Bu durumda anne olduğu iddia edilen Kubar'ın nüfus kaydının dosya arasına alınması, kimlik bilgilerinin net olarak tespit edilmesi, sağ olup olmadığının belirlenmesi, sağ ise davalı olarak davaya dahil edilmesi, sağ değil ise varsa mirasçıları tespit edilerek davalı sıfatı ile davaya katılmalarının sağlanması gerekirken, mahkemece resen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde mahkemece öncelikle bu usulü eksiklikler tamamlanmalı daha sonra nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında geçerli re'sen araştırma ilkesini de dikkate alarak yalnızca tanık beyanları ile yetinilmemeli, kolluk araştırması ve DNA araştırması da yaptırılarak tüm deliller değerlendirilmeli ve sonucunu göre karar verilmelidir. Yaş tashihine ilişkin yapılan değerlendirmeye gelince, mahkeme yaşı düzeltilmesi istenenin talebi ile bağlı değildir....
Dosya içerisinde bulunan belgeler incelendiğinde, nüfus müdürlüğünden ve zabıta marifetiyle yapılan araştırmada davacının murisi “...” dışında “...” isminde başka kimsenin olup olmadığı sorulmuştur. Oysa ki mahkemece yapılması gereken iş; nüfus müdürlüğünden ve zabıtadan tapuda malik görünen “...” isminde başka kimsenin bulunup bulunmadığını araştırmak olmalıdır. Ayrıca taşınmazın tapulama tutanağı incelendiğinde malik hanesindeki “... oğlu ...” isminin daha sonra “... oğlu ...” olarak değiştirildiği anlaşıldığından mahkemece “... oğlu ...” isminde bir kimsenin olup olmadığı da araştırılarak verilecek cevaba göre; sağ ise kendisini ölü ise mirasçıları dinlenerek mülkiyet iddiaları olup olmadığı sorulmalıdır. Değinilen husus gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Dava dilekçesinde, gerçekte olmadığı halde nüfus kayıtlarında çocukları oarak görünen .... nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, gerçekte olmadığı halde nüfusunda kayıtlı .....adlı çocukların kayıtlarının iptalini istemiştir. Mahkemece kolluk araştırması ve tanık beyanına göre, adı geçen çocukların nüfus kayıtlarının iptali ile davacının nüfus kayıt ve bilgilerinin bu şekilde düzeltilmesine ve tesciline karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden: davacının 01/01/1962 yılında evlendiği ...'dan nüfusa kayıtlı oniki çocuğun doğduğu, bunlardan .....'ın 02/03/1965 doğumlu olarak 11/11/1968 tarihinde, .....'...
in 15.02.1993 olan doğum tarihinin 15.02.1989 olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde nüfus kütüğüne 15.02.1993 olarak kayıtlı bulunan küçük oğlu ...'in gerçek doğum yılının 1989 olduğunu ileri sürerek oğlu'nun doğum tarihinin 15.02.1989 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece ...'in nüfusta görünen doğum kaydının doğru olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden davacının oğlu ...'in 15.02.1993 doğumlu olarak 01.12.1993 günlü tescil ile nüfusa kaydedildiği bu kişiye ... Prof. Dr. ... Devlet Hastanesi Sağlık kurulunca verilen 08.01.2008 günlü raporda 16-17 yaşlar ile uyumlu olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan nüfus araştırmasının usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle; 138 ada 10 sayılı parselin tapu kaydında malik görünen ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden ve ilgili zabıta biriminden sorulmalı, yapılan araştırma sonunda aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişiler sağ ise kendileri, ölü ise mirasçıları duruşmaya çağrılarak kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazlarda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda beyanları alınmalıdır. Tüm bu işlemler yerine getirildikten sonra hala tereddütler giderilememiş ise mahkemece taşınmaz başında keşif yapılarak tanıklar ve tespit bilirkişileri dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. Somut olayda; mahkemece, nüfus müdürlüğünden tapu kayıtlarında malik olarak görünen “...” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı hususunda yapılan araştırma sonucu, davacı dışında, kadastro tespit tarihi olan 1951 tarihinden önce doğan “... ve ... kızı 01.07.1904 doğumlu 21.03.1944 tarihinde vefat eden ...” isimli bir kişinin kaydının mevcut olduğu anlaşılmıştır....
'in nüfusta ... olan anne adının ... olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava bu niteliği itibarıyla bir nesep davası olmayıp hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,1.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır. Mahkemece, nüfus müdürlüğünden tapu kayıt malikleri “...” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin kaydının bulunup bulunmadığı sorularak araştırılmalı, sağ ise bu kişi veya kişiler, değil iseler mirasçıları duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı ve sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği halde eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
in nüfus kaydının yapılmasına ve müvekkilinin de TC nüfusuna kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda dava, davacının murisi olan ...'in ölüm araştırmasının var ise ölüm araştırmasının kaldırılmasına, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine, ölü ise ölüm tarihinin nüfusa işlenmesine, oğlu ...'in nüfus kaydının yapılmasına ve davacının da TC nüfusuna kaydedilmesi talepleri yönünden “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olmakla birlikte, davacının murisi olan ...'le olan soybağlarının tespiti yönünden soybağı davası niteliğindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, tüm talepler yönünden uyuşmazlığın, özel mahkeme olan aile mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12.12.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....