ın nüfus kütüğünde "....." olan anne adının "....." olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davanamede, ...'ın annesinin ... olduğu bildirilerek kayden ... olan anne adının ... olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt tarafların kabulleri ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....
ın nüfus kütüğünde "Fadime" olan anne adının "..." olarak düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davanamede, ...'ın annesinin ... ... olduğu bildirilerek kayden ... ... olan anne adının ... ... olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt tarafların kabulleri ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise "...davacının dava dilekçesinde ve mernis kaydında yazılı adresinin .../... olduğundan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a maddesi uyarınca yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ... " gerekçesiyle yetkisizlik kararı vermiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde; "Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır." hükmüne yer verilmiştir. Yerleşim yerinden kasıt, nüfus kaydı düzeltilecek kişinin yerleşim yeridir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltmeye ilişkin uyuşmazlıklardaki yetki Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca kesin yetkidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenen davalılardan ..., ... ve ...'ın MERNİS adreslerinin ".../..." olduğu, ...'...
ın ana ve baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacıların murisi babaları ... ile anneleri...çocuğu olarak nüfusta kayıtl...'ın gerçek anne ve babasının... ve ...olduğu, ...'in ...'nın abisi olduğu bildirilerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
Dosya kapsamından; Çivril Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 28/11/2014 havale tarihli davanamesinde, mağdur Elveda'nın nüfus kayıtlarındaki yaşının gerçek yaşını yansıtmadığı, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 14/11/2014 tarihli raporunda E.. K..'ın beden ve ruhsal durum muayenesi ile radyografilerinin incelenmesi sonucu 19 - 21 yaşları arasında olduğunun belirtildiği, mağdur küçüğün nüfus kaydının yaş bakımından düzeltilmesi gerektiği anlaşılmakla E.. K..'ın 12/05/1999 olan doğum tarihinin 12/05/1994 olarak düzeltilmesi isteminde bulunulduğu anlaşılmıştır. Eldeki davanın, 5490 sayılı Kanunun 35 ve devamı maddelerinde düzenlenen nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davacının kaydının istem gibi düzeltilmesi durumunda, annesi olduğuna karar verilen Suriye Kale'nin, varsa veraset ilamına yoksa nüfus kayıtlarına göre yasal mirasçısı bulunamadığı takdirde ise Hazine'nin (dosyada mevcut nüfus bilgilerine göre yasal mirasçısı bulunmadığı dikkate alınarak) yöntemince davaya katılımının sağlanması gerektiğinin dikkate alınmayarak, davacı yanın mirasçı olarak bildirdiği Miktat Karasu mirasçılarının dahil edilmesi ile yetinilmesi, Kabule göre de; 2-Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda salt taraf beyanları, tanık anlatımı ve kolluk tarafından düzenlenen tutanak ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mah.sıfatıyla) Davanamede, nüfus kayıtlarında yanlış yazılan anne adının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davanamede, davalılar Davut ve ...’ın nüfus kayıtlarında ‘Saniye’ olan anne adlarının iptali ile gerçek anneleri olan ‘...’ olarak düzeltilmesine karar verilmesi istenilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesince davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılarak davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir....
İlçesi Cilt No: 50, Hane No: 44 olduğu, dava dilekçesi ekinde tercüme sureti sunulan Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarına göre ise (Şam Kırsalı İli ... Nüfus İdaresi Hane 71) ...'nin anne-baba bağı olmaksızın ... ve ...'den olma 05.11.1946 Kaysa doğumlu olarak 29.11.1971 yılında nüfusa tescil edildiği, bu hanede 10.07.2000 tarihinde ölen eşi ile daha sonra evlendiği eşi ... ve altı çocuğunun kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dava bu haliyle, nüfus olaylarına dair (evlenme, evlilikten doğan çocukların tescili vb) işlemlerin tamamına yakının gerçekleştiği Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarındaki kişi ile Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıtlarında sadece nüfus kaydı bulunan ancak hiçbir nüfus olayı olmadığından uzun süre işlem görmeyen ve hakkında ölüm araştırması yapılan kişinin aynı kişi olduğunun tespiti ist... ilişkindir....
ın askerlik şubesi kayıtlarında "...." olarak geçen soyadının "..." olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile müvekkilinin eşi ....'ın vefat ettiğini, kendisinin maaştan yararlanmak için emeklilik işlemlerini gerçekleştirmeye çalıştığını, ancak ölen eşi.....'nün soyadının nüfus kayıtlarında "...." olmasına rağmen askerlik bilgilerinde "....." olarak geçtiğini bildirerek Milli Savunma Bakanlığı Arşivler Müdürlüğü Niğde Askerlik Şubesi kayıtlarındaki yanlış yazılan "...." soyadının "....." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde idare mahkemesinin görevli olması nedeni ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir....
Dava, tapu kaydında malik isimlerinin hatalı yazıldığı iddiasıyla, kayıttaki ismin düzeltilmesi, ayrıca, nüfus kayıtlarındaki aynı kişinin isminin farklı yazılması nedeniyle de nüfus kayıtlarındaki hataların da düzeltilmesi ve tapu kaydında buna göre düzeltme isteği ile açılmış,"yargılama aşamasında istem, kayıt maliklerinin davacılar miras bırakanları olduğunun tespitine dönüşmüştür. Bilindiği gibi, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bunun için de kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğunun tespiti zorunludur....