NHK' nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresindeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 2015/8070 Esas -2016/5856 Karar sayılı ilamı) Dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 5490 s. NHK' nun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 18....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Somut olayda; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden dava konusu taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri kısmında görünen "... evladı ... ... ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığı” sorulmalı, ayrıca ilgili zabıta birimince de bu araştırma yapılmalı aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin bulunması halinde bizzat, vefat etmiş iseler mirasçıları duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, dava dışı Hazineye ait dava konusu 1470 ada 14 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri hanesindeki “...” olan soyadlarının “...” olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Mahkemece davanın kabulü ile kadastro tespit tutanağındaki davacıların soyadının düzeltilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgililerince açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... (...) ile davacının murisi ... oğlu ...'in aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya .... tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (.....sayılı .... kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgililerince açılacak kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur....
Somut olayda mevcut duruma göre " ... kızı ...' nın " artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen " ... annesi ...' nın davacının murisi olan ... ve ...' dan olma ... ...' ın annesi ... olduğunun tespitine " şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken dava konusu taşınmazlarda " ...' nın baba adının ... " olarak düzeltilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, 139 ada 11 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki " ... annesi ...' nın " baba adının " ... " olmasına rağmen " ... " olarak düzeltilmesi de yerinde değildir....
Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Somut olayda davacılar vekili, davalı T4 biyolojik anne ve babasının davacı müvekkilleri iken nüfus kaydına hatalı tescil edilerek davalılar Nafi ve T5 nüfusuna kayıt edildiğini, davalı T4 doğduğu tarihte biyolojik anne ve babasının evli bulunduklarını, işbu davanın ana-baba yönünden hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup; davalı çift üzerine kaydı gerçekleştirilen ve resmi kütüklerde ana adı T5 baba adı T6 olan T4 biyolojik anne ve babasının davacı müvekkiller olduğundan nüfus kaydının gerçeğe uygun olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Bu hali ile eldeki dava soybağı davası değil, nüfus kaydının düzeltilmesi - tespit davası olup, görevli mahkeme de Asliye Hukuk Mahkemesidir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/272 Esas, 2016/428 Karar sayılı dava dosyasında verilen nüfus kaydında ana-baba adının düzeltilmesi talebinin kabulüne karşı davalı nüfus müdürlüğü tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İDDİA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Nüfus kayıtlarında anne adının T5 baba adının T4 olarak yazıldığını, ancak gerçek annesinin T6 olduğunu, annesi olan Hatice'nin T3 ile gayriresmi beraberliklerinden dünyaya geldiğini, dünyaya geldiği sırada nüfusa kaydının yapılma aşamasında kendisini dünyaya anneannesi ve dedesi getirmiş gibi yazıldığını, bu nedenlerle annesi T6 ile babası T3'in anne ve babası olarak nüfusa kaydının yapılmasını, şuanda nüfusa kayıtlı göründüğü annesinin annesi ve annesinin babasının nüfus kütüklerinde görülen kaydının silinmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....