İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: 1- Davacı tarafın muhdesat aidiyetinin tespiti isteminin Hukuki Yarar Yokluğu Nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2- Davacı tarafın alacak isteminin REDDİNE, şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kamulaştırma nedenine dayalı muhdesatın aidiyetinin tespiti talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m).Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m).22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi eşya hukukunda, muhdesattan, birarazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklindedikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez....
Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 mad.) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1 -h, 115 mad.)....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/107 Esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, Mahkeme tarafından yapılan keşif esnasında bilirkişilerin taşınmazı incelerken muhdesat ile birlikte bedel tespitinde bulunmuş olup, hisseler oranında yapılan tespitlerin, mülkiyeti müvekkiline ait olan muhdesatı da kapsadığından muhdesatın tespiti istemli dava açma zorunluluğu doğduğunu, davaya konu arsa vasıflı taşınmazın 1 nolu parsel üzerinde 22 kapı numarası ile giriş alan, halihazırda 3 dükkan, 8 daireden ibaret 5 katlı apartman, 23 kapı numarası ile giriş alan 4 dükkan,7 daireden ibaret 5 katlı apartman ve 2 nolu parsel üzerinde 21 kapı numarası ile giriş alan 1 dükkan, 6 daireden ibaret 8 katlı apartman bulunduğu, İş bu apartmanların müvekkili tarafından kendi emeği ve çabasıyla inşa edildiğini belirterek, parsel üzerindeki inşa edilen yapıların müvekkili tarafından yapıldığının tespiti ile muhdesata ilişkin tapu kütüğüne şerh düşülmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez. Hemen belirtmek gerekir ki hukuki yarar dava koşuludur. O halde, somut olayda; mahallinde yapılan keşif sonucunda, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporlarına göre; aidiyetinin tespiti istenen ve Mahkemece kabulüne karar verilen çardak ve sundurmalar taşınmazın bütünleyici parçası veya kalıcı nitelikte yapı olmadığına, muhdesat niteliğinde bulunmadığına göre çardak ve sundurmalar ile ilgili ret yerine kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, muhdesatın tespiti veya terditli olarak talep edilen yapı bedeline yönelik alacak davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir....
Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın, arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Diğer taraftan, tapu sicillerinin tutulması, kamu düzeni ile ilgili olup re'sen gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur....
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteği, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, karar verilmesi gerekir....
Muhdesat, şahsi bir hak olup (Türk Medeni Kanunu'nun 722, 724 ve 729. maddeleri), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106/2. Maddesi gereğince tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın taksitlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, mahkemece mülkiyetin aidiyetinin tespiti davasının açılması için süre verildiğini, hükmü veren mahkemece gerekli araştırmaların yapılmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda esas ve karar sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı tarafça muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açılmış ise de dava konusu taşınmazın bağımsız bölüm olup muhdesat niteliğinde olmadığı, bu durumda davacının tapu iptali ve tescil davası açabileceği, eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen iyileştirmelerin sebepsiz zenginleşme davasına konu olabileceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın, arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir....