ın ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyanı ile oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin ..., babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden; ... 15/10/1964 doğumlu olduğu, gerçek anne ve baba oldukları iddia edilen ...'ın 15/12/1957 tarihinde evlendikleri, dolayısıyla davacının doğum tarihinde adı geçenlerin evli bulundukları anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacıların talebi, bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
Türk Medeni Kanununun 282. maddesine göre "çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur" hükmü gereğince çocuğu doğuran kadının anne olduğunun tespiti istemi ile açılan dava soybağı değil, doğuran kadının tespitine ilişkindir. Bu nedenle dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesine göre nüfus kaydının düzeltilmesi davaları da asliye hukuk mahkemesinde açılır. Bu nedenle tarafların tüm kanıtları toplanıp iddia ile ilgili olarak DNA incelemesi de yapılmak sureti ile oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile mahkemenin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
“Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Nüfus kütüklerindeki “doğru olmayan kayıtların” düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan “doğru olmayan kayıtlar”, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan “kayıt düzeltme davası” ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77). Şu durumda; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık da dinlenebilecektir, Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının “gerçek durumu” yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiğinden söz edilmesi gereklidir....
Kayıt düzeltilmesi", aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi" veya "değiştirilmesi"dir. Nüfus kütüklerindeki "doğru olmayan kayıtların" düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönergesinin 175. maddesinde mükerrer kaydın iptalinde yetkili makamlar düzenlenmiş olup farklı hanelerde, farklı doğum tutanağına göre ve yine farklı nüfus bilgileri ile kaydedilmiş mükerrer kayıtların iptaline mahkemece karar verileceği belirtilmiştir. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan "doğru olmayan kayıtlar", ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan "kayıt düzeltme davası" ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada "nüfus kaydının düzeltilmesi davası" olarak adlandırılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 7. maddesine göre, resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur....
un çocuğu olmadığının tespiti ve nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili, davalı ... ...'un nüfus kayıt örneğinde müvekkilinin kardeşi ... ...'un çocuğu olarak göründüğünü, ... ...'un annesinin ..., babasının ise ... olduğunu, nüfus kayıt örneğinin gerçeği yansıtmadığını, bu durum nedeniyle mirasçılık hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek, davalı ... ...'un ... ...'...
Nesebin reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiş, ancak bu doğru daha sonra nesebin reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, gerçek durumu yansıtmayan nüfus kaydı baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmiştir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; davalılardan ...'ın ... ve ...'nin evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiği halde nüfus kaydına gerçeğe aykırı beyanla tescil edildiğinden bu durumda dava soybağı davası değil, nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltilmesi, Babalık Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar, dava dilekçesinde; davalı ...'in gerçekte davalı ... ve davalı ...'in oğlu olmasına rağmen, nüfus kayıtlarında babaannesi davacı ... ve ölü eşi ...r'in oğlu olarak göründüğünü, nüfus kaydının gerçeği yansıtmadığını belirterek davalı ...'in, babasının ... ve annesinin ... olduğunun nüfus kayıtlarına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi talebine ilişkin olduğu kabul edilerek, taraf ve tanık beyanları ile alınan ... raporlarına göre ...'...
Açıklanan bu sebeplerle ilk derece mahkemesince davanın soybağının reddi ve babalığın tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi istemlerine ilişkin olduğu belirtilerek davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılması doğru bulunmamış ve davalılardan T4'ın istinaf isteğinin bu itibarla kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Somut olayda; davalı ... 22.07.1992 doğumlu olarak 28.07.1992 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Davacının iddiasında çocuğun gerçek anne ve babası olduğu bildirilen Muhterem ve ... ise ...'nın doğumu sırasında resmi olarak evlidir. Davacının iddialarının doğruluğu kabul edildiğinde çocuk ... ile anne ve babası arasında soybağı Türk Medeni Kanunu 282. maddesi gereği kurulmuş olmaktadır. Davacı, mevcut nüfus kaydında kardeşi ...'un kızı olarak görünen ...'nın ana ve baba yönünden kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacının iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'nın kayden baba ve annesi görünen ......