Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı aile nüfus kütüğünde .... doğumlu olarak kayıtlı 15.02.1961 doğumlu kardeşi olmadığını ileri sürerek bu kaydın iptalini istemiştir. Dava niteliği gereği miras hukukunu ilgilendirdiğinden, davacı ...'nun kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle; ölü ya da sağ olduğu bilinen bir kişi hakkında gaipliğe karar verilemeyeceğinden gaipliğe istenilen kişilerin nüfus kayıtlarının tespit edilmesi için çekişmeli 1439 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı, dayanak kayıtları, geldi gitti kayıtları varsa mahkeme kararlarının getirtilmesi, adı geçen kişilerin kimlik tespitine yarar başkaca belge bulunup bulunmadığının tapu müdürlüğünden sorulması, nüfus kayıtlarının tespiti amacıyla kolluk araştırılması yaptırılması suretiyle işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353- (1)/a-6 maddesi uyarınca kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı...
Somut olayda davacı, nüfus kaydında çocuğu olarak görünen...adında bir çocuğu olmadığını, esasen böyle bir kişinin hayatta olmadığını, nüfus kayıtlarında nakil sırasında hata yapıldığını belirterek bu kişinin nüfus kaydının iptali ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Davacının talebinin çekişmesiz yargı kapsamında olmadığı, adı geçen Kanun maddeleri uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği anlaşıldığından, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davacının 23/08/1995 tarihinde nüfusa tescil edilmiş olduğu belirtilerek e tescil engeli ve davacının ölmüş ağabeyinin bulunması nedeniyle kendisinin nüfusa kayıt edilmeyip ağabeyinin nüfus kaydı ile işlem gördüğü iddiasında ise saklı nüfus söz konusu olduğundan, bu işlemin idari yoldan düzeltilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Nüfus Hizmetleri Kanununun 15 maddesi ile doğumun bildirimi, 31. maddesi ile ölümün bildirimi, 33. maddesi ile ölü olduğu halde aile kütüklerinde sağ gözükenlerin nüfus kütüğüne geçirilmesi düzenlenmiştir. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görevdir. Nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeni ile bir kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindendir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, yabancı uyruklu davacının, Türk vatandaşı olarak nüfusa T3 kayıtlı kişinin kendi babası olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının, kendisinin Suriye uyruklu olup babası T3 TC Devleti vatandaşı olduğunu, kendisinin de TC vatandaşlığı almak için Nüfus müdürlüğüne müracaat ettiğini ancak babasının Abdullatif Badınjkı olduğunun tespiti hususunda mahkeme kararı istenildiğini bu nedenle ABDULLATİF BADINJKI'nın babası olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Davacının T.C. vatandaşı T3'nın çocuğu olduğunun tespitine karar verilmesi, Türk vatandaşlığının kazanımı yanında, bu şahsın mirasçısı olup olmadığı açısından da önem taşımaktadır. Mirasçılık hükümleri açısından davacının T.C....
ın evli ve ölü olduğu halde babası hanesindeki kayıtta bekar ve sağ olarak gözüktüğünden buradaki kaydının da evli ve ölü olarak düzeltilmesi istemine ilişkin dava salt nüfus müdürlüğü aleyhine açılmışsa da, dava ekonomisi de gözönünde tutularak mükerrer kaydının iptali istenen kişinin mirasçılarının yöntemince davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanarak işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken, davanın eksik hasımla açıldığı ve sıfat yokluğu nedeniyle reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2- Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup...
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava konusu ... ilçesi ... Köyü 138 ada 118 ve 139 ada 22 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında hükmen tescil edildiği belirtilmesine rağmen tescile esas mahkeme ilamları getirtilmemiş, nüfus müdürlüğünden usulüne uygun şekilde bir araştırma yapılmamıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, dava konusu ... Köyü 138 ada 118 ve 139 ada 22 parsel sayılı taşınmazların tescile esas mahkeme ilamları getirtilmeli, Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda dava konusu taşınmazların bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında maliki olarak görünen ......
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir: 1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi...