Mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur Dava ölüm kaydı düşülmesi nedeni ile kapalı hale dönüşen nüfus kaydının sağ olduğunun tespiti ile kaydın düzeltilmesi istemine ilişkin olup, bekar olarak kaydı düşülen davacının nüfus kaydının sağ olarak düzeltilmesi durumunda hukukları etkilenecek olan tüm mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerekirken, mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bu durum nazara alınmadan ve taraf teşkili de sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava; Hamiyet Bircan'ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan ... ve ...'...
Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, babasının ölümü üzerine veraset belgesi çıkartmak için nüfus idaresinden almış olduğu kayıtta ... adında bir kardeşinin bulunduğunu öğrendiğini, gerçekte böyle bir kardeşinin bulunmadığını ve yanlışlıkla kardeşi imiş gibi babasının hanesine yazıldığını ileri sürerek, amcasının kızı olan ve nüfusta kaydı olan ...'ün babasının hanesindeki kaydının silinmesine karar verilmesini istemiş; mahkemece davalı ...'ün halen sağ olduğu böyle bir davanın açılmasında davacının hukuki ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece davacının bu parseller yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir Kabule göre de; dava konusu taşınmazda malik olarak gözüken "... oğlu ... " isimli bir kişinin bulunup bulunmadığının nüfus müdürlüğünden sorulması gerekir iken "... oğlu ... ile ... oğlu ...'in" aynı kişiler olup olmadığının sorulması ve nüfus araştırmasının usulüne uygun yapılmaması da doğru görülmemiştir....
Bu nedenle nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, tapu kayıtlarında intikal yaptırılamaması nedeniyle zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda, dava konusu taşınmazın dayanak kayıtları getirtilip gerekli inceleme yapılarak tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir tespit kararı verilmelidir. Somut olaya gelince; tapu kaydında paydaş olan kişinin artık nüfus siciline tescili ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun hale getirilmesi mümkün olmadığına göre intikal işleminin yaptırılabilmesi için dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında paydaş olarak görünen "Fatma" ile Tarsus 2....
Dava konusu taşınmazın tapu kaydında malik görünen kişinin Ahmet oğlu Mehmet Simitçi olduğu, yapılan kolluk araştırması ve getirtilen nüfus kayıtlarına bakıldığında "Mehmet Simitçi" isminde birisinin nüfusta kayıtlı olmadığı, aynı ilçede "Mehmet Simiçio" isminde iki kayıt mevcut olsa da nüfus bilgilerinin malik görünen kişi ile uyuşmadığı, ayrıca taşınmazın bulunduğu yerin mahalle muhtarının, alınan beyanında "taşınmazın simitçilerin tarlası olarak bilindiğini ve bu kişinin T5 olduğunu burada başkaca aynı isimde birisinin olmadığını" belirterek aynı yönde beyanda bulunan davacının tanıklarını doğrulamış, neticede taşınmazın tapu kaydına dayanak olan belgeler ile nüfus kayıtlarının birbiriyle uyuştuğu, bu halde tapu kaydında malik görünen kişinin T5 olduğu anlaşılmıştır....
Sulh Hukuk Hakimliğinden verilen 17.09.2013 gün ve 491-736 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Temyiz incelemesine esas olmak üzere; 1-... İlçe Nüfus Müdürlüğünden dava konusu 166 ada parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olarak görünen ... ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığının” sorulması, (Doğum tarihi ve baba ismi yazılmadan sorgulama yapılması) 2- Davacı murisi ...'a ait veraset ilamı veya verasete esas nüfus kaydının, 3-...'ın ana,baba ve kardeşlerini gösteren nüfus kaydının temini, ile evrakına eklenmesi, ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 3.3.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili, müvekkili ... ile eşi üzerine kendi çocukları gibi kaydedilen küçük ..., müvekkilinin kızı ...... isimli kişiyle evlilik dışı beraberliğinden dünyaya geldiğini belirterek, küçük ... müvekkili ile eşinin çocukları olmadığının tespiti ile nüfus kaydında meydana getirilen karışıklığın giderilmesi ve nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, gerçeğe aykırı olarak hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kakül isimli kişiyle evlilik dışı beraberliğinden dünyaya geldiğini belirterek, küçük ... müvekkili ile eşinin çocukları olmadığının tespiti ile nüfus kaydında meydana getirilen karışıklığın giderilmesi ve nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, gerçeğe aykırı olarak hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 22.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....