Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KAYDININ İPTALİ ile vasiyetname ve Mustafa Çelen'in veraset ilamındaki hissesine göre 200/14704' er hisse oranında davacılar T4 T1 T3 ve T2 adına TAPUYA KAYIT VE TESCİLİNE, 2- İİK 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin Merzifon Tapu Müdürlüğüne BİLDİRİLMESİNE, dair karar verilmiştir....

Mükerrer kaydının iptali istenilenin -dava gününe göre- sağ ve ergin bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Nüfus kütüğüne kızının iki kez kaydedilmiş olması davacı babanın haklarını -dolaylıda olsa- etkileyeceği gözetildiğinde böyle bir davayı açma konusunda hukuki yararı bulunmakla birlikte; kamu düzenini de ilgilendiren bu davada nüfus kaydının iptali istenen kişinin de davacı baba yanında davaya katılmış olması gerekir. Öyle ise mükerrer kaydının iptali istenilen ...'ın davacının yanında yöntemince davaya katılması sağlanmadan davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulması yasaya ve yönteme aykırıdır. 2-Kabule göre de; davacı ...'ın dosya içerisindeki aile nüfus kaydı içeriğinden kızı ...'ın 13.09.1969 ve 28.10.1971 doğumlu olarak nüfusa kaydedildiği, kolluk araştırması sonucu düzenlenen tutanakta ve ilköğretim müdürlüğünün mahkemenin müzekkeresine verdiği yanıtta davacının ... adlı tek kızının bulunduğu, aynı adı taşıyan iki ayrı kişinin var olmadığı, ...'...

    Bu haliyle, davacı tarafından İstanbul Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'ne başvuruda bulunulmuş ise de, bu başvurunun, başvuruya yönelik işlem yapma yetkisi olan Ankara Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'ne gönderildiği ve Ankara Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'nce davacının başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddedildiği anlaşıldığından, iptali istenen, başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin Ankara Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'ne ait olduğu, bu sebeple anılan işlemin iptali istemiyle açılan davaya ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, Ankara Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'nün bulunduğu yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Ankara İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dosyanın Ankara 14. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın İstanbul 14....

      Zira davacı kendi nüfus kaydının değil, Emine Türk isimli kişinin nüfus kaydının iptalini talep etmekte olup, bu durumda Emine Türk'ün yerleşim yeri mahkemesi, bunun bulunmaması halinde nüfus kaydının bağlı olduğu mahkeme yetkilidir. Nüfus davalarında yetki kesin nitelikte olup, ilk derece mahkemeleri birbirlerinin vermiş olduğu yetkisizlik kararı ile bağlı değildir. Sonuç olarak, dava konusu uyuşmazlıkta yetkili mahkeme, nüfus kaydının iptali istenen Emine Türk'ün nüfus kaydının bağlı olduğu Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan,..." gerekçelerine yer verilerek;"1- Davanın dava şartı yokluğundan ötürü usulden reddine, mahkememizin yetkisizliğine, 2- Davada yetkili mahkemenin Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna," dair, karşı yetkisizlik karar verilmiştir. Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi ile Düzce 3.Asliye Hukuk Mahkemesi arasında karşılıklı verilen yetkisizlik kararlarına istinaden dosya dairemize yetkili mahkemenin belirlenmesi için gönderilmiştir....

      İPTALİ ile davalı kurum lehine yol olarak TAPUDAN TERKİNİNE, Birleşen İzmir 12....

      Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mükerrer kaydın iptali istemine ilişkindir. Bismil Asliye Hukuk Mahkemesince, kaydının iptali istenen ...'un adrese dayalı nüfus kaydına göre yerleşim yerinin 5 Nisan Mahallesi, ... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, yapılan zabıta araştırması sonucu mükerrer kaydının iptali istenen ...'un yerleşim yerinin ... adresi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.. Somut olayda, ...'...

        le evlenenin davacı ... değil, kardeşi Asiye olduğu ileri sürüldüğüne ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istendiğine göre, dava ilk açılmış şekliyle evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali niteliğinde değil, iki ayrı kişinin evlenmesine ilişkin nüfus olaylarının, nüfus kayıtlarına “aynı kişinin ikinci kez evlenmesi” şeklinde hatalı olarak tescilinden kaynaklanan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. ve devamı maddelerine dayanan “nüfus kaydının düzeltilmesi” mahiyetinde olduğu görülmektedir. Ne var ki davacı vekili, davayı ıslah etmiş ve dava ıslah edilmiş şekliyle “evliliğin mutlak butlan sebebiyle iptali” olarak görülüp Türk Medeni Kanunun 152. maddesinde yer alan hak düşürücü süreden reddedilmiştir. Türk Medeni Kanununun 152. maddesinde yer alan iptal davası açma hakkını hak düşürücü süreye bağlayan hükmün, mutlak butlan halleri için değil, nisbi butlan sebepleriyle ilgili olduğu gözetilmeksizin (2. H.D.'...

          ün nüfus kaydının iptaline karar verilmiştir Dosyadaki bilgi ve belgelerden, ... kızı 01.07.1914 doğumlu ...'ün 05.03.1918 tarihinde tescil edildiği, ... ile evlendiği ve bu evlilikten iki çocuğunun olduğu, yine... kızı 01.07.1914 doğumlu ...'ün 01.09.1934 tarihinde tescil edildiği bekar olup ölüm araştırması nedeni ile nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır. Dava, nüfus kütüğündeki mükerrer kaydın iptali istemine ilişkindir. 1-Mükerrer kaydının iptali istenilen ...'ün kızı ...'nin açık nüfus kaydı getirtilerek mirasçılarının tam olarak davaya dahil edilmeleri sağlanmadan, 2-Mükerrer kaydın iptalinde resmi belgeye dayalı olarak tescil edilmemiş olmak şartı ile ikinci tescilin iptaline karar verilmelidir. Tüm işlemlerin mükerrer kabul edilen ikinci kayda göre yapılmış olması durumunda kişinin ileride mağdur olmaması için birinci kaydın iptaline karar verilebilir....

            ‘ın gerçekte “.....” ile “...” gayriresmi birlikteliğinden doğduğu halde, annesi ...’nin babası ve annesi olan davalılar...ve ..... üzerine nüfusa kayıt ettirildiği iddia edilerek nüfus kaydının iptali ile gerçek duruma uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilmiştir. Dosya kapsamına göre, küçük ...‘ın gerçek anne ve babasının amca çocukları olduğu anlaşıldığından, başka deyişle küçük ...’ın nüfus kaydında üzerine yazıldığı... ile gerçek baba olduğu idda edilen .....‘ın amca–yeğen olduğu nalaşıldığından, davanın kabul edilmesi halinde küçüğün nüfus hanesi değişmeyeceğinden, uyuşmazlığın soybağına ilişkin olduğundan söz edilmez. Hal böyle olunca, somut uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğu ve nesep davası olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25/12/2013 gün ve 2013/18-464 esas 2013/1698 karar sayılı ilamıyla da benimsenmiş olup, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

              in ölü olduğu iddia edildiğinden tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kaydının veya var ise veraset belgesinin eklenmesi, 4...’e mahkeme kararının tebliğ edildiğine dair dosyada bilgi belge bulunmamaktadır. Tebligat yapıldı ise eklenmesi, yapılmadı ise usulüne uygun tebligatın sağlanması, 5-Davalı... olduğu iddia edildiğinden tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kaydının veya var ise veraset belgesinin eklenmesi, 6-...’ın ölü olduğu iddia edildiğinden var ise veraset belgesinin veya tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kaydının eklenmesi, 7...'ın ölü olduğu anlaşıldığından var ise veraset belgesinin veya tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kaydının eklenmesi, 8-Davalı ...’e ait var ise veraset belgesinin veya tüm mirasçıların gösterir nüfus aile kaydının eklenmesi, 9-Davalı ...e ait var ise veraset belgesinin veya tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kaydının eklenmesi, 10-İncelenmesine gerek görülen; ......

                UYAP Entegrasyonu