Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı vekili 15.12.2005 tarihli dilekçesi ile dava konusu 374, 440, 466, 1152, 1255 ve 1325 parsel nolu taşınmazlardaki tapu maliki murisi babasının tapu kaydında ... oğlu ... ... ... yazılı isminin nüfus kaydına uygun olarak ... oğlu ...şeklinde düzeltilmesini; yine dava konusu 215, 374, 702, 729, 731 ve 1970 sayılı parsellerde murisi, eşi'nin tapu kayıtlarında ... oğlu ... ... yazılı ismin nüfus kaydına uygun olarak Temur ... oğlu ... ... şeklinde düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı idare vekili yetersiz tanık beyanları ve zabıta araştırmasına dayalı kararın re'sen görülecek yönlerden bozulması istemiyle temyiz etmiştir. Dava, Medeni Kanunun 1027.maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı 21.11.2002 tarihli dilekçesi ile dava konusu 2173, 2172, 2222, 2220, 2217, 2157, 2119, 2314, 2449, 822parsel sayılı taşınmazlarda murisinin tapuda “İnce” yazılı soyadının nüfus kaydına uygun olarak “... ” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davaya konu taşınmazlardan 2449 parsel sayılı taşınmazda davacıların murisinin hissesi olmadığından reddine, diğer parseller yönünden malik hanesinin “... ” olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı ... Sicil Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Dava Medeni Kanunun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu Kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarından mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.04.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.10.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, tapu kayıtlarında malik olan murisi "... kızı ...'nin" "... ", "... karısı ...'nin" "... " ve "... kızı ...'in" "..." olarak düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Hukuk Mahkemesinin 2006/195 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davasında verilen yetki belgesine istinaden; 599 ada 28 ve 60 parsellerde Behiye: ... ... karısı-kızı şeklindeki kaydın nüfus kayıtlarına uygun biçimde ... kızı olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının davasını ispat edemediğinden, reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava Medeni Kanunun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir....
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Tapu kayıtlarında ismi düzeltilmesi istenen ..., ..., ... ve ...”ın dosya içerisinde nüfus kayıtlarının bulunmadığı, nüfus kaydı bulunan ...”in sağ veya ölü olduğunun nüfus kaydında kapalı kayıt görünmesi nedeniyle anlaşılamadığı görülmüştür. Ayrıca tapu kaydında ismi düzeltilen ...”ın mevcut nüfus kaydına göre sağ olduğu anlaşılmasına rağmen davacı olmadığı halde hakkında açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Yine dosyada mevcut nüfus kayıtlarına göre ölü oldukları anlaşılan ..., ..., ..., ... ve ...”in davacılar ile mirasçılık bağını gösteren nüfus kaydı veya veraset belgesi dosya içerisinde bulunmamaktadır. Mahkemece; belirtilen eksiklikler giderildikten sonra yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araştırma ve inceleme yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Davaya konu olayda; davacının murisinin tapu kayıtlarında “.....” yazılan soyadının “.....” olarak düzeltilmesi istenmiştir. Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, isminin düzeltilmesi istenen şahısların nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davacının murisi annesi nüfusta "... ... kızı ... " şeklinde kayıtlı olup davacının babası ... ile resmi nikahı olmadan soyisminin değiştirilemeyeceği, ayrıca "... kızı ... " isimli nüfus kaydı bulunup davacının murisinin baba adının "... ..." olarak değiştirilmesi talebi yerinde görülmediği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi uyarınca açılan tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Bir başka ifade ile tapuda isim düzeltilmesi davasında amaç tapu kaydındaki yanlış ve eksik bilgilerin nüfus kaydına uygun hale getirilmesidir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Tapuda isim düzeltilmesi davalarında amaç tapudaki kayıtların, nüfus kayıtlarına uygun hale getirilmesidir. Mahkeme tarafından yapılan yargılama ve toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. Somut olayda; dava konusu parsellerin kadastro tutanakları ve varsa dayanak kayıtları ile kayıt maliki olduğu iddia edilen “... oğlu, ... ...”’nün nüfus kaydı getirtilmeden hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, nüfusta isim tashihi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Nüfus davalarında yetkili mahkeme Nüfus Hizmetleri Kanunu' nun 36/1- a maddesi gereğince ilgilinin yerleşim yeri mahkemesidir. Davacının nüfus kayıtları incelendiğinde adresinin yurtdışı olduğu anlaşılmaktadır. Davacının Türkiye'deki son ikametgahının belirlenmesi tespit edilmesi halinde bu yerde yargılama yapılması tespit edilemiyor ise Ankara, İstanbul, İzmir mahkemelerinin birinde yargılama yapılması gerekir....
Nüfus kaydında ise davacının murisi malik ...'ın soyadı "..."tır. ... ... 1976 yılında ölmüş, ölümünden sonra 1987 yılında mirasçıları soyadlarını hükmen ... olarak düzelttirmişlerdir. Mahkeme mirasçıların soyadlarında yaptırdıkları bu düzeltmeyi nazara alarak malik ...'ın soyadının da tapuda "..." olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Ne var ki, ...'ın soyadı ... olup nüfus kaydında bu kişi ile ilgili hükmen soyadı tashihi yapılmamıştır. Onun ölümünden sonra mirasçıları tarafından soyadlarının değiştirilmesi murisin hukuki durumunu etkilemez. Diğer bir anlatımla, nüfus kaydının aksine tapu kaydında soyadı düzeltilmesi olanağı yoktur. Tapu kaydında isim düzeltme davalarında amaç, malik isminin nüfus kayıtlarına uyumlu hale getirilmesidir. Mahkemece bu yön gözetilmemiştir. Karar bozulmalıdır. Kabule göre de; dava konusu 740 parsel sayılı taşınmaz kaydında da düzeltim istendiği halde bu parsele ilişkin istem hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi ayrıca doğru değildir....