranında olması talebinin hakkaniyete aykırı ve haksız bir talep olduğunu, davalının her ne kadar nafaka dışında müşterek çocuğa her hangi bir katkısı olmadığını iddia etse de, kendisinin nafaka dışında ayda 2- 3 kez müşterek çocuğuna 200,00.-TL - 300,00.-TL arasında değişen okul harçlığı verdiğini, fiilen ödediği nafaka miktarının aylık 800- 900.-TL olduğunu, kendisinin kirada otururken davacının aldığı ev için aylık kredi ödemesi yaptığını, davacının iddia ettiğinin aksine maaşının 6.200,00.-TL olduğunu, maaşının döner sermaye ödemesi ile birlikte aylık 9.000,00....
Bu doğrultuda; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; mahkemece, taraf delillerinin toplandığı, delillerin değerlendirilmesinde hata yapılmadığı, tarafların Rize Aile Mahkemesinin 2013/232 Esas, 2013/293 Karar sayılı kararı ile boşandıkları ve kadın lehine aylık 250,00.-TL nafakaya hükmedildiği, erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması talepli davasının Rize Aile Mahkemesinin 2016/531 Esas, 2017/28 Karar sayılı dosyasında görüldüğü ve yoksulluk nafakasının aylık 200,00....
Nafaka davalarında istinaf sınırının belirlenmesinde bağlanan yıllık nafaka miktarı gözetilir. Somut olayda, yoksulluk nafakası yönünden artırılan yıllık nafaka miktarı 3.560 TL'yi aşmadığından HMK 341/2.maddesi gereğince istinaf sınırı altında kalan nafakaya ilişkin karar kesin olmakla yoksulluk nafakasına yönelik istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 328/1. maddesi gereğince; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK.182/2) TMK'nun 331. maddesi uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir....
TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, boşanma kararının kesinleşme tarihi, aradan geçen süre, çocuğun yaşının ilerlemesi, eğitim durumu dikkate alındığında küçük için belirlenen iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun görülmemiştir. Bu haliyle davalı kadının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, Lüleburgaz 1....
İlk derece mahkemesince tarafların boşanmalarına dair verilen kararın kesinleşme tarihi 20/04/2015 olup, kararda müşterek çocuk için hükmedilen aylık 250,00 TL iştirak ve davalı için hükmedilen aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının her yıl kararın kesinleşme tarihi itibari ile Üfe oranında artırılmasına karar verildiği, 20/04/2016 tarihi ile mevcut dosyanın dava tarihi olan 18/01/2019 tarihi arasında nafakaların üfe oranı ile artışla hesaplanan miktarlarının dava tarihi olan 2019 yılının kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. Davacı dava dilekçesinde, davalı lehine hükmedilen, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının ise şahsi ilişki sağlanması halinde devamına karar verilmesini talep etmiştir. HMK'nın 341/2 "Miktar veya değeri 5,390,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2020/466 ESAS, 2021/231 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile boşandıklarını, davalı lehine 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, huzurevinde kaldığını, nafakayı ödeyemediğini, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, "davanın reddine" karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 5,390,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, reddedilen yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Dava; iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü mevcut bulunmaktadır....