Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda bir kimsenin tescil tarihinden önce ölmüş olduğuna karar verilmesi yaşamın olağan akışı ile bağdaşmayacağından, 04.09.1945 tarihinde nüfusa kaydı için beyan edilen kişinin bu tarihten önce 05.05.1943 tarihinde öldüğünün tespitine karar verilmesi doğru olmadığı gibi ...'ün veraset ilamı getirtilip tüm mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili de sağlanmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    belirtilerek, davacının davasının kısmen kabulü ile taşınmazın 23/24 payının davacı, 1/24 payının ise davalı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine değinilerek bozulmuştur....

      Assiye’nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 01/08/1969 olduğu, nüfusta tecil tarihinin, 29/08/1969 olduğu, doğum tescilinin kardeşleri Sabahattin ve Saniye ile birlikte aynı anda gerçekleştirildiği, abisi Hamit'in doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 02/10/1971 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 04/10/1971 olduğu, doğum tescilinin 2 gün içinde yapıldığı, davacı İnci'nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Başveran 30/05/1974 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 15/06/1974 olduğu, doğum tescilinin 15 gün içinde yapıldığının anlaşıldığını, tescil kayıtlarının gerçeği yansıtır şekilde ve tamamen doğru olarak düzenlendiğinin kabulünün bu durumda mümkün bulunmadığını, davacının tüm aile bireylerine ilişkin nüfus tescilleri maddi oluşa uygun surette yapılmadığı, neredeyse tümüyle gerçeğe uygun olmayan tescil kayıtları yapılmış olduğunun özel bir incelemeye gerek kalmaksızın anlaşıldığını, dosyada bildirdikleri tanıkların da mahkemece dinlenmediğini, tanıklardan birisi...

      Assiye’nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 01/08/1969 olduğu, nüfusta tecil tarihinin, 29/08/1969 olduğu, doğum tescilinin kardeşleri Sabahattin ve Saniye ile birlikte aynı anda gerçekleştirildiği, abisi Hamit'in doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 02/10/1971 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 04/10/1971 olduğu, doğum tescilinin 2 gün içinde yapıldığı, davacı İnci'nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Başveran 30/05/1974 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 15/06/1974 olduğu, doğum tescilinin 15 gün içinde yapıldığının anlaşıldığını, tescil kayıtlarının gerçeği yansıtır şekilde ve tamamen doğru olarak düzenlendiğinin kabulünün bu durumda mümkün bulunmadığını, davacının tüm aile bireylerine ilişkin nüfus tescilleri maddi oluşa uygun surette yapılmadığı, neredeyse tümüyle gerçeğe uygun olmayan tescil kayıtları yapılmış olduğunun özel bir incelemeye gerek kalmaksızın anlaşıldığını, dosyada bildirdikleri tanıkların da mahkemece dinlenmediğini, tanıklardan birisi...

      Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusta ölüm tarihinin düzeltilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

        Yargıtay kararları ile uygulamada yerleştiği şekilde, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; nüfus müdürlüğünden, tapu kaydında adı geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı, istem konusunda tanık dinlenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Bu bağlamda tapu sicilinde murisin adı, soyadı veya baba adının düzeltilmesi isteniyor ise murisin mirasçılarını gösterir veraset belgesinin dosyaya ibrazı sağlanıp, diğer kayıt ve belgelerle birlikte incelenerek, nüfus kaydı ile karşılaştırılmalıdır....

        Aynı Kanunun 39 ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar Nüfus Müdürlüğü'nce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir....

        Mahkemece, nüfusta kaydı bulunmayan davacılara, saklı nüfustan kütüğe tescilleri için gerekli süre verilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2020/117 ESAS - 2021/76 KARAR DAVA KONUSU : NÜFUSTA YAŞ TASHİHİ KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının anne ve babasının 15/08/1992 tarihinde evlendiklerini, davacının da aralarında bulunduğu evlilik birliği öncesinde doğan çocuklarının doğum tarihlerini resmi nikah yaptıktan sonra nüfus müdürlüğünde tescil ettirdiklerini, davacının 19/02/1989 tarihinde doğmasına rağmen nüfus kütüğünde 19/02/1985 doğumlu olarak kaydedildiğini, nüfus kaydı incelendiğinde, nüfusa bildirim usulü tescil tarihinin 31/08/1992 olduğunun görüldüğünü, davacının anne ve babasının beyanı ile söz konusu tescilin yapıldığını, davacının doğumunun evde gerçekleştiği için hastane kaydı olmadığını, ancak görünüş ve kemik yapısının...

          UYAP Entegrasyonu