Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 2011/12449 esas, 2011/1410 karar sayılı kararında açıklandığı üzere davacıların ileri sürdüğü bu sebepler, Türk Medeni Kanunun 696. maddesinde açıklanan, davalının diğer paydaşlara karşı olan yükümlülüklerini ağır surette ihlal ettiği ve müşterek mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hale getirdiğini göstermediğinden davanın reddine karar verilmesi doğru olmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2021 NUMARASI : 2020/55 2021/269 DAVA KONUSU : İstihkak (Taşınır Mal Haczinden Kaynaklanan) KARAR : Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 02.06.2021 tarih 2020/55 esas 2021/269 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı üçüncü kişi T2 vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 1.İcra Müdürlüğünün 2018/12874 sayılı dosyasıyla yapılan takipte müvekkiline ait taşınır malların 20/01/2020 tarihinde haczedildiğini, müvekkilinin borçluyla ilgisinin bulunmadığını, haciz adresinin üçüncü kişi Elif Çelik'ten müvekkiline ait şirket adına kiralandığını, mülkiyet karinesinin müvekkili lehine olduğunu belirterek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2024/90 Esas KARAR NO: 2024/87 DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli) DAVA TARİHİ: 06/02/2024 KARAR TARİHİ: 08/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Mülkiyet (Tespit İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, borçlu ile müvekkili arasında araç satımı konusunda anlaşma yapıldığını, bu satımdan dolayı müvekkilinin borçluya vermiş olduğu senetleri gününde ödediğini ve söz konusu aracı teslim almasına rağmen davalıların aracın devrini müvekkiline vermediklerini, müvekkilinin şehirde olmadığı bir dönemde yedek anahtar ile aracı aldıklarını, müvekkilinin ödediği paraları iade etmediklerini, haricen borçluların mal kaçırma eğiliminde olduklarını öğrendiklerini iddia ile borçlunun taşınır, taşınmaz, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.İhtiyati haciz isteminin Değişik İş esas defterine kayden tevzi edilerek gönderilmesi gerekirken sehven Esas...
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Somut olaya gelince; UYAP Takbis sistemi üzerinden yapılan güncel sorgulamada dava konusu 27 ada 9 parsel sayılı taşınmazda 19.10.2018 tarihinde satış suretiyle yapılan pay temlikleri sonucu ...'ın tek hissedar olduğu, dava konusu taşınmazda paylı veya elbirliği mülkiyetinin kalmadığı, ortaklığın sona erdiği anlaşıldığından mahkemece bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, 20.01.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Ortaklığının giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı var ise bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur. Dava konusu; ... Mahallesi, 1199 parsel nolu taşınmaz üzerinde 30.01.1986 tarih ve 158 sayılı yevmiye ile ... lehine irtifak hakkı bulunduğundan irtifak hakkı sahibine husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 23.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu maddeye göre "taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki mülkiyet hakkı ve diğer ayni haklar işlem anında malların bulunduğu yer hukukuna tabidir".2.fıkrasında ise "Taşınmakta olan mallar üzerindeki ayni haklara varma yeri hukuk uygulanır" denilmektedir. Bu halde dava konusu taşınır malların bulunduğu veya varma yeri Türkiye olduğu için Türk Hukuku uygulanmalıdır....
Suça konu araca el konulması ile araç sahibinin (borçlunun) mülkiyet ve tasarruf hakkı elinden alınmış olur. El koyma ile araç sahibinin (borçlunun) araç (eşya) üzerinde her hangi bir hakkı kalmamaktadır. Araç sahibinin mülkiyet ve tasarruf hakkı sona erdiğinden (el koyma işlemi ile) bu eşya üzerinde (araç) borçlu ile alacaklı arasındaki ilişkiden kaynaklanan bir başkasının rüçhan hakkından da söz edilemez. Zira; rüçhan hakkının varlığının devam edebilmesi için eşya (araç) üzerinde eşya sahibinin tasarruf ve mülkiyet hakkının devam ediyor olması gerekmektedir. Somut olayda, satışı yapılan araçla ilgili olarak henüz ceza mahkemesince verilen kesinleşmiş bir müsadere kararının bulunmadığı, ... 2. Sulh Ceza Mahkemesi' nin 2008/ 198 E. Sayılı dosyası üzerinden el koyma kararı verildiği, aynı mahkemenin 2011/ 259 E....
Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece tacir olan taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 13. maddesinde kararlaştırılan yetki maddesi nedeniyle ... Asliye Hukuk Mahkemesi yetkili olduğundan yetkisizliğe karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yetki itirazı ancak "görevli" mahkemede incelenir. Yerel Mahkemece önce mahkemenin görevi incelenip görevli olduğu belirtilmiş ve bu çerçevede mahkemenin yetkisini değerlendirdiğini belirtmiş ise de, mahkemenin taşınır kiralarından Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair tespiti isabetli değildir. Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi taşınmaz malların kiralanmasından kaynaklanan davalarla münhasır olmayıp, taşınır kiralarından kaynaklanan uyuşmazlıklar da Sulh Hukuk Mahkemesinin görevi içerisindedir. Bu nedenle yerel mahkemenin HMK'un 4/a maddesinin taşınır kiralarını kapsamadığından Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki değerlendirilmesi doğru değildir....
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Zile Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen bahse konu kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki ... vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, hırsızlık suçunun mağdurunun taşınır malın zilyedi olan kişi olduğu, anılan takipsizlik kararına karşı hırsızlık konusu 77 DT 762 plakalı aracın zilyedinin itiraz etme hakkının bulunduğu, bu itibarla aracın kayden maliki olan müştekinin zilyet konumunda olmadığından anılan takipsizlik kararına itiraz hakkının bulunmadığı cihetle itirazın reddine karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "hırsızlık" başlıklı 141. maddesinde yer alan, "(1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir." şeklindeki düzenlemede her ne kadar "zilyed" ifadesi geçmiş ise de, bu durumun eşyanın sahibinin şikayet hakkının bulunmadığı şeklinde değerlendirilmesinin mümkün...
Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır....