Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 169/a-1. maddesinde; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince, mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması (yetki itirazının incelenmesi hariç) gerekir....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/506-523 sayılı kararı ile senet aslının icra müdürlüğü kasasında olmadığından ödeme emrinin iptaline, sair itirazların incelenme dışı bırakılmasına şeklinde karar verildiği ve bu karar üzerine icra müdürlüğünce yeni ödeme emri hazırlanarak şikayetçi borçlulardan ...'a 12.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu ... adına çıkan tebligatın ise iade edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 58-61. maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlular süresinde imzaya ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçluların borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki; İcra Hukuk Mahkemesi 2014/506-523 sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair itirazlar da incelenmemiştir....

      DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından icra takibi başlatıldığını, borçlular tarafından ödeme emri tebliğ alınmadan borca itiraz edildiğini, İİK 62. maddeye göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde borca itiraz edilmesi gerektiğini, ödeme emri tebliğ edilmeden yapılan itirazın hukuki sonuç doğurmayacağını, bu nedenle müvekkil aleyhine verilen kararın iptaline ve %15'ten az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; 31/03/2021 gün, 2021/298 E. 2021/167 K. sayılı kararla; " Şikayetin REDDİNE" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ DELİLLER : Davacı-alacaklı istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ederek istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      İcra İflas Kanununun 168/5 maddesi uyarınca borca itirazın icra mahkemesine yapılacağı,169. maddesinde “ Borçlu 168. maddenin 5. bendine göre borca karşı yapacağı itirazını bir dilekçe ile tetkik merciine bildirir” hükmü gereğince kambiyo senetlerine özgü icra takip yolunda borca itirazda görevli mahkeme İcra Mahkemesidir . Somut olayda; davacı borçlu aleyhine, Keşan icra Müdürlüğünün 2010/3241 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlattığı, davacı borçlunun 163 nolu ödeme emrinin 07.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve Keşan icra Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 10.06.2010 tarihili dilekçe ile kambiyo senedine dayalı borca faiz oranı ve miktarının, alacak tutarının fahiş olduğu nedeniyle, süresinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, uyuşmazlığın Keşan İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22....

        Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senedine özgü takipte borca itiraz, faize itiraz ve çek tazminatına itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince borçluların borca ve faize itirazlarının reddine, davacı borçlulardan Sel Konut İnşaat Taahhüt bakımından çek tazminatı yönünden takibin iptaline, diğer borçlu yönünden itirazının reddine ve takip durdurulduğundan asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davacılardan alınmasına karar verilmiştir. Kararın davacı borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

          aykırı davrandığını, bu sebeple haksız ve iyi niyetli olmayan borca ve açık bononun rıza hilafına akte aykırı doldurulması sebebiyle davasının kabulüyle bonoya ve borca vaki itirazlarının kabulüne, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davalı alacaklı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süreye tabi olup, sürenin geçirilmesi hak kaybına yol açacağından, şirketi müştereken temsile yetkili diğer temsilci ya da temsilcilerine ulaşılamaması halinde, sonradan diğer yetkili temsilci ya da temsilcilerin icazet vermesi koşuluyla şirket yetkililerinden biri şirket adına icra mahkemesinde borca itirazda bulunabilir. Somut olayda, itiraz ve şikayette bulunan T1 takip borçlusu olmadığı, dolayısıyla itiraz ve şikayetini şirket adına yaptığının kabulü gerekir....

          Burada borçlunun dilekçesinden genel olarak “borca itiraz iradesi” çıktığından, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Davalı borçlu T3 vekili 26/01/2019 tarihide Uyaptan gönderdiği dilekçeyle borca, ödeme emrine, yetkiye, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Davalı şirkete ödeme emrinin ödeme emri 22/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği göz önüne alındığında borçlu şirket vekilinin itiraz dilekçesi süresindedir. İlk derece mahkemesince davacının takibin durdurulmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetlidir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2015/18489- 25475 E.K. sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere; HMK'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin (h) bendinde, davacının dava açmakla hukuki yararının olması gerektiği belirtilmiştir. Borçlu itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....

          Bir kısım alacaklılar iflası istenen şirketin borca batık durumda olmadığını ileri sürerek bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir. Bu durumda mahkemece itiraz üzerine bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 1.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

            Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulara ödeme emri tebliğ olmadan vekilleri tarafından haricen borca itiraz edildiğini, İİK'nun 62/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince borçlulara tebliğin yasal zorunluluk olduğunu ve icra müdürlüğüne yaptıkları 25/06/2021 tarihli talep üzerine icra müdürlüğünce talepleri kabul edilerek borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak kanuna aykırı olarak aynı anda borçlular vekiline de ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 25/06/2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlulara yasal olarak tebliğ edildiği tarihten sonra gerek borçlular gerekse vekillerinin itiraz etmediklerini, borçlular tarafından itiraz olmadığından takibin kesinleştirilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliğ edilmediği dönemde dosyada bulunan borca itiraz...

            UYAP Entegrasyonu