Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu'nun 50. vd. maddelerinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması düzenlenmiş bulunmaktadır. Yabancı mahkemeler tarafından verilmiş ve o devlet kanunlarınca kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi için Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesi gerekir. Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi ise yabancı mahkeme ilamının tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır (MÖHUK 58.m). Davacının tanıma ve tenfiz kararı verilmesinin istediği belgenin incelenmesinden yabancı mahkeme ilamı niteliğinde olmadığı, yabancı ülkeden alınmış belge niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme kararı niteliğinde olmayan yabancı ülkeden alınmış bir belgenin tanınmasına karar verilemez. Bu durumda, görülebilirlik koşulu bulunmadığından davanın reddine ilişkin aşağıda yazılı karar verilmiştir.''...

Aile Mehkemesi'nin 24.04.2013 tarihinde kesinleşen E.2012/791 sayılı dosyasında dava konusu yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesinin eldeki davada tenfiz kararı verilmesine engel olmayacağı ve tenfiz koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, yabancı mahkeme ilamının tenfizine karar verilmiştir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; dava konusu yabancı mahkeme ilamının yalnızca boşanma hükmü içerdiği anlaşılmaktadır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı, yabancı mahkemede verilen boşanma kararının Türkiye'de nüfus kayıtlarına tescili için tenfizini talep etmiş ise de, talep yabancı mahkeme kararının tanınmasına ilişkindir. Davalı kadın tarafından ... 1. Aile Mehkemesi'nde açılan dava kabul edilerek, dava konusu yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiş, karar 24.04.2013 tarihinde kesinleşmiş ve tarafların boşanmaları nüfus kayıtlarına tescil edilmiştir....

    Bu belgede yer alan açıklamaya göre, yabancı ilamın 02.07.2013 tarihinden önce kesinleşmiş olması lazımdır. Tanıma halinde, yabancı ilamın “kesin hüküm” etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğine (5718 s. MÖHUK md.59) ve tanıma kararı verilip kesinleşmesi halinde, yabancı mahkemece verilmiş olan kararın kesinleşme tarihi, boşanma tarihi olarak kabul edileceğine (Nüfus Hizmetleri Kanunu Yönetmeliği md.58) göre, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihin hiçbir duraksamaya yer verilmeksizin saptanması zorunludur. Bu sebeple tanınması istenen boşanma kararının kesinleştiği tarihin, o ülke yetkili makamlarından sorulup tespiti gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Kabule göre de; 2675 sayılı Kanun, 12.12.2007 tarihinde yürürlükten kalkmış, bu Kanunun yerini aynı tarihte yürürlüğe giren 5718 sayılı Kanun almıştır....

      Anayasasının 141/3 maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 34, 230 maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde açık olması ve Yargıtay'ın bu işlevini yerine getirmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, mahkemenin ulaştığı sonucun, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin sanıkların eyleminin ne olduğunun gerekçeli kararda gösterilmesi gerektiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması, 2-Yabancı uyruklu sanıklara ait nüfus kaydı ya da pasaportlarının onaylı bir suretlerinin ve adli sicil kayıtlarının İnterpol Daire Başkanlığı aracılığı ile getirtilip bu kimlik bilgileri ve adli sicil kaydına göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve Davit Sargsyan ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 02.11.2022...

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından tenfızi talep edilen kararın ------ dosyası üzerinden tanınmasının istendiğini, müvekkili şirket tarafından derdestlik itirazında bulunulduğunu, davacı şirket tarafından derdest davanın konusu haline getirilen yabancı mahkeme kararlarının yalnızca alacak kısmının tenfız edilmeye çalışıldığını, yabancı mahkeme kararlarının hem inşai tesiri hem de eda hükmü bulunması halinde ilgili kararların yalnız başına tenfızinin istenemeyeceğini, davacı şirketin iki ayrı mahkemede dava açarak kanunu dolanmaya çalıştığını, tenfız davalarının nispi harca tabi olduğunu, davacı tarafından harcın eksik yatırıldığını, davacı şirkete harcın tamamlattırılması gerektiğini, derdest ----------dosyasında verilecek kararın huzurdaki davayı doğrudan etkilediğinden söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasının uygun olacağını, yabancı mahkeme kararında bahsedilen ihtilafın müvekkili şirket tarafından davacı şirketin yabancı mahkemeye başvurma tarihinden...

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2020 NUMARASI : 2019/620 ESAS, 2020/53 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Doğum Yerinin Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İstinaf yoluna başvuran davalı nüfus idaresi temsilcisinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/620 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 19/02/2020 tarih ve 2020/53 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....

          Türk Hukukunda, veraset belgesi vermeye yetkili Türk mahkemesinin, yabancı miras bırakan hakkında, yabancı hukuka tabi mirası için veraset belgesi vermeyi engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Öte yandan kesin hüküm teşkil etmeyen çekişmesiz olarak verilen mahkeme kararlarının tanınmasına ya da tenfizine olanak yoktur. Zira Türk Hukukunda mirasçılık belgesi aksi ispat edilinceye kadar mirasçıları gösterir. Bunun doğru olmadığı herhangi bir davada ileri sürülebileceği gibi iptali ve düzeltilmesi de istenebilir. Yabancı bir mahkemeden alınmış mirasçılık belgesine Türk Hukukunun tanıdığı ve kabul ettiği değerden daha fazla bir güç de yükletilemez. Aksi her zaman ispat edilebileceğine göre de tanınması yahut tenfizi yoluna da gidilemez. Somut olaya gelince; muris ...'ün Türk Vatandaşı iken 1995 yılında vatandaşlığının kaybettirildiği, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı iken 1998 yılında öldüğü anlaşılmaktadır....

            Dava, yabancı mahkeme ilamının tanınmasına yöneliktir. Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58).Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. (MÖHUK m. 58)....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, yabancı ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kişinin evlenme olayının tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir....

            Diğer taraftan, tanıma yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş bir kararın kabul edilmesi işlemi olup; tanımada amaç, sadece kararın maddi anlamda kesinliğinden yararlanılmasıdır. O halde, tanıma kararı verilebilmesinin ön koşulu bir yabancı mahkeme kararının varlığı ve bu kararın kesinleşmiş olmasıdır. 5718 sayılı Kanunun (MÖHUK), yukarıya metni aynen alınan 59.maddesinde; yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği düzenlenmiştir. Bu hükümle, yabancı mahkemeye ait ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının tanınmasından itibaren değil, somut olayda tanımaya konu yabancı mahkemeye ait boşanma kararının kesinleştiği andan itibaren etkisini göstereceği kabul edilmiştir. Bir başka deyişle, tanıma kararları nitelikleri gereği, verildikleri andan geriye etkili olarak yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibariyle hüküm ifade edecektir....

              UYAP Entegrasyonu