Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay’ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 18.12.2012 günlü ve 2012/303-608 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.09.2013 gün ve 2013/279671 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ve ....'dan olma 14.03.1947 doğumlu ... ile 01.03.1960 doğumlu olmak üzere iki tane ...'ın bulunduğu, 1947 doğumlu ...'nin 01.01.1970 tarihindeki ölümünün davacı 1960 doğumlu ...'nin nüfus kaydına işlendiğini bildirerek, 1960 doğumlu ...'nin nüfus kaydındaki ölüm kaydının iptali ile 1947 doğumlu ...'nin nüfus kaydına işlenmesini dolayısı ile sağ ...'nin ölü, ölü ...'nin de sağ olarak nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Nüfus Müdürlüğünce mahkeme kararı ilgililerin nüfus kayıtlarına işlenmiştir. ........

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1047 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davada; Muhterem Edibe AŞKIN'ın ölüm tespitinin sonuçlandırılmasına yönelik dava açmak için taraflarına yetki ve süre verildiğini işbu davayı açma zorunluluğumuz doğduğunu, işbu nedenlerle, T.C. Kimlik numaralı Muhterem Edibe AŞKIN'ın ölümünün tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin Kararının Özeti: İlk Derece Mahkemesince; "...davanın konusunun kayıtlarda sağ görünen kişinin ölü olduğunun tespiti istemli nüfus davası olduğu anlaşılmak ve T.C. Kimlik numaralı Muhterem Edibe AŞKIN'ın ölü olduğunun tespit edilememesi nedeniyle davanın reddine"karar verilmiştir....

    Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, davacının murisinin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. İsminin düzeltilebilmesi için murisin nüfusta kaydının bulunması gereklidir....

      ın aslında sağ olduğunu ve sağ olduğu halde yanlışlıkla ölü olarak nüfusa işlendiğini, müvekkili ...'nin gerçek adının ... olduğunu ve 1.1.1946 tarihinde doğduğunu ileri sürerek ... ile ... ...'ın aynı kişi olduğunu, gerçek müvekkili olan ... ...'ın ... kızı ...'den olma ... ... olarak nüfus kayıtlarının düzeltilmesini istemiş; mahkemece, davacı olarak görünen ...'ın nüfus kayıtlarında ölü olduğunu, duruşmalarda davacının aslında ... ... olduğu, ölü kişi hakkında dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, özellikle nüfus kayıtları içeriğinden; ... İlçesi, ... Köyü, Cilt:7, Hane:44'de nüfusa kayıtlı ... ve ...'dan olma 15.6.1934 doğumlu ...'ın 23.12.1934 tarihinde nüfusa tescil edildiği, 10.3.1939 tarihinde öldüğü ve aynı kayıtta 10.10.1961 tarihinde evlenip ... İlçesi, ... Köyü 7. Cilt, 20 Haneden kayda geldiği, öte yandan ... İlçesi, ... Köyü, Cilt:7, Hane:20, BSN:12'de ... ...'...

        in boşanmış ve çocuksuz olarak 19.03.1982 tarihinde öldüğü, anne ve babasının kendisinden önce öldükleri, kardeşi ...............'in ise 01.07.1907 doğumlu olup Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 33 ve Yönetmeliğin 69. maddelerine göre ölüm araştırması yapıldığından kayıtlarının kapatıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçılık belgesi istenilen ...........'in mirasçısı görünen kardeşi ...............'in ölüm araştırması sonuçlanıp ölüm kayıtları düşülünceye kadar sağ olarak kabul edilmesi ve buna göre davanın esası yönünden bir karar verilmesi gerektiği, bu kişinin ölüm kayıtları düşüldükten sonra mirasçılık belgesinin verilmesi için ayrıca dava açılabileceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece davanın kabulüne, miras bırakan ...........'in mirasçılık belgesinin mevcut kayıtlara göre verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, HMK. 297 maddesi hükmüne aykırı olarak davacılardan ......, ...., ..... ve ..............'...

          Dava, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. maddesine dayalı olarak açılan kayıtlarda sağ görünen kişinin ölü olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Dosya kapsamından, kaydı düzeltilmesi istenen Hanife Metin'in kayıtlı bir yerleşim yerinin bulunmadığı, ancak nüfus kayıtları ve dosyaya celp edilen doğum tutanağında doğum yerinin Kastamonu İli, Bozkurt İlçesi, Kestanesökü köyü olduğu, Bozkurt İlçe Jandarma Komutanlığı'nın 22/06/2021 tarihli tutanaklarına göre de Hanife Metin'in doğumundan itibaren öldüğü bildirilen tarihe kadar Kastamonu/Bozkurt Kestanesökü köyünde yaşadığı, buna göre kaydı düzeltilmek istenilen Hanife Metin'in yerleşim yerinin Kastamonu İli, Bozkurt İlçesi, Kestanesökü Köyü olduğu anlaşıldığından; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince davanın İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfusta Ölüm Tarihinin Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin nüfus kaydında sağ görünen İ....'nın 31.12.1972 tarihinde öldüğünün tespitine karar verilmesini istemiş; mahkemece, kapalı kayıt üzerinde işlem yapılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; öldüğünün tespitine karar verilmesi istenilen kişinin 04.06.2014 tarihinde vatandaşlıktan çıktığından, nüfus kaydının kapatıldığı, ölüm tarihinin bilinmeyen şeklinde kaydedildiği anlaşılmaktadır....

              Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, davacının murisinin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Soyadı ilavesi için murisin nüfusta kaydının bulunması gereklidir....

                Bu nedenle mahkemece, öncelikle kaydının düzeltilmesi istenen kişinin yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacıya önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, 15.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  Dosya içeriğine, toplanan delillere,hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle,Bulgaristan Cumhuriyeti kayıtlarına uygun olarak tapu kaydında paydaş olarak görünen .... ile davacının murisi "Ana ..... nın aynı kişi olduğuna yönelik tespit hükmü kurulması doğru olduğuna göre;davalı Tapu Müdürlüğünün bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, Reddine. Davalı Tapu Müdürlüğünün sair temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere;Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Bunun için de kaydının düzeltilmesi istenilen kişinin öncelikle nüfusta kayıtlı olması gereklidir....

                    UYAP Entegrasyonu