"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen kişinin ölüm tarihinin tespiti ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, nüfus kaydında sağ görünen 1880 doğumlu ....'nin 1921 den evvel bekar öldüğünün tespiti ile ölümün nüfusa tescilini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, ... isimli şahsın 15.11.2005 tarihinde öldüğünün tespiti ile nüfus sicilindeki ölüm tarihinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, Ağır Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından açılmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinde, bu kişinin sağlığında düzenlediği vekaletnameyle oğlu .... ölü kişinin 65 yaş aylığını bankadan alarak kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmaktan kamu davasının bulunduğu görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 70/1. maddesine göre, Cumhuriyet savcısının açacağı veya taraf olarak yer alacağı hukuk davalarının kanunda açıkça gösterilmiş bulunması zorunludur. Türk Medeni Kanununa göre, bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır....
Buna göre mahkemece dava tarihinde sağ olan kişilerin kendileri tarafından açılan bir dava bulunmadığı ve davalıların kayden ölü görünen maliklerle aralarındaki irsiyet bağının kanıtlanamadığı göz önünde tutularak gerek sağ olan ve davada yer almayan malikler ve gerekse davacılarla aralarında irsi bağlantısı kanıtlanmayan ölü malikler hakkında açılan davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. II-Ayrıca, tapu maliklerinden ... ...’nin baba adı nüfusta ... olduğu halde tapuya Hacı ... olarak yazılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir. III-Davalı vekilinin yukarıdaki iki bent dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır. (TMK.m.29/1) Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. (TMK. m.30/1) Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa gerçek durum her türlü delille ispatlanabilir. (TMK. m.30/2) Ölüme bağlı hakların kullanılabilmesi için; kişinin öldüğünün veya belirli bir zamanda ölü olduğunun tespitini talep etmekte davacının hukuki yararı mevcuttur. Bu itibarla dava bu hukuksal niteliğiyle; mirasçılık haklarını etkileyeceğinden Türk Medeni Kanunu'nu, nüfus sicilindeki eksik veya hatalı kaydın düzeltilmesini de amaçladığından 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nu ilgilendirmektedir. Bu nedenle davanın; mirasçılık hakkı ilgisi nedeniyle ölümün tespiti istenilen kişinin diğer mirasçılarına, nüfus kaydının düzeltilmesi yönünden Nüfus Müdürlüğüne yöneltilerek açılmalıdır....
Hukuk Dairesi'nin 2020/306 Esas, 2020/374 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmış, mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda yasal hasım olan Nüfus Müdürlüğü ile miras hakkını yakından ilgilendirdiğinden ölüm tespiti istenen kişinin mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Ölü olduğunun tespiti istenen kişinin ölü ise ölüm tarihinin de belirlenerek nüfusa tesciline karar verilmesi gerekmektedir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....
Dosyada mevcut nüfus kaydının incelenmesinde; kayıt maliki olduğu iddia edilen "... oğlu ..." nüfus kayıtlarında sağ olarak görülmektedir. Zabıtaca yapılan araştırma sonunda düzenlenen tutanakta ise bu şahsın ölü olduğu bildirilmiştir. Davacı ..., nüfus kaydında sağ olarak görülen ... oğlu ...'nün mirasçısı sıfatıyla davayı açıp, takip ettiğinden resmi kayıtlarda sağ olan şahsın yerine geçip mirasçısı olduğunu ileri sürerek dava açılamıyacağından, öncelikle tapu maliki olduğu iddia edilen ... ölmüş ise nüfustan sağ kaydının düşülerek ölüm kaydının işlenmesi gerekir. Bundan sonra veraset belgesi temin edilerek davacının kayıt malikinin mirasçısı olduğu tespit edildikten sonra yani dava açma yetkisinin bulunduğu anlaşıldıktan sonra davaya devam edilerek bir hüküm kurulamsı yerine resmi kayıtlarda sağ gözüken kayıt malikinin yerine geçerek dava açan davacının davasının kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....
in nüfusdaki ölü olan kaydının sağ olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davaname ile ...’ın nüfusdaki ölü olarak gözüken kaydının sağ olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Soybağı ve miras hukukunu ilgilendiren sağ olduğunun tespiti ve nüfus kaydının buna göre düzeltilmesi istemine ilişkin davalarda, verilecek karardan hukukları etkilenecek olan ...’ın kayden gözüken mirasçılarının davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanmadan mahkemece işin esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda yada başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır. (TMK.m.29/1) Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. (TMK. m.30/1) Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa gerçek durum her türlü delille ispatlanabilir. (TMK. m.30/2) Ölüme bağlı hakların kullanılabilmesi için; kişinin öldüğünün veya belirli bir zamanda ölü olduğunun tespitini talep etmekte davacıların hukuki yararları mevcuttur. Somut olayda, davacı murisi Zülfiye Demirtaş'ın ölüm tarihinin tespitini talep etmiş, İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir....
Mahkemece sağ olduğu ve soyadı bilinen bir kişinin “ölü” olarak yazılması ile soyadı yerine lakabının yazıldığı iddiasının inandırıcı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Mahkemece yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Tapu kayıtlarında ismi düzeltilmesi istenen ..., ..., ... ve ...”ın dosya içerisinde nüfus kayıtlarının bulunmadığı, nüfus kaydı bulunan ...”in sağ veya ölü olduğunun nüfus kaydında kapalı kayıt görünmesi nedeniyle anlaşılamadığı görülmüştür. Ayrıca tapu kaydında ismi düzeltilen ...”ın mevcut nüfus kaydına göre sağ olduğu anlaşılmasına rağmen davacı olmadığı halde hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Yine dosyada mevcut nüfus kayıtlarına göre ölü oldukları anlaşılan ..., ..., ..., ... ve ...”in davacılar ile mirasçılık bağını gösteren nüfus kaydı veya veraset belgesi dosya içerisinde bulunmamaktadır. Mahkemece; belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araştırma ve inceleme yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....