Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır. Bunlardan birisi İcra İflas Yasasının 68 ve 69.maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise aynı yasanın 67.maddesi gereğince mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptalini istemektir....

    Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır. Bunlardan birisi İcra İflas Yasasının 68 ve 69.maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemek, diğeri ise aynı yasanın 67.maddesi gereğince mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptalini istemektir....

      Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır....

        Maddesinin son fıkrasında salt yetki itirazında bulunulması halinde yapılacak işlemleri düzenlediği, borca ve yetkiye birlikte itiraz edilmesi hali ile ilgili olarak düzenleme yapılmaması kanun koyucunun bilinçli tercihi olduğu, yorum yoluyla yasanın düzenlemediği bir hususta uygulama yapılamayacağı, bu durumda İcra ve İflas Kanunu'nu hükümlerinin uygulanması gerektiği, sonuç olarak yetkili icra dairesinden başlatılmış geçerli bir takip bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali talebiyle açılan iş bu davanın HMK 114/2 md ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine" karar verildiği anlaşılmıştır....

        Esas sayılı dosyasında 85.375,07 TL ( takip sonrası işlemiş faiz ve feri ve masrafları hariç ) ilamsız icra takibi başlattıklarını, Borçlular işbu takibe ilişkin borcun tamamına, imzaya ,yetkiye , faize , faiz oranlarına ve diğer tüm fer'ilere itiraz ettiğini, borçlunun itiraza ilişkin iddialarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, Borçlu ... itiraz dilekçesinde yalnızca icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini, ... iş bu icra takibine ilişkin borcu olduğunu kabul etmediğini, itirazı yetki itirazı sınırlı olduğunu, borçlunun yetkiye itirazlarının kabulünün mümkün olmadığını, tacir olan borçlular ile müvekkili arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 60. vd Maddesi gereğince yetkili mahkeme ve icra daireleri müvekkili bankanın merkezinin bulunduğu yer icra müdürlükleri olarak belirlendiğini, müvekkili bankanın merkez adresi İstanbul Şişli olup olduğunu, Borçlu ... ise imzaya , yetkiye borcun tamamına, faize ve faiz oranları ile diğer tüm ferilerine itiraz etmesine...

          Esas sayılı dosyasında 85.375,07 TL ( takip sonrası işlemiş faiz ve feri ve masrafları hariç ) ilamsız icra takibi başlattıklarını, Borçlular işbu takibe ilişkin borcun tamamına, imzaya ,yetkiye , faize , faiz oranlarına ve diğer tüm fer'ilere itiraz ettiğini, borçlunun itiraza ilişkin iddialarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, Borçlu ... itiraz dilekçesinde yalnızca icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini, ... iş bu icra takibine ilişkin borcu olduğunu kabul etmediğini, itirazı yetki itirazı sınırlı olduğunu, borçlunun yetkiye itirazlarının kabulünün mümkün olmadığını, tacir olan borçlular ile müvekkili arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 60. vd Maddesi gereğince yetkili mahkeme ve icra daireleri müvekkili bankanın merkezinin bulunduğu yer icra müdürlükleri olarak belirlendiğini, müvekkili bankanın merkez adresi İstanbul Şişli olup olduğunu, Borçlu ... ise imzaya , yetkiye borcun tamamına, faize ve faiz oranları ile diğer tüm ferilerine itiraz etmesine...

            İİK.nun 265 nci maddesi uyarınca aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen kimsenin, borcun sebebine, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebileceği hükme bağlanmıştır. Uyuşmazlığa konu olayda itiraz edenler vekili, ihtiyati haciz kararında mahkemenin yetkili olmadığını ileri sürmüştür. Yazılı gerekçe ile yetki itirazı ret edilmiştir. Ancak, ihtiyati haciz kararı çeke dayalı olarak tesis edilmiştir. Çek, kambiyo senetlerindendir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar, aranacak alacaklardandır. Bu alacaklar için, borçlunun ikametgahında dava açılması gerekir. Çeke dayalı davalarda da çekin ödeme yeri ile borçlunun ikametgahı yer mahkemeleri yetkilidir. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir. Somut olayda çekin keşidecisi olan ve karara itiraz eden şirketin ikametgahı ile çekin lehtarı olan ve karara itiraz eden şirket temsilcisinin ikametgahı ... ilçesindedir. Muhatabı da Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş.’nin ... Şubesi’dir....

              Davacı alacaklı 01.08.2012 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 03.02.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 1.500,00 TL’den 2014 yılı Ocak, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ayları kira bedeli 9.000,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçlulara 25.02.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu ...’in takibe itiraz etmemesi üzerine takip ... yönünden kesinleşmiştir. Davalı borçlu ... vekili 03.03.2015 tarihli itiraz dilekçesinde; yetkili icra dairesi Körfez icra dairesi olduğundan yetkiye itiraz ettiklerini, alacaklının icra takibine konu ettiği borcun müvekkiline ait olmadığını, alacaklı ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmayan müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek icra takibine, yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-)Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının REDDİNE; 2-)Alacaklının temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede yetkiye ve borca kısmi itirazda bulunduğu, alacaklının itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece yetkiye yönelik itirazın kaldırılmasına, takibe dayanak belgelerin İİK'nun 68/1. maddesinde...

                  Dava; takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, girişilen takibe karşı davalı tarafça borç ve fer'ilerinin yanında yetkiye de itiraz edildiği, ancak yetkili icra dairesinin gösterilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesi yollaması ile somut olayda uygulanması gereken ve itiraz tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HMUK'nın 23. maddesince uygun bir yetki itirazından söz etmek mümkün değildir. Açıklanan hususlar karşısında, İİK'nın 50. maddesi gereğince icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz bir karara bağlandıktan sonra, tarafların delil ve belgeleri toplanıp, oluşacak sonuca göre uyuşmazlığın esası yönünden karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu