Diğer bir deyişle bir veya birkaç paydaşın bu türlü davalarda diğer paydaşları temsile yetkili bulunduğu açıktır. 21/06/1994 tarih, 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da; paydaşın açtığı elatmanın önlenmesi davasının, mülkiyet hakkından kaynaklanan ayni hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin pay oranında değil, mutlak olarak, taşınmazın tümü yönünden kabul edilmesi zorunludur. Bu husus, Türk Medeni Kanunun 684. maddesinde düzenlenen paylı mülkiyet hükümlerinin bir gereğidir." (Yargıtay 1.HD., 23/06/2016, 2014/18781 E. - 2016/7574K., Yargıtay 1.HD'nin 02/04/2012, 2012/1196 E. - 2012/3854 K.) Dosyada; dava konusu edilen eve yönelik müdahalenin meni isteğinin yanında ecrimisil talebi de bulunmaktadır. Mahkemece; eve yapılan müdahalenin yukarıda izah edildiği şekilde harç ikmali yapılması gerekirken eksik harç ikmali yapılması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
kaldı ki davacı tarafın dava dilekçesi ekinde davalıya çektiği ihtarnamenin örneğini sunduğunu, yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacı tarafın bu taşınmaz üzerinde kullandığı bir yerin olmadığını, davalının ise binada yer alan 2. katta oturuduğunu, bu sebeple davacının mülkiyet ve miras hakkından kaynaklı olarak müdahalenin men'ini talep etmekte haklı olduğunu gerekçe olarak belirtip dava konusu binada davacının miras payı olan 1/4'lük kısıma davalının müdahalesinin men'ine karar verildiğini, ecrimisil talepleri yönünden ise; zemin kattaki 1 adet dükkan, 1. katta yer alan daire ve en üst çatı kısmında yer alan 2 odalı eklenti vasfındaki yerin boş olduğunu, bu sebeple bu yerlerin kiraya verildiğine dair bir delilinde davacı tarafça sunulamadığını, farazi ihtimallere göre ecrimisil talep edilemeyeceğini, mevcut duruma göre ecrimisil hesabının yapılmasının gerekli olduğunu, bu sebeple bu üç boş vaziyette duran yer için davacının ecrimisil talep etme hakkının olmadığını, bu...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Muris Osman Sunalı'nın vefat ettikten sonra veraset ilamı gereğince tarafların hak sahibi olduğu dikkate alındığında, murisin sağlığındaki dönem için ecrimisil talebinde bulunulamayacağı kanaatiyle, 25/01/2019- 01/07/2021 (1.523,02+20.103,82 TL) tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talep edilebileceği anlaşıldı. Buna göre, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda, davalının yalnızca çıplak mülkiyet hakkına sahip olması nedeniyle taşınmazın semerelerinden faydalanamayacağı, bu hakkın ihtifa hakkı sahibi davacıya ait olduğu kanaatiyle, davanın kısmen kabulüne, 60.874,16- TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmiştir....
Öyle ise; somut taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescil davasında, dava tarihine göre belirlenen taşınmaz bedelinin tahsiline ve bu tarih itibariyle faize hükmedildiği ve ayrıca somut olayda olduğu gibi davanın kayıt maliki tarafından açılması durumunda kayıt malikinin dava tarihi itibariyle mülkiyet hakkından vazgeçip taşınmazın bedelini talep ettiği düşünüldüğünde kayıt malikinin ancak o davanın açıldığı tarihten geriye doğru ecrimisil isteyebileceğinin kabulü gerekir. Başka bir deyişle kamulaştırmasız elatma nedeniyle ecrimisil, ancak kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tesciline ilişkin davanın açıldığı tarihe kadar istenebilir. Somut olayda, ......
in kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuş, bilahare dava konusu ettiği taşınmazın 146 ada 5 parsel olduğunu bildirmiştir. Davalı, dava edilen taşınmazın kendine ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, davacının mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacının dava tarihi itibariyle kayden mülkiyet hakkı ve dolayısıyla davacı sıfatı bulumadığı saptanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin acentesi olarak çalışırken 30/09/2010 tarihinde önceden haber verilmeden ve haklı bir gerekçeye dayanmadan davalı tarafından acentelik sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkilinin kanundan ve sözleşmeden doğan haklarının karşılanmadığını ileri sürerek, portföy mülkiyet hakkından dolayı 3.000,00 TL, mahrum kalınan kardan dolayı 3.000,00 TL, sanal posttan kaynaklı 1.200,00 TL alacağın 30/09/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle mahrum kalınan kar talebini 4.869,32 TL'ye yükseltmiştir....
İcra takibine karşı davalı yaptığı itirazında davacı belediyenin mülkiyet hakkına karşı koymamış ancak takip talepnamesinde yazılan ecrimisil tutarının fazla olduğunu ileri sürerek itiraz etmiştir. Ecrimisil isteminin dayanağı tapu kaydına dayalı mülkiyet hakkı olduğundan ve uyuşmazlık talep edilen ecrimisil miktarından kaynaklandığından mahkemece davacının kayıttaki pay oranı gözetilerek isteyebileceği ecrimisil ve faiz tutarı bilirkişiye hesaplattırılıp dava sonucu hakkında buna uygun karar verilmesi yerine somut olaya ve dosya kapsamına uymayan bazı gerekçelerle davanın reddedilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun Ek 1. maddesinin 1. fıkrasına; 26/11/2022 tarih ve 32025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7421 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle eklenen cümle ile uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde ilgili idarelerce imar programlarının veya imar uygulamalarının yapılmaması ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazların kamulaştırılmaması veya her hâlde mülkiyet hakkının kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda...
Davacının davasının hukuki dayanağı Türk Medeni Kanununun 683. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkına dayanmaktadır. TMK'nın 683. maddesi hükmüne göre malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir. TMK'nın 683. maddesinde belirtilen davalar doğrudan doğruya mülkiyet hakkına ait yetkilerdir. Bu talepler mülkiyet hakkından kaynaklanır ve varlıklarını mülkiyet hakkına ayrılmaz bir biçimde bağlı olarak sürdürürler.Davacı kadın davalı kocasına noter kanalıyla ihtar göndermek suretiyle taşınmazdan yararlanma isteğini açık ve net şekilde ortaya koymuştur....
mülkiyet hakkından kaynaklı bedele ilişkin açılacak davaların adli yargıda görüleceği düzenlenmiş olup söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden sonra adli yargı yerleri görevli olduğundan, idari yargı mercilerinde görülmekte olan davaların anılan Kanun hükmü gereğince görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....