DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik, içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur. Bahsi geçen müdahale maddi olabileceği gibi farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. El atmanın önlenmesi davası açabilmek için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu dava bir eda davası olup taşınmaza haklı bir sebep olmadan kişi el atmış ya da tecavüz etmiş olmalıdır. Davacı olan mutlaka malın maliki ya da zilyeti konumunda olmalıdır. Müdahalenin men’i davası hukukumuzda geniş bir yere sahiptir....
Dava, müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinde orman kadastrosu çalışması yapılmamıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılan ve zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu, davacının dayandığı tapu kaydının sabit sınırlarının olmadığı için yüzölçümü miktarı ile geçerli olduğu ve bu miktar kadar yere revizyon gördüğü anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 28/01/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
T5 cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı davacı ve diğer maliklerinin tamamından 3.000,00TL bedel ile 1 yıl süre ile kiraladığı, kira bedellerinin davacı tarafından kabulü ile de kira sözleşmesine davacı tarafından icazet de verildiği savunmasıyla davanın reddini istemiştir. Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Yapılan inceleme sonucunda, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2021 Tarihinde yürürlüğe giren 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı Daireler arası İş Bölümü kararında 1. Hukuk Dairesi iş bölümünün 1. Maddesine göre; Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara karşı açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara bakma görevinin 1. Hukuk Dairesi'nin görevinde olduğu belirtilmiştir. Davanın niteliğine göre istinaf inceleme görevinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2020/397 Esas - 2022- 148 Karar sayılı 09/03/2022 günlü kararın ecrimisil talebinin reddi yönünden davacı vekili istinaf etmiş olup istinaf dilekçesi tarafıma gönderilmiştir ve yasal süresi içinde istinaf talebine karşı savunma ve itirazlarımı sunuyorum. Yerel mahkemesinin "davacının ecrimisil talebinin reddine" dair verdiği karar usul ve yasaya ve dosya kapsamına uygundur." şeklindeki cevaplarla ecrimisil talebinin lehine onanmasına, davacı vekilinin ecrimisil yönünden istinaf talebinin reddine karar verilmesini beyan etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE (TARAFLAR ARASINDA UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN VEYA OLMAYAN HUSUSLARLA BUNLARA İLİŞKİN DELİLLERİN TARTIŞMASI, RET VE ÜSTÜN TUTMA SEBEPLERİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALARLA BUNLARDAN ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKİ SEBEP) : Dava; çaplı taşınmaza (mülkiyet hakkına dayalı) "el atmanın önlenmesi" ve "ecrimisil (haksız işgal tazminatı)" istemlerine ilişkindir....
Dava, müdahalenin önlenmesi ve mevcut geçit hakkının korunması ile tapuya tescili istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35.maddesi uyarınca, kat malikleri tarafından yetki verilmiş olsa dahi apartman yöneticisi ana yapının aynını ilgilendiren mülkiyet hakkına dayalı davaları açamaz. Öne sürülen istek mülkiyet hakkı ile sıkı sıkıya bağlı bulunan haklardan olduğundan ancak kat malikleri tarafından doğrudan açılabilir. Bu durumda davacı apartman yönetiminin aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Keza aynı yasa hükmü uyarınca, taşınmazın aynı ile ilgili konularda apartman yönetimi aleyhine de dava açılamaz. Apartman yönetimi hakkında açılacak davalar, yönetimin 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde sayılan görevleri ile sınırlı olup, bu tür davalar kat malikleri hasım gösterilerek açılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.01.2015 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, irtifak hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davalılar murisinin maliki olduğu 125 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerinde, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğine aykırı şekilde bina yapmak suretiyle irtifak hakkına müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir. Davalılar vekili, dava konusu taşınmazda var olduğu iddia olunan irtifak hakkının usulüne uygun kurulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dosyadan, davaya konu taşınmazın kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden olduğu, davacının bu taşınmazda kendisinin zilyet bulunduğu davalıların ise haksız yere taşınmaza el attıkları iddiasıyla, el atmalarının önlenmesi ve el atmaları nedeni ile taraflarına ecrimisil ödenmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesini isteyebileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümleri gereğince istemde bulunma hakkına da sahiptir. Bu durumda mülkiyet iddiasıyla zilyet olan davacının ecrimisil istemine ilişkin olan davanın, dava dilekçesinde belirtilen ve harç alınan değerine göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ve Samsun 2.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın mülkiyet hakkına değil zilyetliğe dayandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki davanın mülkiyet hakkından kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 6100 Sayılı HMK'nun 4/1-c maddesine göre sulh hukuk mahkemesi, "taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları" görür. Somut olayda davacı, TOKİ tarafından yapılan gecekondu dönüşüm projesi kapsamında dava konusu taşınmazı satın aldığını buna rağmen davalıların haksız olarak taşınmazı işgal ettiğini belirterek yapılan haksız müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı, aynı dava sebebi ile davacının önceden de elatmanın önlenmesini istediğini ve bu talebinin mahkemece reddedildiğini, dolayısıyla kesin hüküm bulunduğunu, kendisinin yola müdahalesinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının sırf arazisine ulaşmak amacıyla dava konusu yolu kullanmasının kendisine dava açma hakkı tanımayacağı gerekçesiyle davacının aktif husumet ehliyeti yokluğu ve kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. TMK'nın 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince yollar kamunun ortak kullanmasına tahsis olunan yerlerdendir. Bu özellikleri gereği yoldan yararlanma hakkı olan kişilerin de elatmanın önlenmesi için dava açma hakları vardır. Somut olayda; davacı gerçek kişi olarak yoldan yararlanma hakkına dayalı olarak eldeki davayı açmış, mülkiyet hakkına dayalı bir iddiası yoktur....
Somut dava; mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür. Müdahalenin men’i davasında amaç, mülkiyet hakkına olan saldırının veya müdahalenin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle malına haksız olarak müdahalede bulunulan malik içinde bulunduğu durumdan kurtulmuş olur. Bahsi geçen müdahale maddi olabileceği gibi farklı şekillerde de ortaya çıkabilmektedir. Örneğin, bir fabrikada çalışan isçilerin fabrikanın makinelerine el koyması veya idarenin kamulaştırmasız olarak bir taşınmaz üzerinden enerji nakil ya da petrol boru hattı geçirmesi durumunda el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. TMK m.718’de taşınmaz mülkiyetinin içeriği açıklanmıştır. Buna göre, arazi üzerinde bulunan mülkiyetin kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üzerinde bulunan hava ve altında bulunan arz katmanları da taşınmaz mülkiyetinin kapsamı içindedir....