Dava konusu somut olayda davacı şirket davalıya iflas kararının varlığına rağmen sehven ödeme yapıldığını aynı miktarın iflas masasına ödenmesi nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek alacak isteminde bulunmuştur. Mahkemece her ne kadar davacının öncelikle iflas masasına kayıt kabul isteminde bulunması ve istemi reddedildiği takdirde kayıt kabul davası açmasının hukuken zorunlu olduğu belirtilerek pasif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere dava konusu alacak, iflastan sonra doğmuş olup masa borcu da olmadığına göre İİK'nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından değildir. Dava konusu alacak, genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, zilyetlik iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil veya sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu talebin zamanaşımına uğradığı, Sebepsiz Zenginleşme Davasının alacağını tahsil eden alacaklıya karşı değil de, yapılan ödeme nedeniyle sebepsiz yere dosya borcundan kurtulan dosya borçlusuna karşı açılması gerektiği, alacaklının, kanundan doğan müracaat haklarını kullandığı ve alacağını tahsil ettiği, bu sebeple sebebe dayalı olarak zenginleştiği, yani sebepsiz zenginleşmediği, borçlunun ise hiçbir ödeme yapmadan borçtan kurtulması nedeniyle sebepsiz zenginleşen yegane kişi olduğu, Açılan davanın öncelikle Husumetten reddi gerektiği, Davacı taraf ilamdan bahsedip kesinleştiğini söylemesine rağmen takibi ilamsız baslatmış ve fahiş miktarda faiz işlettiği, müvekkilinin hamil olduğu Kıymetli Evrak (Çek) sebebiyle TTK.md.808'deki başvuru haklarına ve İİK.md.167'e dayalı olarak, Kambiyo Senetlerine Özgü takip başlattığı, İlk olarak 05/08/2019 tarihinde haciz uygulanmış; davacı da kanundan doğan haklarını kullanarak hacze...
(HUMK. 76.madde; HMK. 33.madde) Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir. Taraflar arasında malvarlıklarının değişimi bir sözleşmeye dayanır ise sebepsiz zenginleşmeden sözedilemez. Sebepsiz Zenginleşme alacaklıya ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin eder. Malvarlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Bunun bir sonucu olarak da, sözleşmeden doğan bir hukuki ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunması olanaklı değildir. (HGK 13.06.2007 tarih, 2007/18-330 E.; 2007/350 K.; 17.02.2010 tarih, 2010/13-93 E.; 2010/88 K.) TBK'nın 146.maddesinde (818 sayılı BK md.125) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır....
Ancak yüklenici davalı ile davacı arasında yapılan harici satış sözleşmesi gereğince davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine de dayandığı dikkate alınarak şayet yüklenici davalının, arsa sahibi davalıya karşı feshedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yaptığı inşaat bölümü yönünden sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı olarak talep edebileceği bir hakkı varsa davacının, harici satış sözleşmesi ile satın aldığı bağımsız bölüme düşecek hissesi oranında davalı arsa sahibi ...' ten talepte bulunabilir. Ayrıca, davacı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinden sonrada yüklenicinin eksik işleri ile ilgili satın aldığı bağımsız bölüme harcama yaptığını ileri sürmüştür. Bu durumda, davalı arsa sahibinin yapılan faydalı masraflardan dolayı bir zenginleşmesinin olacağı muhakkaktır....
Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Dava, 1779 ada 5 parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu iddia eden davacının, taşınmazın dava dışı ..... isimli şahsa 700.000 TL bedelle satıldığını hissesine düşen 100.000 TL'nin, kendisine ödenmesi gerekirken davalıya ödenmesi nedeniyle, davalıdan 100.000 TL'nin tahsiline dayanan alacak davasıdır. Davacı ... 1779 ada 5 parselde hissedar olduğunu ileri sürerek iş bu alacak davasını açmıştır. Ne var ki dosyada mevcut tapu kayıtlarında, davaya konu taşınmazda davacı hissedar ya da malik değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, satım akdi iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemenin sebepsiz zenginleşme nitelendirmesi bulunmamaktadır. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi’nin ESAS NO: 2015/3601, KARAR NO : 2016/170 tarihli kararında ‘’ Davacılar vekilinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine gelince; mahkemece hakkın özünün hak düşürücü süreye uğramış olmasının tazminat istemi yönünden de etkin olduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Dava, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, davacının, hakkında iptal kararı verilen çeke dayalı ilamsız takip başlattığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak davalıya başvurabileceği, davalının usulüne uygun ödeme yaptığını kanıtlayamadığı, takip tarihi itibariyle davacının alacak ve faiz bedeli yönünden alacaklı olduğu, alacağın likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının icra inkar tazminatının kabulüne, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Davalı vekilinin yargılama giderleri yönünden temyizine gelince, hüküm fıkrasının 3.bendinin mükerrer hesaplama neticesi yazılmış olması doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı kanunun geçici 2. maddesi yollamasıyla...