Davalı vekilinin yoksulluk nafakası ile ilgili tümden red kararında lehlerine ücreti vekalet olması gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunda; Toplanan deliller,Manisa 2.Aile Mah.nin 2016/691 E-2018/425 K.sayılı ilamı,bu ilama ilişkin dairemizin 2018/1528 E-2021/143 K.sayılı 15.02.2021 tarihli ilamı,dairemizce sözkonusu ilam ile kadın lehine ilk derece mahkemesince belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği,dairemiz kararının temyiz denetiminden de geçerek kesinleştiği ve ortadan artırılması gereken yoksulluk nafakası kalmadığı,mahkemece de belirtilen gerekçe ile kadının kendisi için yoksulluk nafakası talebinin tümden reddine karar verildiği ve bu karara ilişkin davacı kadın tarafından kanun yollarına başvurulmadığı, kadının tümden reddedilen yoksulluk nafakası talebi üzerinden davalı lehine HMK 323/1- ğ madde/fıkra/bendi ve Av.Asg.Ücr.Tar.gereğince ücreti vekalete hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediği,istinaf başvurusunun bu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, tarafların 05.07.2011 tarihinde boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte yoksulluk nafakası hakkında bir hüküm kurulmadığını, davacının işsiz olduğunu, davalının ordu mensubu subay olduğunu, davacının ihtiyaçlarını karşılayamadığını, davalının kusuru nedeniyle tarafların boşandıklarını ileri sürerek, davacı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar Tavas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/64 Esas ve 2011/187 Karar sayılı, 16.05.2011 tarihli ilamıyla boşanmışlar, boşanma ilamı 20.03.2013 günü kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına ve velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 28.01.2015 tarihinde açılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Boşanma davasında kusur değerlendirmesini, tedbir-yoksulluk nafakası miktarını, maddi ve manevi tazminat talebinin reddini, erkeğin açtığı boşanma davasının kabulünü ve asıl davada verilen kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Esas dosya önlem nafakası, birleşen dava TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve ferileri istemine ilişkindir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından asıl davada talep edilen tedbir nafakası konusunda birleşen dosyada karşı davada yoksulluk nafakası konusunda karar verildiğinden tedbir nafakasının konusuz kalması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, asıl davanın konusunun TMK'nın 197. Maddesine dayalı olarak açılan nafaka davası olduğu, ancak boşanma davasında taktir edilen tedbir nafakasının TMK'nın 169....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, tarafların 24.10.2011 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine aylık 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği,davacının ev hanımı olduğu, kendi evinde oturduğu, davalının ise ssk emeklisi olup ,aylık 898.36 TL emekli maaşının bulunduğu, evli olduğu, evli olduğu eşinden ilköğretime devam eden iki çocuğunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm tedbir nafakası istemine ilişkin olup, dava mahkeme tarafından da "nafaka (önlem nafakası)" olarak vasıflandırıldığından inceleme görevinin 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3 Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki dava dosyası Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.09.2017 tarihli gönderme kararı üzerine geldiğinden, Yargıtay Kanununda 6723 sayılı Kanunla yapılan ve 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine değil, iş bölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....
Davada, davacı kadın için kabul edilen aylık yoksulluk nafakası miktarı 750,00 TL olup, artırılan yıllık yoksulluk nafakası miktarı toplam 9.000,00 TL'dir. Müşterek çocuk için kabul edilen aylık iştirak nafakası artış miktarı 1.100,00 TL olup, artırılan yıllık iştirak nafakası miktarı toplam 13.200,00 TL'dir. Buna göre yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılan yıllık toplamları ayrı ayrı 17.830,00 TL.'yi geçmemektedir. Hüküm, artırılan yıllık nafaka (farkı) miktarları itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların, istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir (6100 sayılı HMK m.352). Yukarıda açıklanan nedenlerle; artırılan nafaka miktarları (farkı) itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
kafasına dayayarak kendisini tehdit ettiğini belirterek kusurlu davacının davasının reddine, kendisi için 1.500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat taleplerinin kabulü ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle, dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. Öte yandan, Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK m. 175). Somut olayda kadının babasından yetim maaşı aldığı, miras yoluyla hisseli taşınmaz kaydı bulunsa da bu taşınmazdan yıllık 3000,00TL gelirinin bulunduğu, 700,00 TL kira ödediği, kadının çalışmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi koşulları gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde, kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....