Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne, ödemede mükerrerlik teşkil etmeyecek şekilde toplam 47.550,00 TL geçici ve daimi maluliyet tazminat tutarının 16/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ... Hesabından alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, davalı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince dosyaya bir sureti ibraz olunan ve içeriği tarafların kabulünde olan ibra belgesine göre, başvuran ......
Ancak; 1-Mahkemece verilen ilk karar ile davalıların paylarına düşen miktarların toplamı olarak 303.187,50 TL kamulaştırma bedeli tespitine karar verildiği halde ilk kararı temyiz eden davalı ... ve temyiz etmeyen davalı ......
Davacılar ... ve arkadaşları, yapılan düzeltme işlemi neticesinde maliki bulundukları taşınmazın yüzölçümü eksiltilip, geometrik şekli değiştirilmek suretiyle davalılara ait taşınmaz lehine mülkiyet nakline sebep olunduğu ve ayrıca mükerrerlik durumu yaratıldığı iddiasıyla, hem düzeltme işleminin kaldırılması, hem de tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında düzeltme işleminin iptali istemiyle açılan dava iş bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş ve davaya tapu iptali ve tescil istemi yönünden devam edilmiştir....
Mahkemece, öncesi mera olan dava konusu taşınmazdaki 433,07 m2’lik alan için Kanun ve Yargıtay tarafından aranan 01.01.2003 tarihinden önce imar planlarının kesinleşmesi, yerleşim yeri içerisinde kalması ve mera özelliğini yitirme şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle 218 ada 26 parsel sayılı taşımazın beyanlar hanesinde bulunan mükerrerlik kaydının terkinine, 218 ada 26 sayılı parselin 460,68 m2 olduğunun tespitine, 218 ada 23 ( eski 5258 ) parsel sayılı taşınmazın ise 433,07 m2’lik kısmının çıkartılarak kalan kısmının ... köyü tüzel kişiliği adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Köyü Tüzel Kişiliği tarafından Orman Yönetimi aleyhine orman tahdidine itiraz davası açılmış; ... 1. Asliye hukuk Mahkemesinin 03.10.1984 gün ve 1982/602-1984/642 sayılı kararıyla 29 nolu orman tahdit komisyonu tarafından 2381 nolu orman sınır noktasının yanlış yerde aplike edildiğinin tespitine ve 29 nolu komisyon tarafından ihdas edilen Sandıklı, Yanık ..., Gemi ..., Buğday Alanı ..., ..., Ada ..., Kayaaltı, Hurşit ... ormanın tahdidinin iptaline karar verilerek, hüküm 14. Hukuk Dairesinin 13.06.1985 gün 1984/8295-1985/4343 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmişir. -2- 2008/8972 - 16560 Dava konusu ......
Köyü Tüzelkişiliği tarafından ... aleyhine orman tahdidine itiraz davası açıldığı; ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.10.1984 gün ve 1982/602-1984/642 sayılı kararıyla 29 nolu orman tahdit komisyonu tarafından 2381 nolu orman sınır noktasının yanlış yerde aplike edildiğinin tespitine ve 29 Nolu Komisyon tarafından ihdas edilen Sandıklı, Yanık ..., Gemi ..., Buğday Alanı ..., ..., Ada ......, ...... ormanın tahdidinin iptaline karar verildiği, hüküm 14. Hukuk Dairesinin 13.06.1985 gün 1984/8295-1985/4343 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava konusu ......
Mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1.maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda borçlu, aleyhinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı faturalara dayalı olarak daha önce ... 8.İcra Müdürlüğü'nün 2016/10978 Esas ile icra takibi yürütüldüğünü ve halen derdest olduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden mükerrer takibin iptalini talep etmiştir. Buna göre yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken, borçlunun istinaf başvurusunun ve şikayetin kabulü ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 20....
Şöyle ki, davacı Hazine; 19.08.2009 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen toplam 7.159,62 metrekarelik bölümün adına tescili istemiyle dava açmış olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu (A) ile gösterilen bölümler içerisinde kalan ve hükme esas 14.12.2015 tarihli teknik rapor krokisinde (B) ve (C) ile gösterilen bölümlerin; yörede yapılan 22/a uygulaması sonucunda, eski 1512 (yeni 15308 ada 1) ve eski 898 (yeni 15307 ada 9) parseller ile mükerrerlik oluşturduğunun belirtilmesi üzerine, bu rapor esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olup, bahse konu raporun eki krokinin incelenmesinde; 19.08.2009 tarihli bilirkişi raporu ile mükerrerlik oluşturduğu bildirilen eski 1512 ve 898 sayılı taşınmazlara ait tesis kadastro paftası ve bu taşınmazlara ait 22/a paftası da çakıştırılmak suretiyle gösterilmediğinden bu bölümlerin gerçekten mükerrerlik oluşturup oluşturmadığı da denetlenememektedir....
Bu anlatıma göre, davacı, imar uygulaması nedeniyle binmeli olarak tabir edilen mükerrerlik durumunun oluşması nedeniyle taşınmazından faydalanamamaktadır. Taşınmazın kayden olduğu fiiliyatta olmadığı iddia edilmiş olup, bilirkişi raporu ile de, 78 nolu imar uygulaması ile 175,00 m²lik kısmı yönüyle mükerrerlik oluşturulduğu, 175,00 m²lik kısmın 4 nolu ihdas parseli olarak yoldan ihdasen Balçova Belediyesi adına tescil edildiği, diğer ihdas parselleri ile birlikte geriye kalan 4.400,00 m2lik kısmın da muhtelif imar parsellerinde (hangi parseller olduğu açıklanmamış) Balçova Belediyesi adına tescil edildiği bildirilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/436 Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; aynı rehin belgesine dayalı olarak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu ve icra mahkemesince borçlunun itirazının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda alacaklının ilk takibe devam etmesi mümkün iken, yeniden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması doğru değildir O halde, mahkemece borçlunun mükerrerlik itirazı yerinde olduğundan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....