Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, hiçbir tarihte yaş düzeltme davası açmadığı ve yaş düzeltme kararı almadığı halde, nüfus idaresinin, 1946 olan doğum tarihini 1949 olarak idari yoldan değiştirdiğini, ileri sürerek nüfus kütüğündeki şerhin ve nüfus düzenleme işleminin iptaline karar verillmesini istemiş, mahkemece davacının isteminin nüfus kanununun 46.maddesinden kaynaklanan kayıt düzeltme davası olmadığı, niteliği itibarıyla idarenin kendiliğinden yazmış olduğu bir şerhin iptali istemine ilişkin bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur. 1587 sayılı nüfus kanununun 46.maddesinin 1.fıkrasında; yaş, ad, soyadı ve diğer kayıt düzeltme davalarının ilgilinin oturduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği ve aynı yasanın 11. maddesinde de; kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilmeyeceği, kayıtların...

    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Yönetmeliğinin 22. maddesi uyarınca düzenlenen ve nüfus kütüğüyle ilgisi bulunmayan geçici koruma kimlik belgesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu işlem 5490 sayılı Kanun ile düzenlenen nüfus hizmeti olmayıp idari niteliktedir. Bu sebeple davacının talebi nüfus kütüklerindeki kayıtların düzeltilmesine yönelik olmayıp, geçici koruma kimlik belgesindeki bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin olduğu, bu yönüyle talebin Nüfus Kanunu kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu hususlar yerinde değildir....

    Davacı dava dilekçesinde, Makbule Boz adında kayden bir kardeşlerinin daha bulunduğunu, gerçekte ise Makbule Boz'un kardeşleri olmadığını, ileri sürerek Makbule Boz'un nüfus kaydının silinmesine (iptaline) karar verilmesini istemiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39 ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar Nüfus Müdürlüğü'nce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

    Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir.'' Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir....

      Aynı Kanun’un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

        bu tür davalarda sadece nüfus kayıtları ile soy bağı kurulmasının mümkün olmadığı gibi tek geçerli ve usuli ispat vasıtası olmadığını, ikinci nüfus kayıtlarının ise Hicri 1320 Miladi 1904 yılında yapılan genel nüfus yazımı ile tesis edildiğini,bu kayıtların ise Osmanlıca olup kimlik bilgilerinin daha kapsamlı ve eksiksiz olduğunu,1880- 1884 yılları arasında tesis edilen kayıtlardaki kişilerden ölü olanların 1320 Hicri-1904 Miladi tarihinden önce ölmüş ise 1320 Hicri-Miladi 1904 tarihinde tesis edilen kayıtlara yazılmadığını, böylece 1880- 1884 Osmanlıca Atik Kayıtları ile 1320 Hicri-1904 Miladi kayıtları arasında aile bağlarının koptuğunu,Gavremoğlu Mahallesinin 1320 yazımı ile ilgili nüfus kayıtlarında nüfus kütüğünün sayfaları parçalanmış olduğundan yeni kayıtlara, sadece bulunabilen kayıtların alınmış olduğun ldeğinı,bu davada vakıf evlatlığı soy bağının sadece nüfus kayıtları ile değil ayrıca durumu benzer nitelikteki olan vakıf evlatlarının açtığı davalar, vakıf senetlerinde yer alan...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde kardeşleri olarak kayıtlı olan ... ve ...'ın kardeşleri olmadığını ileri sürerek bu kayıtların iptalini istemişler, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde davacıların anne baba bir kardeşi olarak kayıtlı bulunan davalılar ... ve ...’ın ölü kardeşleri ...’ın çocukları olduklarını ileri sürerek kayıtlarının iptalini istemiş, mahkemece tarafların ve dinlenen tanıkların beyanları doğrultusunda davanın kabulü ile davalıların kaydının iptaline karar verilmiştir....

          Bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğerleri ile çelişik olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir. Mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ın nüfus kütüğünde 15.02.1992 olan doğum tarihinin 15.02.1990 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne ...'ın doğum tarihinin 15.02.1988 olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen ... ile aynı anneden doğduğu anlaşılan kardeşi 01.11.1987 doğumlu Kübra arasında düzeltilen doğum tarihine göre 3 ay 14 günlük bir zaman farkı bulunmaktadır. Bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bu kayıtların diğeri ile çelişik olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir. Ayrıca yaşının düzeltilmesi istenilen ...'...

              'ın davalılar ... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile davacı hanesinde tescili istemine ilişkindir. Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlığın soybağının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, Ankara 2. Aile Mahkemesince de uyuşmazlığın nüfus kayıtların düzeltilmesine yönelik bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut uyuşmazlıkta, davacı küçük ...'ın gerçekte eşi ...'dan olma ortak çocukları olmasına rağmen nüfusta davalılar ... ve ... hanesinde gerçeğe aykırı tescil edilmesi nedeniyle nüfus kayıtlarının düzeltilerek küçüğün kendi hanesinde nüfusa tescili istenmektedir. Dava ile küçüğün davalılar hanesindeki kaydının iptali ile davacı ve eşi hanesinde tescilinin amaçlanması ile talep niteliği itibariyle TMK.280 vd maddelerinde öngörülen soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. O halde uyuşmazlığın Aile Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                UYAP Entegrasyonu