İlk derece mahkemesince; davacının, tasarruf tarihi olan 22/07/2010 tarihinden sonra 19/09/2016 tarihinde takipte bulunduğu, İİK 280. madde uyarınca 5 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından TBK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmatadır.Bu açık izan karşısında davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd. kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan, danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
Aile Mahkemesi, "...Davanın muvazaa sebebiyle tapu iptali tescil ve taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulması isteklerine ilişkin olduğu, taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın aile mahkemesinde, tapu iptali ve tescil davasının ise genel mahkemede görülmesi gerektiğinden taşınmazın üzerine aile konutu şerhi konulmasına ilişkin davanın tefrikine, muvazaya dayalı tapu iptali ve tescil davasına bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik ve tefrik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Davacı ve davalı ...'nın karı koca olduğu, evlilik sürerken dava konusu bağımsız bölümün alındığı, davacının bağımsız bölümün ortak alındığını ileri sürerek 3. kişiye yapılan satışın muvazaalı olduğu iddiası ile tapu iptal tescil davası açtığı, davalı eşin dava konusu yeri ... adlı şahsa sattığı, davalı ...'...
Dava dilekçesindeki açıklamalarda İİK’nun 277.maddesinden bahsetmiş ise de konu bölümünde davanın TBK’nun 19.maddesinin göndermesi ile İİK’nun 283.maddesinin uygulamasını istediğini, yargılama sırasında verdiği 27.08.2014 tarihli yazılı açıklamalarında da davanın TBK 19. maddesine dayanarak açtıklarını açıkça belirtmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmıştır....
iptali davası açma hakkının, alacaklının genel hükümlere (TBK. m. 19) göre muvazaa nedenine dayalı tasarrufun iptali davası açmasına engel teşkil etmediğini, İİK'ya dayanak açtıkları ve hali hazırda istinaf değerlendirmesinde bulunan dava sebep gösterilerek huzurdaki BK 19 uyarınca açtıkları muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davasının usulden reddedilemeyeceğini, İİK 277 uyarınca açılan dava ile TBK 19 uyarınca açılan davanın yasa ve Yargıtay içtihatlarına göre birbiri aleyhinde derdestlik oluşturmayacağını" öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur....
Dava muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı boşanma ve mal tasfiyesi davasında elde edebileceği alacak haklarının tahsilinin önüne geçmek için davalı eşinin, dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak davalı üçüncü kişiye devrettiğini ileri sürerek muvazaalı işlemin iptalini talep etmektedir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir....
Madde uyarınca ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi soncu ; Dava tapu iptal tescil mümkün olmadığı takdirde dairelerin güncel değerinin tahsili talebidir. Davacılar ,resmi şekilde arsa sahibi davalı Safiye Argından İstanbul ili, Küçükçekmece İlçesi, İkitelli Mah. DSİ A pafta, 165 ada, 22 parsel sayılı 229,17 m2 arsası üzerinde davacılardan her biri 10/229 hisse satın almışlar ,bahse konu dava ile de bu resmi belgeye dayanarak öncelikle tapu iptal ve tescil mümkün olmazsa taşınmazların rayiç değerini talep etmişler ve yargılama sırasında tapu iptal ve tescil taleplerinden feragat etmişlerdir. Mahkeme , tapu iptal ve tescil davasından feragat edilmesi sonucu taraflar arasında ki uyuşmazlığı TBK 77 madde uyarınca 'sebepsiz zenginleşme ' olarak vasıflandırıp TBK 82....
Yerleşmiş Yargıtay uygulamasında kabul edildiği gibi muvazaya dayalı olarak tasarrufun iptali davası açılabilir. Muvazaalı işlemin tarafları dışında kalan 3.kişi, muvazaaya dayalı davasını her türlü delille ispat edebilir. Mahkemenin açıklanan ilkeye uymayan, muvazaanın sadece yazılı belge ile ispat edilebileceği görüşüne katılmak mümkün değildir. Ancak dosya kapsamında incelenen delillerden alacağın 20.11.2004 tarihinde çeklere bağlandığı anlaşılmaktadır. Davalının satış işlemi ise 25.10.2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Kısaca tasarruf, takibe konu alacağın doğduğu tarihten önce yapılmıştır. İptal davalarında davacı alacağının, iptali istenen tasarruftan önce doğmuş olması dava şartıdır. Davanın öncelikle bu nedenle reddedilmesi ve sonucuna göre de davalı tarafa AAÜT gereğince maktu ücreti vekalet verilmesi gerektiği halde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir....
Dava dilekçesine ve davanın ileri sürülüş şekline bakıldığında eldeki dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....
Davacının terditli talebi olan TBK'nun 19 maddesinde yer alan muvazaa edeniyle tasarrufun iptali talebine ilişkin delillerin toplanmadığı ve muvazaaya dayalı değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları ile Türk Borçlar Kanunun 19.maddesinde düzenlenen muvaza nedenine dayalı iptal davaları birbirinden farklı davalar olup, farklı hükümlere tabidir. Tasarrufun iptali davalarında alacaklı lehine bir takım karineler kabul edilmiş ancak bunun yanında bu dava türü 1- 2- 5 yıllık hak düşürücü sürelere tabi tutulmuş ayrıca alacaklıya aciz belgesi sunma gibi bir takım yükümlükler yüklenmiştir. TBK.nun 19.maddesine dayanan muvaza davalarında ve nam-müstear olarak nitelenen davalarda ise alacaklı bu tür yükümlülüklere bağlı olmadan ve hak düşürücü süreye tabi olmadan davasının açabilme hakkına sahiptir....