Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

.; Davacının babası ... ile onun babası olan ... arasında nüfus açısından kesintisiz bağ kurulamadığını, ayrıca muris ile tapu malikinin isimleri benzemesine rağmen soyisimlerinin aynı olmadığını, 19.10.1977 tarihinde alınan veraset belgesinde ... tek mirasçı olarak görünmesine rağmen 22.10.1948 tarihinde alınan veraset belgesinde altı kardeş ve bir yeğeni ile birlikte mirasçı olduğunun görüldüğünü, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, mirasçıların vatandaşı oldukları ülkelerle Türkiye arasında karşılıklılık anlaşmasının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuş, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm vermeye yeterli değildir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının gerçek babasının ... değil .... olduğunun tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davacı ...'un doğum tutanağı ile nüfus kaydına dayanak belgelerin ve davacının annesi ....'ın önceki evliliklerini de gösterir şekilde aile nüfus kayıt taplosunun ilgili nüfus müdürlüğünden, 2-Vekilin, babalığın tespiti davası açabilmesi için vekaletnamesinde bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden, özel yetkiyi içeren vekaletnamenin ilgilisinden, Temini ile dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Değerlendirme 1.İlk Derece Mahkemesince her ne kadar davacının 17.12.1976 olan doğum tarihinin 17.12.1978 olarak düzeltilmesine karar verilmiş ise de; davacının nüfus kaydının incelenmesinden davacının doğumunun nüfus kayıtlarına 24.12.1976 tarihinde tescil edildiği ve aynı anne babadan 01.08.1978 doğumlu Seylan adında bir kardeşinin olduğu anlaşılmaktadır. 2.Nüfusa tescil tarihinden sonra doğum olayının gerçekleşmeyeceği ve iki kardeş arasındaki muhtemel doğum süresi gözetilmeden nüfus kayıtlarında çelişki oluşturacak şekilde İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile davacının doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. V....

        edildiği gibi Emine Yağcı'ya ait kardeş bilgilerinin de tespit edilemediğini, davacının dava açmakta hukuki yararının olmadığını, öncelikle Emine Yağcı'nın bir kardeşi olduğunu ispat ederek nüfus kayıtlarını düzelttirmesi gerektiğini, Osman Yağcı'nın ölüm tarihi olan 1966 tarihinde yürürlükte olan Eski Medeni kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        nın doğurduğu çocuğu kendilerine alarak kendi nüfus kayıtlarına yazdırdıklarını, ancak davacının gerçek annesinin Ayşe, gerçek babasının ise Halil olduğunu beyan ederek davanın kabulünü talep etmiştir. 2.Davalılar ... ve ... cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev itirazında bulunduklarını, soybağının tespiti davalarının Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ayrıca husumet itirazında bulunduklarını, davanın eksik hasımla açıldığını, davacının ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aynı Kişi Olduğunun Tespiti, Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, Trabzon İlindeki nüfus kayıtlarında ..., Mersin İlinde ise ... ad ve soyadı ile kayıtlı kişilerin davacının amcası olduğu bildirilerek her ikisinin de aynı kişi olduklarının tespiti istenilmiş, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 16.04.2015 tarihli ve 2014/18247 Esas, 2015/6198 Karar sayılı ilamı ile “Dava, farklı hanelerde nüfusa kayıtlı kişilerin aynı kişi olduğunun tespiti istemine yönelik olup nüfus kaydının düzeltilmesine esas oluşturmaktadır....

            Bey ve ... olarak farklı şekillerde geçtiği, nüfus kaydında ise ... ve ... adlarına kayıtların bulunduğu, farklı isimlerdeki bu kayıtların ...'a ait olduğu anlaşıldığından; ... ve ... oğlu 01.07.1839 doğumlu ...'nin adının ... olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken ölü olan bu kişilerin nüfus kayıtlarında geçen adlarının da düzeltilmesine karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının ilk paragrafının 3. satırındaki "tespiti" sözcüğünden sonra gelen "ile ... olan adının ... olarak düzeltilmesine", ibaresinin metinden çıkartılmasına; hüküm fıkrasının 2. paragrafının 2. satırındaki "tespiti" sözcüğünden sonra gelen "ile adının ... olarak düzeltilmesine, aynı hanede çocukları ..., ... ve ...'nın baba adlarının da ... olarak düzeltilmesine" ibaresinin metinden çıkarılarak yerine "aynı hanede kayıtlı çocuklar ..., ... ve ...'...

              'nun anne-baba-kardeş ve çocuklarını gösterir nüfus aile kaydı getirtilerek, davacının muris annesinin ölüm tarihi ile kadastro tutanağındaki tespit malikinin ölüm tarihi arasında ortaya çıkan çelişkili durumun giderilmesini sağlamak olmalıdır. Bu araştırmalardan sonra gerekirse mahallinde keşif de yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda yazılan nedenlerle, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ölü olduğunun tespiti istenilen T3 26/07/1993 tarihinde İdil-Midyat Karayolunu kesen terör örgütü mensuplarınca kaçırıldığı, olayla ilgili soruşturmanın yürütüldüğü, Güroymak Sulh Hukuk Mahkemesinin 05/06/2018 tarih, 2017/130 Esas-2018/139 Karar sayılı kararı ile T3 gaipliğine karar verildiği, adı geçenin nüfus kayıtlarında gaip olarak göründüğü anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 44/2. maddesi gereği her ilgilinin cesedi bulunamayan kişinin ölü veya sağ olduğunun mahkemece tespitini dava edebileceği hükmü ile gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olarak 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. 1- Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, kaydın düzeltilmesi durumunda hukukları etkilenecek kişilerin davada taraf olarak bulunmaları esas olup ölü olduğunun tespiti istenilen Rahmi'nin davacı dışındaki diğer mirasçılarının da davalı...

                Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - 1-Davalılardan ... ile bu şahsın kardeşi olduğu belirtilen ... ...’ın kardeş olduklarını gösterir babalarına ait nüfus aile tablosunun, 2-Borcu ... ... ile bu şahsın eşi olduğu bildirilen ...’ın karı-koca olduklarını gösterir nüfus aile tablolarının, 3-Borçluya ilanen tebligat yapılmış bulunduğundan bu tebligata ilişkin divanhane tutanağının temin ve eklenerek Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu