WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Yoksulluk nafakasının kaldırılması ve İştirak Nafakası talebine ilişkin olup, İlk derece mahkemesince verilen karara karşı; davacı taraf; hükmün tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. TMK'nın 175.maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda, tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez....

Hukuk Dairesi'nin 09.09.2014 tarih ve 2014/207 E. 2014/16817 K. sayılı ilamı ile anılan kararın yoksulluk nafakası yönünden bozulduğu, boşanma yönünden ise kararın 05.12.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanma ilamının kesinleştiği tarihten nafaka hükmünün bozulduğu 09.09.2014 tarihine kadar yoksulluk nafakası istenilmesi mümkün olup, bu tarihten sonra İİK'nun 40. maddesi uyarınca nafaka talep edilmesi artık mümkün değildir. Öte yandan borçlunun ilamdan kaynaklanan alacağının takas ve mahsubunu istemesinde de yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. O halde, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda şikayet hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK' in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 2011 yılında kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 200,00.TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 21/02/2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, baba evinde kaldığı, davalının ise imam olduğu, 2.500.00. TL maaş aldığı, lojmanda kaldığı anlaşılmaktadır....

      Hal böyle olunca; mahkemece, iştirak ve yoksulluk nafakasının en son artırımına karar verildiği tarih araştırılıp, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakaların niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alınarak,mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Yoksulluk nafakasının ise nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirine yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir....

        Davalı cevap dilekçesinde; anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının boşanma protokolünde yoksulluk nafakası istemediğini, nafaka hakkından feragat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davacının boşanmayla yoksulluğa düştüğü, geçimini idame ettirmekte zorlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde; tarafların.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/318 esas 2006/346 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, bu davanın yargılaması sırasında, davacının davalı kocadan yoksulluk nafakası talebi olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun "davadan feragat" başlıklı 307/1.maddesinde; "Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir." şeklinde tanımlanmaktadır....

          Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK 329/1). Bu yasal düzenlemelerin bir yansıması olarak çocuklar için ayrı yaşamda haklılık sebebi aranmaksızın çocukların geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir nafakaya hükmedilmesi gereklidir. Somut olayda davanın açıldığı sırada ve yargılama boyunca davacı anne yanında kalan çocuklar lehine uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken talebin reddi doğru bulunmamıştır. Müşterek çocuklar için aylık 825,00'er TL önlem nafakasının çocukların ihtiyaçlarına, nafaka yükümlüsünün ekonomik ve sosyal durumuna hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilmiş, davacı kadının çocuklar için talep ettiği önlem nafakasına yönelik istinafı kısmen kabul edilerek müşterek çocuklar lehine aylık 825,00'er TL önlem nafakasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

          Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 2012 yılında boşandıkları, davacı lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 23.09.2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davalının polis olduğu 3.000 TL maaş aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme, yasal olmayan gerekçe ile yoksuluk nafakasının artırım talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu konu bozmayı gerektirmiştir....

            Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada iştirak ve yoksulluk nafakalarının arttırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakası için davanın reddine, çocuklar için ise; 70 TL. ve 85 TL. olan nafakaların 50TL. ve 120 TL. olarak arttırılmasına karar verilmiştir.Davacı hakkında reddolunan yoksulluk nafakası yönünden; Nafaka taleplerinde, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması yahut azaltılmasına karar verilebilir....

                (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı kadın kendisi için yoksulluk nafakası isteminde bulunmuş ise de miktarını açıklamamıştır. Davacının kendisi ve çocuğu için 250 YTL. nafaka istediği görülmekle davacıdan kendisi ve çocuk için istemiş olduğu nafaka miktarları ayrı ayrı açıklattırılmadan (HUMK.m.74) yoksulluk nafakası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Davacı kadının 15.1.2004-4.5.2006 arasında kendisi için tedbir nafakası talebinin bulunmadığı 15.1.2004 ve 4.5.2006 günlü oturumlardaki beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu yön gözetilmeden tedbir nafakası konusunda yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır....

                  UYAP Entegrasyonu