Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2020 NUMARASI : 2019/390 ESAS, 2020/162 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|Şikayet (İcra Memur Muamelesi)|Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine çek alacağından dolayı takip başlatıldığını, borca ve faize itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin çeki avans olarak verdiğini ancak karşılığında malların gelmediğini, ayrıca avalimdir yazısı ile ciro silsilesinin bozulduğunu, senedin kambiyo senedi özelliğini yitirdiğini söyleyerek takibin durdurulmasına ve davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

DAVA KONUSU : MZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy 13. İcra müdürlüğünün 2017/18452 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip yapıldığını, takipten tesadüfen e-devlete baktığı sırada 18/12/2017 tarihinde haberdar olduğunu, icra dosyasında müvekkile gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu, haber verilen komşunun kim olduğunun belirtilmediğini, kapıya not kağıdı yapıştırılmadığını, tebligatta yazılı Alper Yılmaz diye birinin orada bulunmadığını, ayrıca icra takibine konu senetteki imzaların da müvekkile ait olmadığını beyanla, usulsüz tebligatın iptaline, tebliğ tarihinin 18/12/2017 olarak kabulüne, imzaya itiraz sebebiyle takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili duruşmada alınan ifadesinde;davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır....

    BORCA İTİRAZTAKİBİN DURDURULMASI 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 366 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İzmir 1.İcra Müdürlüğü'nün 2009/5529 E. sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takipte, borçlular süresinde verdikleri itiraz dilekçelerinde, icra müdürlüğünün yetkili olmadığını, borcun bulunmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu,mükerrer takip yapıldığını ileri sürerek borca itiraz etmişlerdir. İcra müdürlüğünce, itiraz konusunda herhangi bir işlem yapılmamış, sadece itiraz dilekçesi havale edilmiştir. İcra müdürlüğünce, takibin durdurulması gerekirken aksi yönde işlem yapılması doğru değildir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile müdürlük işleminin iptaline karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, borçlu tarafından yapılan itiraz bir bütün olarak değerlendirildiğinde açıkça tüm borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz dilekçesi içerisinde geçen " takipte talep edilen alacak miktarı kadar borcu bulunmadığı" şeklindeki cümle her ne kadar tereddüt oluşturmuş ise de itiraz dilekçesinin bir bütün olduğu ve dilekçe içinde borcun ve ferilerinin tümüne itiraz edildiğinin belirtilmesi karşısında borçlu lehine değerlendirme yapılarak kısmı itiraz olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı, borçlunun sunmuş olduğu itirazın borcun tümüne yönelik olduğu dolayısıyla icra müdürlüğünce verilen takibe itirazın durdurulması kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla şikayetinin reddine karar verilmiştir....

      itiraz niteliğinde olduğu ancak ispatlanamadığı gerekçesi ile istinaf başvurusu kısmen kabul edilerek mahkeme kararının kaldırıldığı, borca itirazın reddine ve İİK'nun 169/a-6 maddesi uyarınca hükmolunan 90.000,00 TL tazminatın borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verildiği görülmektedir....

        Davalı borçlu vekili, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş, açılan davada da mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın Ankara Mahkemeleri’nde açılması gerektiğini belirterek yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece davanın davalının ikametgahı mahkemesinde açılması gerektiğinden, mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar ..., hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiş, açılan davada da mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda öncelikle İİK.nun 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre işlem yapılması gerekirken, bu yön gözetilmeksizin mahkemenin yetkisine yönelik itiraz incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İİK.nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takip dayanağı belge, "alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi" başlıklı olup, belgede borcun konusunun, borçlunun alacaklıya ödeyeceği tutarın ve ödeme günlerinin açıkça belirtildiği ve sözleşmenin taraflarca imzalandığı, borçlunun itiraz dilekçesinde belgedeki imzasına itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle takibe konu belge, mahkemece kabul edilenin aksine karşılıklı edimler yüklemeyip, yukarıda açıklandığı şekilde İİK.nun 68/1.maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belgedir....

            kaldırılarak, davacı tarafından sunulan borca ve yetkiye itirazın haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olması nedeni ile takibin iptali talebinin reddi ile takibin devamına, davacı tarafından haksız, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak müvekkilini zarara sokma ve icrai işlemleri engelleme kastı ile borca ve yetkiye itiraz edildiğinden davacının asıl alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve takip konusu alacağın %10'undan az olmamak üzere para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

            Mahkemece davacının borca ve ferilerine itirazları yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığı göz önüne alındığında dairemizce yapılan incelemede takibe konu asıl alacak yönünden istenilen işlemiş faiz oranının yasal sınırlar içerisinde kaldığı, davacının İİK 169/a maddesi gereğince borçlu olmadığına ilişkin iddialarını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacının borca ve ferilerine itirazları yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf istemine yönelik olarak mahkemece imzaya itiraz edilen ve bilirkişi incelemesi yapılan 155.000 TL'lik senede ilişkin asıl alacak ve ferileri yönünden takibin durdurulmasına, sair senetlere ilişkin borca ve ferilere itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, takibin tümü yönünden imzaya itirazın kabulüne yönelik karar isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu