Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 29.09.2009 tarih 2009/234 E.K sayılı mirasçılık belgesinde kayıt maliki ...’in 1973 tarihinde öldüğü ve geride mirasçı olarak davalı ...'yi bıraktığı anlaşılmaktadır. Daha sonra fer’i müdahiller tarafından ...’in ... isimli çocuğunun hiç olmadığı ve çocuksuz öldüğü iddiasıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılan nüfus kayıt iptali davasının sonucunda Mahkemece 13.01.2011 tarih 2010/9 E., 2011/1 K. sayılı kararı ile ....’ın... isimli çocuğunun olmadığından nüfus kaydının iptaline karar verildiği, kararın 11.02.2011 tarihinde kesinleştiği, bu karar sonrası ...’in ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 26.12.2011 tarih 2011/226-357 Esas ve Karar sayılı mirasçılık belgesine göre ...e’nin mirasçısı olmadığı, aralarında ... mirasçıları olan davacılar ve fer’i müdahillerin de bulunduğu mirasçılarının olduğu tespit edilmiştir. Bunun üzerine davacılar vekili son oturumda yeni mirasçıları davaya dahil etmek için süre ve imkan istemiştir....

    Dairenin az yukarıda açıklanan bozma ilamında, kayıt maliklerinin mirasçılarının tespiti ve taraf teşkili açısından, kayıt maliklerinin veraset ilamlarının temini zorunluluğuna değinilmiş ve bu çerçevede bozma sonrasında yapılan yargılama sırasında, kayıt maliklerine ait olduğu belirtilen veraset ilamları dosyaya sunulmuş ise de, dosyanın incelenmesinden; dosya arasında bulunan 17.7.1967 tarih ve 2185 sayılı vekaletnamede, ... ... 1324 doğumlu görünmekte iken, nüfus kayıtlarında 1323 doğumlu göründüğü, aynı vekaletnamede ..., ... kızı olarak görünmekte iken veraset ilamında ... kızı olarak göründüğü, kayıt maliklerinden ..., 2185 numaralı vekalette 1321 doğumlu görünmekte iken, 2188 numaralı vekalette 1320 doğumlu olarak göründüğü, ...'ya ait veraset ilamında ..., ...'nın oğlu olarak görünmekte iken, ...'ye ait veraset ilamında ...'...

      ın kendilerinin evlilik birliği içinde doğan müşterek çocukları olduğunu, nüfus kütüğüne de bu şekilde kayıt edildiğini, gerçek annesinin ... değil nüfus kütüğündeki gibi ... olduğunu ileri sürerek temyiz etmişlerdir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden dinlenen tanık beyanları içeriğinden; ...'ın annesinin nüfus kütüğündeki kayıt gibi ... olduğu ileri sürülmektedir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek somut olayda mahkemece salt tanık anlatımı ile yetinmeyip, bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....

        Aile Mahkemesince ise davanın 5490 sayılı Kanunun 36. maddesi gereğince nüfus kayıt düzeltim davası olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelendiği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....

          Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 35/1. maddesinde, saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamının illerde Valilikler, ilçelerde Kaymakamlıklar olduğu hükme bağlandığından; doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne tescilinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu, ilk derece mahkemesince de davacının yeni bir kayıt açılmasına ve kardeşinin öldüğünün nüfusa tesciline karar verilmesine ilişkin talep yönünden dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin (Yargıtay 2....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kayıt iptali istemine ilişkin davada Küçükçekmece 2. Aile ve 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, nüfus kayıt iptali isteminden kaynaklanmaktadır. Dosya, her ne kadar yargı yeri belirlenmesi için gönderilmişse de dosya kapsamından, görevsizlik kararının tebliğe çıkartılıp kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği taktirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtayca belirlenir." hükmü yer almaktadır....

            ın ise beyana göre tescil edildiği, iptali istenilen kayıtların 5490 sayılı Nüfus Yasası'nın 40. maddesine göre düzenlenmiş belgeye dayanarak kaydedildiği, dava konusu nüfus kayıtlarının kamu düzeni açısından resen araştırılmasının gerekmediği, böyle bir iddiada bulunan ilgililerin ve nüfus kaydının iptali istenilenlerin mirasçılarının nüfus kayıt iptaline yönelik dava açmakta serbestilerinin bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Yasanın bu hükmüne göre, Cumhuriyet Savcıları ilgili resmi dairelerin gösterecekleri lüzum üzerine dava açabilirler. Somut olayda Nüfus Müdürlüğü'nce Cumhuriyet Savcılığı'na 20.02.2009 günlü yazı ile ...'...

              Somut olayda, davacı, doğum raporu ile "... ..." olarak kaydettirdiği çocuğunu, eşininde kendisinden habersiz olarak aynı çocuğu ikince kez aynı hanede "..." olarak ikinci defa kayıt ettirdiği gerekçesiyle mükerrer kaydın iptali ile nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesi talep etmiştir. Bu durumda, dava bu niteliğiyle hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine, mükerrer kaydın iptaline ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan davanın genel hükümlere göre, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......

                Somut olayda, davacı, doğum raporu ile "... ..." olarak kaydettirdiği çocuğunu, eşininde kendisinden habersiz olarak aynı çocuğu ikince kez aynı hanede "Çınar" olarak ikinci defa kayıt ettirdiği gerekçesiyle mükerrer kaydın iptali ile nüfus kaydının düzeltilmesine karar verilmesi talep etmiştir. Bu durumda, dava bu niteliğiyle hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine, mükerrer kaydın iptaline ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan davanın genel hükümlere göre, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Malatya 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Nüfus kaydının iptali istemine ilişkin davada Diyarbakır 1. Asliye Hukuk ve Bismil Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, gerçekte olmayan kişinin nüfus kütüğüne tescil edildiği iddiasıyla açılan nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının Bismil'de ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu