mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği düzenlenmiş olup söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra adli yargı yerleri görevli olduğundan, idari yargı mercilerinde görülmekte olan davaların anılan Kanun hükmü gereğince görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği düzenlenmiş olup söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra adli yargı yerleri görevli olduğundan, idari yargı mercilerinde görülmekte olan davaların anılan Kanun hükmü gereğince görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği düzenlenmiş olup söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra adli yargı yerleri görevli olduğundan, idari yargı mercilerinde görülmekte olan davaların anılan Kanun hükmü gereğince görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
nun açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun'un Ek 1. maddesinin 1. fıkrasına; 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle eklenen cümle ile uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde ilgili idarelerce imar programlarının veya imar uygulamalarının yapılmaması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların kamulaştırılırmaması veya her hâlde mülkiyet hakkının kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda...
Bir başka deyimle irtifak hakkı ile malikin mülkiyet hakkından doğan kullanma, yararlanma veya her ikisine ilişkin yetkileri kısıtlanmıştır. Şu durumda bir kısım taşınmazlar üzerinde daimi irtifak hakkı kurulduğu hususu ile daimi irtifak hakkı sahibinin davacının ürün ekmesine ve taşınmazı kullanmasına ilişkin rızasına dair bir belge sunulamaması nedeniyle bu kısımlara yönelik davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile daimi irtifak hakkı olan kısımlara yönelik davanın da kabulü bozmayı gerektirmiştir. b)Dava konusu parsellerden ....Köyü 222 ve ....Köyü 1813 nolu parsellerde tespit dosyası ile arpa ektiğini belirten davacı zararını bilirkişi, taşınmazlarda buğday ekili olduğundan bahisle buğday ürünü üzerinden hesaplamıştır....
Ek 1. maddesinin 1. fıkrasına; "Bu süre içinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davalar, adli yargıda görülür" hükmü eklendiğinden işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği gibi, 2) Kabule göre de, dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazlardan 20071 ada 2 parselin fiilen köprü ve yol, 20077 ada 3 parsel, 20061 ada 2 parsel, 20060 ada 4 parsel, 20311 ada 1 parsel, 20062 ada 4 parsel, 20310 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ise fiilen dere yatağında kaldığı ve dere yatağına istinat duvarı yapıldığı ve bu taşınmazlara da fiilen el atıldığının gözetilmemesi, Doğru görülmemiştir....
Sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “… anılan bölgede 3083 Sayılı Yasa hükümleri gereğince uygulama yapılarak çekişme konusu yerin 3603 ve 3630 parsele dönüştüğü, 3603 parsel sayılı taşınmazın 3. kişi adına tescil edildiği bu parsel bakımından davacı hazinenin aktif dava ehliyetinin kalmadığı ancak 3630 parsel sayılı taşınmazın ise Hazine adına sicil kaydının bulunduğu, DSİ’ye tahsis edilmiş olmasının hazinenin mülkiyet hakkından kaynaklı T.M.K’nun 683. maddesinden kaynaklı eldeki davayı açmasına engel olmayacağı, bu nedenle 3630 parsel bakımından açılan davanın kabulüne karar verilmesi ”gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 3630 sayılı parsel bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
Bu durumda davacının ecrimisil ödemesi Hazinenin üstün mülkiyet hakkını kabul ettiği ve fer'i zilyet olduğu anlamına gelmez. Üstelik kazanım koşulları oluşmuş mülkiyet hakkından vaz geçtiği anlamınada gelmez. Aksinin kabulü bir kimse kendi aleyhine beyanda bulunamaz ilkesine de aykırı olacağıda göz önünde bulundurularak zilyetliğe ilişkin tüm deliller değerlendirilmek sureti ile karar verilmesi gerekir. Davacı her ne kadar dava dilekçesinde 109 parsel sayılı taşınmaza Hazineyi hasım göstererek dava açmış ise de; yargılama sırasında 110 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü ile bu iki taşınmaz arasında kalan yol bölümünü de dava ettiği yer olarak göstermiştir. Hal böyle olunca 110 parsel sayılı taşınmazın tutanak aslı getirtilip tespit maliki Hazine ise bu parsel davalı hale getirtilmek sureti ile bu parselle ilgili de bir karar verilmeli, tespit Hazine dışında üçüncü bir şahıs adına ise davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerekeceği göz önünde bulundurulmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/286 Esas sayılı dosyası ile ecrimisil davası açıldığı bu davada görevsizlik kararı verildiği ancak dosyanın kesinleştirilmeden bu davanın açıldığı dolayısıyla dava şartı davanın her aşamasında değerlendirilebileceğinden ve ..... 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/286 Esas sayılı dosyası halen derdest olduğundan, derdestlik itirazı nedeniyle davanın usûlden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kat mülkiyeti hukukundan kaynaklanan arsa payından kaynaklı ecrimisil istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/03/2018 günü oy birliği ile karar verildi....
K A R A R Davacı vekili, kayden maliki olduğu taşınmaza davalı idarenin tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için ecrimisil talebinde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ecrimisil istemine ilişkindir. 1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 1126 parsel numaralı, tarla vasıflı taşınmazla ilgili olarak eldeki davanın tarafları arasında görülen Iğdır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/215-681 E.K. sayılı kamulaştırmasız el atma kaynaklı bedel davasında (iş bu dava 02.05.2012 tarihinde açılmış, 25.12.2012 tarihinde kabul yönünde karar verilmiş ve 19.08.2013 tarihinde kesinleşmiştir) dava konusu taşınmazın kanal vasfı ile davalı ... adına kaydına karar verildiği sabittir....