Hukuk Dairesinin usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, ...., İlçesi ....,Köyü 145 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ...., 145 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ... ...adına kayıt ve tesciline, mükerrer kayıtların iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır. Davacılar müşterek dava dilekçelerinde, davacı ...., adına kayıtlı 6463 parsel ve davacı ... ...adına kayıtlı 6464 parsel sayılı taşınmazın kadastrosunun mükerrer yapıldığının ve kaydın iptaline karar verileceğinin tapu müdürlüğünce kendilerine bildirildiğini, dava konusu taşınmazları önceki maliklerinden satın alırken tapuda herhangi bir şerhin bulunmadığını ve tapuya güven ilkesi ile satın aldıklarını ileri sürerek dava açmışlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.06.2010 gününde verilen dilekçe ile mükerrer kadastronun iptaline ilişkin işlemin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif dava ehliyeti bulunmadığından reddine dair verilen 10.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, mükerrer kadastro yapıldığı gerekçesiyle adına kayıtlı 171 parsel sayılı taşınmazın kaydının iptal edildiğini ileri sürerek taşınmaz kaydının iptaline ilişkin işlemin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş, mahkemece davanın mükerrer kadastroya konu diğer taşınmaz malikine yöneltilmesi gerektiği belirtilerek pasif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : 3402 SY'NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN İPTALİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "düzeltme işlemi ile iki köy arasında taşınmazların birbirine binmeli olarak tersim edildiği, sınırlar saptanırken kenarlaştırma yapılmadığı, fiili kullanımın dikkate alınmadığı, bu nedenle aynı taşınmaz parçasının mükerrer kadastroya tabi tutulduğunun anlaşıldığı, mükerrer kadastronun söz konusu olduğu hallerde artık Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre değil de 22. maddeye göre işlem yapılması gerektiği, Mahkemece davanın doğru hasma yöneltildiği ve yapılan işleminde Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği hususu gözetilerek düzeltme işleminin iptaline karar verilmesi" gereğine değinilmiştir...
Uyuşmazlık, 1954 yılında tespiti kesinleşen 29 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile 1970 yılında yani daha sonra tespiti keşinleşmiş bulunan 227 parsel sayılı taşınmazın 958,45 metrekarelik bölümünün mükerrer kadastroya tabi tutulmasından kaynaklanmakta olup mükerrer kadastronun söz konusu olduğu hallerde 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesine göre değil, aynı kanunun 22. ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesi çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir. Tapu Müdürlüğü tarafından bu doğrultuda yapılan işlemin iptali istemiyle dava açılmış bulunduğuna ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna göre ihtilafın Asliye Hukuk Mahkemelerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Mahkemece davanın niteliği konusunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
Dava, 3402 sayılı Kanun'un 22/1. maddesi kapsamında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1026. maddesinde düzenlenen ve niteliği itibariyle mülkiyet ihtilafından kaynaklanan, mükerrer kadastro nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır....
DAVA TÜRÜ : MÜKERRER KADASTRONUN İPTALİ KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ...Mahallesi çalışma alanı içinde yapılan uygulama kadastrosu sırasında mera vasıflı eski 938 (yeni 151 ada 462) parsel sayılı taşınmaz ile ... Mahallesi çalışma alanı içinde bulunan davalılar ... ve ...ile ... adına kayıtlı bulunan eski 667 ve 668 (yeni 101 ada 314 ve 315) parsel sayılı taşınmazlar arasında mükerrerlik oluştuğunun fark edilmesi üzerine davacı İdare vekili tarafından mükerrer kadastro işleminin düzeltilmesi istemi ile dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda ... Mahallesi 151 ada 462 parsel sayılı taşınmazın;......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MÜKERRER KADASTRONUN İPTALİ - KARAR - Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, kadastro sonrası nedene dayalı ifraz işlemindeki tersimat hatasına ilişkin olduğu, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca düzeltme işleminin var olduğu, tapu kaydına da bu hususun şerh olarak düşüldüğü anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir....
Askı ilan süresi içinde ... 49 parsel numarası ile tesbiti yapılan taşınmazın 1990 yılında kadastrosunun yapılarak 17 parsel numarası ile adına tesbit ve tesçil edildiğini ileri sürerek ikinci kez yapılan kadastronun iptali isteğiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve ikinci kadastronun iptaline karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ...tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece karar yerinde gösterilen gerekçelere ve özellikle mükerrer kadastro işleminin varlığından söz edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. İki ayrı kadastro tesbitinin varlığından söz edilebilmesi için her iki tesbitin konusu alan taşınmazın aynı olması ve ayrıca usulüne uygun biçimde tutanaklarının düzenlenip malik hanesinin doldurulması ve gerekli ilamların yapılması ve taşınmazın haritaya bağlanması gerekir....
Yönetimi, 06/08/2014 tarihli dava dilekçesiyle, ...ilçesi Merkez Beldesi sınırları içinde bulunan ormanların 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 2/B madde uygulama çalışmaları 55 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapıldığını ve 08/10/1987 tarihinde düzenlenen askı mazbatasıyla ilan edilerek kesinleştiğini dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde bırakıldığını, ...ilçesi ....köyünde 27 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan ve 26/01/1990 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman tahdit kadastrosunda dava konusu taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığını, arazi kadastrosunun 2010 yılında yapıldığını, çekişmeli taşınmazın kişi adına tespit edilerek kesinleştiğini, 27 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılan kadastronun mükerrer olup yok hükmünde olduğunu ileri sürerek ikinci orman kadastrosunun iptali ile davalı adına yapılan tapunun iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....
Köyü sınırları içinde olduğu, kadastro tespiti sırasında Kışmanlar Köyü kadastro paftasındaki sınırları dikkate alınmadan orman ve 631, 632 ve 633 parsel sayılı taşınmazlara binmeli olarak tespit ve tescillerinin yapıldığı, kadastro müdürlüğünce 1067 ve 1068 parsel sayılı taşınmazlarda hatalı tersimat bulunduğu gerekçesiyle düzeltme yapıldığı, gerçekten de davalılara ait taşınmazların bulunduğu köy sınırları dikkate alınmadan tersimat hatası yapıldığının anlaşıldığı, bu hatanın mükerrer kadastro nedeniyle Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca düzeltilmesi de olanaklı iken tersimat hatası düzeltilerek mükerrer kadastronun 41. maddeye göre yapılan düzeltme ile giderilmesi işlemin iptalini gerektirmediği, yapılan düzeltme işlemi doğru bulunduğundan davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....