Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinde yetkiye itiraz etmesinden sonra, 11.09.2015 tarihinde icra müdürlüğünde borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun icra zaptına yazılan aynı tarihli imzalı beyanı ile yasanın lehine vermiş olduğu tüm itiraz ve şikayet haklarından süreleriyle birlikte feragat ettiğini beyan ederek takibin kesinleştirilmesini istediği ve mallarına haciz konulmasına muvafakat ettiğini bildirdiği görülmüştür. O halde, mahkemece borçlunun yetkiye itirazının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek, yetkiye itiraz ettiği, mahkemece itiraz ve şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK'nun 50/1.maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK 'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir. Buna göre, çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6.madde), muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK 10.madde) ve ayrıca İİK'nun 50/1.maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar....
de borca ve yetkiye itiraz etmiş ise de 14.05.2014 tarihli duruşmada yetkiye itirazından feragat ettiği ve diğer borçlular yönünden takip, itiraz tarihi olan 21/02/2014 tarihi itibariyle henüz kesinleşmediğinden ... İcra Dairelerinin yetkisi de henüz kesinleşmemiştir.O halde mahkemece itiraz eden borçlunun adresinin, çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin ... olması nedeniyle yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. UE...
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin tahdidi olarak sayıldığı, bunların mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere ilişkin olduğu, itiraz eden borçlu yanca yetkiye itiraz edilmiş olup, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 36/2 maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığından, yetki itirazının yerinde olmadığı, kat ihtarnamesi keşide edilerek alacağın muaccel hale geldiği, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin, şekli ve sınırlı olarak İİK'nun 265. maddesinde açıkça düzenlendiği, borçlu vekilinin diğer itirazlarının madde kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2020/9666 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacının takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı gerekçesiyle yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu Ankara 3. İcra Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddesi gereğince; Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas sayılı dosyasındaki takip talebinin dayanağının bu rücu hakkı olduğu, borca ve işletilen faiz miktarına yönelik itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki, sıfat, zaman aşımı itirazlarının bulunduğu, müvekkilinin aracı fiilen sattığından esas yönünden de davanın reddi talep olunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava İİK 67 maddesi gereğince İtirazın İptaline ilişkindir. Borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır....
Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır....
ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe, yetkiye ve imzaya itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; alacaklının, borçlu aleyhine başlattığı genel haciz yoluyla takipte vekaleten görülen işlerden doğan komisyon ve iş takibi ücretlerini talep ettiği fakat takip talebine herhangi bir belge eklemediği, borçlunun ise, süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Alacaklı takip talebine, takibe ilişkin belgeleri eklemediği için itirazın kaldırılması aşamasında artık bu belgelere dayanamaz. Borç ve akdi ilişki de borçlu tarafında kabul edilmediğinden bu durumda akdi ilişkiye dayalı alacak sözkonusu değildir. O halde; mahkemece, HMK'nun 6. maddesi gerecince takibin, borçlunun yerleşim yeri olan ...' da yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....