"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 20.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Mahkemece davacı murisi Kıymat’ın baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu getirtilmemiş ve ayrıca Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Mahkemece yapılması gereken, davacının baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu getirtmek düzeltilmesi istenen kimlik bilgisine sahip bir başka kişi bulunup bulunmadığı Nüfus Müdürlüğünden sormak, aynı kimlik bilgisine sahip kişi var ise bu kişi, taşınmazı ve müşterek maliklerini bilen tanıklar , mahalli bilirkişiler ve kadastro tespit bilirkişileri dinlemek, tüm deliller toplandıktan sonra gerekirse taşınmazlar başında keşif yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurmak olmalıdır....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik yada hatalı işlenmesi kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Dava konusu 266 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının edinme sebebi bölümünde ... oğlu ...’in zilyet ve tasarrufunda iken 2004 yılında öldüğü, halen mirasçılarının zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, ancak mirasçılarının kimler olduğu bilinemediğinden taşınmaz ... oğlu ... adına tescil edilmiştir. Nüfus kayıtlarına göre ... Merkez ... Mahallesi 44 Hanede nüfusa kayıtlı 15.01.2004 tarihinde öldüğü anlaşılan ... oğlu ... adında bir kişi bulunduğundan, taşınmazın nüfus kayıtları ile tapu kayıtları birbirine uyumlu olan bu kişi adına kayıtlı olduğunu kabul etmek gerekir....
Yukarıda da değinildiği gibi isim düzeltilmesi davalarında mülkiyet nakline sebebiyet vermemek davanın temel unsurudur. Bu nedenle herhangi bir kuşukuya yer vermeyecek şekilde araştırma ve inceleme yapmak gerekir. Mahkemece de kadastro tutanakları getirtilmiş, zabıta araştırması yapılmış, nüfus kayıtları incelenmiş, tanık olarak dinlenen davacının babasının beyanları doğrultusunda davanın kabulüne gidilmiştir. Ancak yapılan bu araştırmalar hüküm vermek için yeterli değildir. Öncelikle, davacının annesinin, anne, baba ve kardeşlerini gösterir nüfus aile kayıt tablosu getirtilerek 9 ve 34 parsel sayılı taşınmazlardaki diğer paydaşlarla bağlantının kurulması gereklidir. 81 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise, davacının kayınpederinin baba adının tapuya yazılması iddiası ve bu yöndeki tanık beyanı karşısında bu beyanı destekliyecek şekilde nüfus kaydı getirtilmiş ise de kayıt tek başına iddiayı kanıtlamaya yeterli görülmemiştir....
Nüfus idaresi tarafından ... ve Gülsüm’ün 1978 yılında yerel yazım ile kayıt edildiklerinden anne baba kayıtlarına ulaşılamadığı bildirilmiş, zabıta marifeti ile yapılan araştırmada dava konusu taşınmazları kimin kullandığının bilinmediği tespit edilmiştir. Sadece tanık beyanına göre kayıt maliki ile düzeltilmesi istenen kişilerin aynı kişiler olduğunun kabulü mümkün değildir. Mahkemece yapılması gereken iş ...’nın tapulamada sayılan çocukları ... ...,..., ...ve ...’nin nüfus kayıtları tek tek araştırılmalı, tapulama bilirkişilerinden sağ olanlar ölü iseler tespit edilecek mahalli bilirkişiler ve davacı tanıkları ile taşınmazlar başında keşif yapılmalı, nüfus idaresinden tapu malikleri ile aynı isimli kişilerin kayıtları istenilerek incelenmeli ve sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmediğinden hüküm bozulmalıdır....
İsim düzeltme davaları, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan HUMK.nun 13.maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Tapuda isim düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanısıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702.maddesinin son fıkrası ile ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden, elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan herhangi biri de, tek başına tapuda miras bırakanla ilgili düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu tür davanın, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde, yetkiye dayanılarak dava açan kişinin, aktif dava ehliyeti vardır....
Taşınmazın bulunduğu nüfus müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmamış, Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır., Mahkemece Nüfus Müdürlüğünden, ......
Karar tarihinden sonra getirtilen 18.06.2009 tarihli nüfus kayıt örneğinde davacının baba adının "..." olarak idari yoldan düzeltildiği bildirilmiştir. Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarındaki davacının hatalı yazılan baba adının nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğinden, mahkemece nüfus müdürlüğünden getirtilen resmi nüfus kayıtlarına göre yeniden değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 07.07.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davalının temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davalarda, taşınmazların kadastro tespit ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi sonucu oluşan yanlışlığın tapu malikinin nüfus kayıt bilgilerine uygun olarak düzeltilmesi amaçlanmıştır. Eldeki davada, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında malikin baba isminin "..." yazılması gerekirken "..." olarak yazıldığı maddi hatadan kaynaklanan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK'nun 438/VII.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim tashihi isteğine ilişkindir. Tapu maliki ile ismi düzeltilmesi istenen davacılar murisinin aynı kişi olduğu ispatlandığı takdirde tapu kaydının nüfusa uygun şekilde düzeltilmesi gerekir. Kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması için öncelikle davacılar murisinin veraset ilamı dosyası ve nüfus kaydı getirtilmeli, nüfus müdürlüğünden tapu kaydında yazılı kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalıdır. Ayrıca 27 sayılı parselin imar öncesi kayıtların getirtilip taraf delilleri toplanıp kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Yetersiz inceleme ile verilen karar bozulmalıdır....