Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2020/9666 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, davacının takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı gerekçesiyle yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu Ankara 3. İcra Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddesi gereğince; Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İİK'nun 265. maddesinde, ihtiyati hacze itiraz nedenlerinin tahdidi olarak sayıldığı, bunların mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin dayandığı nedenlere ilişkin olduğu, itiraz eden borçlu yanca yetkiye itiraz edilmiş olup, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin 36/2 maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığından, yetki itirazının yerinde olmadığı, kat ihtarnamesi keşide edilerek alacağın muaccel hale geldiği, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin, şekli ve sınırlı olarak İİK'nun 265. maddesinde açıkça düzenlendiği, borçlu vekilinin diğer itirazlarının madde kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine karar verilmiştir. Kararı, itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir....

      Esas sayılı dosyasındaki takip talebinin dayanağının bu rücu hakkı olduğu, borca ve işletilen faiz miktarına yönelik itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki, sıfat, zaman aşımı itirazlarının bulunduğu, müvekkilinin aracı fiilen sattığından esas yönünden de davanın reddi talep olunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava İİK 67 maddesi gereğince İtirazın İptaline ilişkindir. Borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için, yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunmalıdır....

        ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....

        Bu davada da iddiasını haksız fiilden doğan para alacağı olması nedeniyle HUMK'nun 21 ve BK.nun 73.maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu noktasına dayandırmıştır. Davalı borçlu ise; genel hükümlere göre borçlunun ikametgahı İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle hem İcra Müdürlüğünün hem de davanın açıldığı bu mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu savunmuş, böylece icra dairesinin yanında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Mahkemece; icra takibinde davalının hem borca hem de yetkiye itiraz ettiği halde, davada yetkiye itirazın iptali yönünde istemde bulunulmadığı böylece yetki itirazının benimsendiği dolayısı ile geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. İlamsız takipte borçlunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması karşısında Yasa; bunu kabul etmeyen alacaklıya takibin devamını sağlamak için iki yol tanımıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibe, yetkiye ve imzaya itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda; alacaklının, borçlu aleyhine başlattığı genel haciz yoluyla takipte vekaleten görülen işlerden doğan komisyon ve iş takibi ücretlerini talep ettiği fakat takip talebine herhangi bir belge eklemediği, borçlunun ise, süresi içerisinde verdiği itiraz dilekçesi ile yetkiye ve borca itiraz ettiği görülmüştür. Alacaklı takip talebine, takibe ilişkin belgeleri eklemediği için itirazın kaldırılması aşamasında artık bu belgelere dayanamaz. Borç ve akdi ilişki de borçlu tarafında kabul edilmediğinden bu durumda akdi ilişkiye dayalı alacak sözkonusu değildir. O halde; mahkemece, HMK'nun 6. maddesi gerecince takibin, borçlunun yerleşim yeri olan ...' da yapılması gerektiği gerekçesi ile yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

              Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

                DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava, tüketilen enerji bedelini ödemediği iddiasıyla başlatılan ilamsız icra takibinde vaki yetkiye ve borca yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. ...33. İcra Dairesi'nden 2022/33125 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı borca ve yetkiye itiraz etmiş icra takibi durmuştur. İtirazın hükümden düşürülmesi için yasal süresi içerisinde bu dava açılmıştır. İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK'nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi; "(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.)...

                  İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kat'i surette karara raptolunur. Dava dilekçesinde borçlu davacı, yetkiye itirazla birlikte imzaya itirazını ileri sürmüş ise de, mahkemece yetkiye itiraz hakkında öncelikle karar verilmesi gerekirken, yetkiye itiraz konusunda hiçbir değerlendirme yapılmadan esas hakkında karar verilmiştir. Mahkemece, öncelikle borçlunun yetkiye itirazının çözümlenmesi ve yetkiye itiraz yerinde görülmezse, imzaya itirazının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Açıklanan sebeplerle; HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince esasa yönelik inceleme yapılmaksızın, birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu