Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2019/676 ESAS - 2021/2133 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; aleyhine takip başlatıldığını, yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin Gebze mahkemeleri olduğunu, söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

Davalı vekili, icra takibinin yetkiye ve borca itiraz nedeniyle durduğunu, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrinin icra mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilen ödeme emrinin bu kez usulsüz olarak tebliğ edildiğini, tebligatın usule aykırı olup, geçersiz olduğuna yönelik itirazın süresi içinde borca ve yetkiye itiraz ile birlikte yapıldığını, bu haliyle davanın itirazın iptali davası olmayıp ancak alacak davası olabileceğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda, yanlar arasındaki sipariş sözleşmelerinde ......

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetkiye ve faize itiraz K A R A R Davacı ... tarafından davalılar ..., ..., ..., ... aleyhine açılan yetkiye ve faize itiraz davasının reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine yapılan inceleme sonunda Daire'nin 11.03.2013 tarih ve 2013/1093 Esas, 2013/3155 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. Mahkemece, onama kararı HUMK'nun 438. maddesi (HMK'nun 372. m.) gereği usulüne uygun şekilde taraflara tebliğ edildikten sonra taraflardan birinin karar düzeltme yoluna başvurması halinde dosyanın inceleme yapılmak üzere Yargıtay'a gönderilmesi gerekirken, onama kararı taraflara tebliğ edilmeksizin, taraflardan birinin kanun yoluna ilişkin bir başvurusu da bulunmadığı halde dosya Dairemize gönderilmiştir....

      Böyle bir açıklık ve başka bir kayıt da yoksa, çek muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödeme yeri sayılır.) ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin yetkiye dair itirazının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, ihtiyati hacze itiraz eden yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, itiraz eden (borçlu) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, itiraz eden (borçlu) vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 20/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verdiğini, davacı tarafın sadece tebligatın öğrenilme tarihine itiraz ettiğini, dosyada Tebligat Kanunu 20. maddesinin şartlarının oluşmadığını, davacı/ borçlu taraf dosyaya muvakkaten başka yere gittiğine dair bir belge sunmadığını, süresinde olmayan bir dava ve yetkiye itiraz dilekçesi ile imza ve yetkiye itiraz edilmesinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı borçlu aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir....

          Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinde yetkiye itiraz etmesinden sonra, 11.09.2015 tarihinde icra müdürlüğünde borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun icra zaptına yazılan aynı tarihli imzalı beyanı ile yasanın lehine vermiş olduğu tüm itiraz ve şikayet haklarından süreleriyle birlikte feragat ettiğini beyan ederek takibin kesinleştirilmesini istediği ve mallarına haciz konulmasına muvafakat ettiğini bildirdiği görülmüştür. O halde, mahkemece borçlunun yetkiye itirazının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            İcra Dairesinin yetkili olduğunu ileri sürerek, yetkiye itiraz ettiği, mahkemece itiraz ve şikayetlerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK'nun 50/1.maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK 'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir. Buna göre, çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6.madde), muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK 10.madde) ve ayrıca İİK'nun 50/1.maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.HMK'nun 7/1. maddesinin birinci cümlesine göre, borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabilir. Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar....

              Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 1 kere bilirkişi raporu alındığını, ceza dava dosyasından alınan raporda ve mahkemece alınan 23/07/2018 tarihli raporda imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, buna karşılık davalının talebi üzerine alınan bilirkişi raporunda imzanın müvekkilinin eli ürünü olduğu sonucuna ulaşıldığını, 07/11/2019 tarihli rapora daha önceki alınan raporlarla çelişki olduğu yönünde itiraz ettiklerini, Adli Tıp Kurumu raporunun açık ve gerekçeli olmamasına ve hüküm vermeye elverişli olmamasına rağmen hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması ve çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

              de borca ve yetkiye itiraz etmiş ise de 14.05.2014 tarihli duruşmada yetkiye itirazından feragat ettiği ve diğer borçlular yönünden takip, itiraz tarihi olan 21/02/2014 tarihi itibariyle henüz kesinleşmediğinden ... İcra Dairelerinin yetkisi de henüz kesinleşmemiştir.O halde mahkemece itiraz eden borçlunun adresinin, çekin keşide yerinin ve muhatap bankanın bulunduğu yerin ... olması nedeniyle yetkiye itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. UE...

                UYAP Entegrasyonu