Ancak çekişmeli parselin tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan şerhin düzeltilmesi gerekirken sadece tespit hükmü kurulması isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının 1. bendin de yer alan "taşınmazda zilyet olduğunun tespitini" sözlerinin hükümden çıkarılmasına, yerine, "taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan şerhin taşınmaz 1996 yılından bu yana ... TC kimlik nolu. ... oğlu 1965 doğumlu...'ın fiili kullanımındadır şeklinde düzeltilmesine" sözlerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA. 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2- 87/77 sayılı kararı). Bu haliyle eldeki dava, nüfus kaydının düzeltilmesi ve buna bağlı olarak veraset ilamının iptali davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada verilecek hüküm veraset ilamının iptali talebini etkileyeceğinden öncelikle mahkemece nüfus kaydının düzeltilmesi davasının tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi ve veraset ilamının iptali davası için nüfus kaydının düzeltilmesi davasının sonucunun beklenmesi, kararın kesinleşmesi ve ondan sonra oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekir....
NHK' nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresindeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 2015/8070 Esas -2016/5856 Karar) Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 s. NHK' nun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 sayılı Kanunun 4'ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda dava, ...'...
Burada hemen belirtmek gerekir ki 5490 Sayılı Yasanın 36. maddesinin (b) bendi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi (değiştirilmesi) davalarına bir sınırlama getirilmiş bulunmaktadır. Sözü edilen bu madde bendine göre "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir; soyadı değişikliğinde ... eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir." Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilen Kurşunlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.02.1955 gün ve 1954/195 E. 1955/39 sayılı kararından, davacının babası ...'ın "..." olan soyadının "Ansaroğlu" olarak değiştirildiği, bu mahkeme kararı doğrultusunda -hüküm tarihinde- ergin bulunmayan davacının soyadının da Ansaroğlu olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır. Soyadı, aile adıdır. Türk Medeni Yasasının 321. maddesi hükmü uyarınca çocuk doğduğu anda ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır....
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelendiği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Somut olayda; ... Cumhuriyet Savcılığının 11.04.2016 tarihli davanamesi ile 01.07.1995 doğumlu ...'nın gerçek annesinin ... ve gerçek babasının ... olduğu halde nüfusta davalı ...'in anne ve babası olan ... ve ...'nın oğlu olarak kayıtlı olduğu belirtilerek, ...'nın nüfus kaydının düzeltilerek gerçek annesinin Kader Kınacı ve babasının da ... olarak düzeltilmesini talep etmişse de davalı ...'nın nüfus kayıtlarına göre doğum tarihinin 01.07.1995 olduğu, gerçek baba olduğu ileri sürülen davalı ...'...
Mahkemece, yukarıda belirtilen veraset ilamına ilişkin dosya mahkemesinden istenmeli, belirtilen nüfus kayıtları incelenmeli, nüfus müdürlüğünden bu kayıtlar teyit edilmeli, taşınmazın tapulama tutanağında mülkiyet durumunu açıklamak için yazılı olan ...ye ilişkin nüfus kayıtları nüfus müdürlüğünden sorularak gelecek olan kayıtlar ile davacının murisinin kimlik bilgileri karşılaştırılmalı, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, taşınmaz başında keşif yapılarak tanıklar ve sağ iseler tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenmelidir. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulüne karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, dairemizin bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonucunda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen "... kızı ..."...
Aynı Kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
ın gerçek annesinin ... olup, ... olmadığı ile gerçek babasının da ... olmadığına ilişkin talep bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olduğundan, sözkonusu talepler bakımından dava 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin katılımıyla asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; Mahkemece, ...'...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan ... olmayan kayıtlar, ilgililerince açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi ... olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu ... daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur....