Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ....olan soyadının ....." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "Yakut" aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "Şenbaş" soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen... olmayıp davacı annenin velayeti altındadır. Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır....
Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir. (AYM, 02.07.2009, 2005/114 E. -2009/105 K.). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ..." olan soyadının "Taşkun" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "..." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "Taşkun" soyadı ile değiştirilmesi talebine ilişkindir ve velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen ... kişi değil, çocuktur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı düzeltilmesine ilişkin davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının evlilik sonrasında kullanmaya devam ettiği kızlık soyadının nüfus kaydından silinmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın çekişmesiz yargıya tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava tarihinde davacı annenin soyadının kızlık soyadı olan "Keskin" olmasına rağmen davacının İlk Derece Mahkemesi kararından sonra 23.03.2023 tarihinde evlilik yapması sonucu "Başaran" soyadını aldığı, bu bakımdan annenin, çocuğun soyadının kendi soyadıyla değiştirilmesinin koşulları oluşmadığından İlk Derece Mahkemesi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde davacının "..." olan adının "..." olarak düzeltilmesini, ... olan soyadının önüne kızlık soyadı olan "..."'un eklenmesini, davacının velayeti altındaki kızı ...'nın ... olan soyadının önüne ise davacının kızlık soyadı olan "..."'un ilave edilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük... ....'ın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, ....01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve bunun değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden, soyadı değiştirilmesi talebi yönünden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esastan incelenerek reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- Karşıyaka 2....
Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir. (AYM, 02.07.2009, 2005/114 E. -2009/105 K.). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan Beyza'nın "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan...'nın doğumla kazandığı "..." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "..." soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen Beyza ergin kişi değil, çocuktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Velayet Hakkına Sahip Annenin Çocuğunun Soyadının Kendi Soyadı ile Değiştirilmesi İstemli) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma üzerine yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının eski eşi ... ile 14.06.2010 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuklar ... ve ...'nin velayetinin davacıya verildiğini ileri sürerek, çocuklar ... ve ...'nin "..." olan soyadının davacının soyadı olan "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 18....
Kimlik numaralı T1 ile kardeşi, aynı yerde nüfusa kayıtlı T.C kimlik numaralı T2 nüfus kütüklerine, evlilik içi doğumdan baba soyadı olan “ÇAĞLAYAN” soyadı ile tescil edildiği, değiştirilmesini talep ettiği “KABADAYI” soyadının ise anneleri T.Ckimlik nolu Hatice KABADAYI'nın bekarlık soyadı olduğunun tespit edildiğini, davacıların “Çağlayan” olan soyadları, 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3. maddesine aykırı adlardan olmayıp, imla-yazım hatası bulunan ve genel ahlaka uygun olmayan, toplum tarafından gülünç karşılanan adlardan da olmadığını, ayrıca nüfus mevzuatında, evlilik birliği içerisinde doğan çocukların, annelerinin bekarlık soyadlarını kullanması ile ilgili herhangi bir düzenleme de bulunmadığını, bu nedenle; davacının bu davayı açmasında haklı nedeni ve hukuki yararı bulunmadığından Mersin 5....