Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisleri ... ile Türkiye'de nüfusa kayıtlı olmayan ...'in gerçekte ...'ın çocukları ve ...'ın kardeşleri olmasına karşın nüfus kayıtlarında bağ bulunmadığını belirterek, ... ile ...'in Ürke'nin çocukları ve Necibe'nin kardeşleri olduğunun tespiti ile nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi tarafından, davacıların ve davalıların nüfusa kayıtlı oldukları yerlerden aile nüfus kayıtları ile nüfus tesciline ilişkin dayanak belgelerin ve ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/215 Esasında kayıtlı dosyasının celbedilip, delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekirken, eksik tahkikatla hüküm kurulduğu gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı gereğine ilişkin ...'...

    Davacı eldeki dava ile kayıt maliki olarak yazılan kişinin kendisi olduğunu ve sağ olmasından ötürü ölümle ilgili beyanın doğru olmadığını belirterek, bu beyanın silinmesini istemiştir. Getirtilen nüfus kaydına göre, davacı, taşınmazın kütüğe kayıtlı olduğu ... İlçesi ... Köyünde nüfusa kayıtlıdır. Baba adı ... olup, 01.02.1941 doğumludur. Tapulama tutanağı 1992 yılında düzenlenmiş olup, aynı köyde oturduğu anlaşılan davacının ölü bulunmadığı, tutanağı düzenleyen muhtar ve yerel bilirkişiler tarafından bilinmesi gereken bir olgudur. Tutanağı düzenlemeye katılan ..., duruşmadaki anlatımında bunun aksi yönünde beyanda bulunmuş ise de; bilirkişiler ..., ... ve ...de çağırılıp, bu konu hakkında bilgileri sorulmamıştır. Keza, Nüfus Müdürlüğüne müzekkere yazılarak ......

      Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği yada geçirilmediği söz konusudur....

      Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi ve tanımanın iptali davaları ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında davacı ... ve ölü eşi .... çocuğu olarak kayıtlı olan davalı ...'ın bu kaydının iptali ile gerçek anne ve babası ... ile ...'ın nüfus hanelerine tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Nüfus kaydının düzeltilmesi istenilen ...'ın ... oğlu olarak nüfusa tesciline dair belgelerin (doğum tutanağı vs.) nüfus müdürlüğünden getirtilerek dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak, bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde soyadının "...", nüfusa kayıtlı olduğu yerin "... Köyü" olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur.2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı TMK’nın 27. maddesi hükmü kapsamındadır. Buna göre, Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı sebebin varlığı halinde adın ve soyadın değiştirilmesi mümkün olup, kişinin ismini değiştirmeyi talep ederek hukuka ve ahlaka aykırı olmayan yeni bir adın nüfusa tescil edilmesini isteme hakkının bulunduğu açıktır. Eldeki davada ise, davacı, haklı nedenlerinin bulunduğunu ileri sürerek nüfus kaydında yazılı "ÖZDEMİR" olan soyadının “TINMAZ ÖZDEMİR” olarak değiştirilmesine bu şekilde nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur....

          e ait bir nüfus kaydı bulunmadığı gibi, 1925 yılında oğlu ... nüfusa kaydedilirken baba adı hususunda “ölü ....” şerhi düşüldüğüne göre, davacının murisinin Soyadı Kanunu'ndan da önce öldüğü açıktır. Hemen belirtilmelidir ki, Soyadı Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce ölen kişiler soyadı alamayacaklarından, bunlar yönünden asıl olan nüfus kayıtlarına göre tapu kayıtlarının düzeltilmesi ise de, bu kişilerin tapuda mirasçılarının adlarına intikal yaptırabilmesi açısından tapu kaydında adı geçenlerle aynı kişi olduğunun tespitinin istenilmesinde hukuki yarar bulunduğu kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen “....”'nin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden, Soyadı Kanunu'ndan önce öldüğü de gözetilerek tespit kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar çocukları olarak nüfusa kayıtlı olan "..." isimli bir çocuklarının bulunmadığını, bu kişinin hiç doğmadığını ve yaşamadığını, her nasılsa kayıtlara sehven geçirildiğini ileri sürerek söz konusu kişinin nüfus kaydının iptalini istemişlerdir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, “İlçe Jandarma Komutanlığınca yapılan araştırmaya göre; nüfus kaydının iptali istenen ...'ün ailesinin 45 yıl önce İstanbul’a göçtükleri, şuan İstanbul’da ikamet ettikleri ancak açık adreslerinin bilinmediği, şahsın annesi ve babası olan... ve ...'ün ... dışında bir tane daha çocuklarının olduğu, diğer çocuklarının adının ... olduğunun bildirildiği, yine ...'...

              UYAP Entegrasyonu