Taraflar arasındaki iştirak nafakası, velâyetin değiştirilmesi ve kişisel ilişki kurulması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı karşı davalının iştirak nafakası davasının kısmen kabulüne, davalı karşı davacının velâyetin değiştirilmesi davasının reddi ile kişisel ilişki kurulması davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun iştirak nafakası yönünden miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine, sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda, gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava konusu uyuşmazlık, velayetin değiştirilmesi ve nafaka talebine ilişkin olup, bağımsız olarak açılan nafaka davası niteliğinde değildir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davalı tarafından hali hazırda 340 TL iştirak nafakası ödendiği tarafların kabulünde olmakla birlikte, Cide Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/377 Esas ve 2012/116 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk için 290 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu, çocuğun yaşının büyümesi, eğitiminin devam etmesi, ihtiyaçlarının artması dikkate alınarak, babayı ödemede zorlamayacak, onu zarurete düşürmeyecek şekilde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre annenin katkısı da düşünülerek dengeyi sağlayacak bir miktar iştirak nafakası artışına karar verilmesi gerekir iken yasal bağlayıcılığı olmayan davalı tarafından ödenen 340 TL nafaka üzerinden yanılgılı değerlendirme ile iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Müşterek çocuklar için mahkemece hükmedilen iştirak nafakalarının bir yıllık artırım miktarı ayrı ayrı 3.000,00 TL olup 5.880,00 TL.'nin altındadır. Hüküm, artırım miktarı itibariyle kesin niteliktedir. (Yargıtay 3. HD. 26.03.2012 tarihli ve 2012/4119 Esas- 2012/7991 Karar sayılı kararı) Karar tarihi itibariyle, HMK.'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından davacı tarafça açılan davanın kabulü ile; T5 'in velayetinin değiştirilerek annesi T1'ya VERİLMESİNE, baba ile şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk Havva Su için aylık 750 TL, Mehmethan için aylık 1.000 TL ki toplam 1.750 TL iştirak nafakasının her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, şeklinde karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasına ilişkindir. Davalı taraf; verilen kararın tümüne yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının artırılması ve müşterek çocuklarla davalı arasında kurulan kişisel ilişkinin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller ve istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2016/25506 Esas,2017/182 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar.Davacı kadının iştirak nafakasının artırılması talebi, kişisel ilişkinin değiştirilmesi talebinin eki niteliğinde olmayıp, nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz....
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle müşterek çocuğun yaşı,ihtiyaçları,eğitiminin devam ediyor olması,aradan geçen sürede ihtiyaçlarında artış olması ve son nafaka artışının da 2012 yılında hüküm altına alınmış olması da nazara alınmak suretiyle, davacının bu hususta delilleri toplanıp, iştirak nafakasının artırımı konusunda açılmış bir dava bulunduğu gözetilerek, en azından kesinleşen önceki nafaka ilamındaki (artış hükmü) gereğince belirlenecek miktarda iştirak nafakasının artırımına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK. nun 329/1. maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi) Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. İlk Derece Mahkemesince; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, özellikle müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, davalı babanın tespit edilen mevcut geliri ile orantılı olacak şekilde, küçük Edip Yusuf lehine daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde az miktarda nafaka takdir edilmesi ve artırım isteğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir....
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; tarafların 15.12.2020 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı boşandıkları, 08.07.2010 doğumlu müşterek çocuk Mustafa Okumuş'un velayetinin anneye verildiği, çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmediği, eldeki bu dava ile davacı annenin müşterek çocuğun barınma, beslenme gibi giderleri bulunduğu belirterek çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakası talebinde bulunduğu tartışmasızdır. Boşanma davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü, bu nafaka velayet hakkı verilen davacı anne tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır. Nitekim, iştirak nafakasında nafaka doğmadan bu nafakadan feragat mümkün değildir....
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....