Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, yapılıp bitirilen yargılama neticesinde; "....Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; ilk derece mahkemesince, davanın İİK'nın 277 ve devamı madde hükümlerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali davası olduğu görüşünden hareket edilmiş ise de; dava açan dilekçede, İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davasına ilişkin, dava ön şartlarının somut olayda mevcut bulunduğundan bahsedilerek, davalılar arasında yapılan taşınmaz hisse devirine ilişkin işlemin muvazaalı olduğu belirtilerek iptali isteğinde bulunulmuştur....

Dava İİK'nın 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası ayni hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardandır. Bu nedenle tasarrufun iptali davaları genel yetki kurallarına göre HUMK'nın 9. maddesi (HMK md. 6) uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinde görülür. Davalılar birden fazla ise dava davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir (HMK md. 7). Bu durumda davacı, davalılar aynı yerde oturuyorlarsa davasını orada, ayrı ayrı yerlerde oturuyorsa seçimlik hakkını kullanarak dilerse borçlunun, dilerse borçlu ile hukuki işlemde bulunan 3.şahsın yerleşim yeri mahkemesinde davasını açabilir. Yine tarafların tacir veya tüzel kişi olmasına bakılmaksızın 6100 sayılı HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılan davalar bakımından alacaklı ile borçlu arasında yazılı yetki sözleşmesi varsa sözleşmede yetkili gösterilen yer mahkemesi de HUMK 22. maddesine göre yetkilidir....

    Dava İİK'nın 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası ayni hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardandır. Bu nedenle tasarrufun iptali davaları genel yetki kurallarına göre HUMK'nın 9. maddesi (HMK md. 6) uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinde görülür. Davalılar birden fazla ise dava davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir (HMK md. 7). Bu durumda davacı, davalılar aynı yerde oturuyorlarsa davasını orada, ayrı ayrı yerlerde oturuyorsa seçimlik hakkını kullanarak dilerse borçlunun, dilerse borçlu ile hukuki işlemde bulunan 3.şahsın yerleşim yeri mahkemesinde davasını açabilir. Yine tarafların tacir veya tüzel kişi olmasına bakılmaksızın 6100 sayılı HMK'nın yürürlük tarihinden önce açılan davalar bakımından alacaklı ile borçlu arasında yazılı yetki sözleşmesi varsa sözleşmede yetkili gösterilen yer mah- kemesi de HUMK 22. maddesine göre yetkilidir....

      Dava İİK'nın 277. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davası ayni hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardandır. Bu nedenle tasarrufun iptali davaları genel yetki kurallarına göre HUMK'nun 9. maddesi (HMK md. 6) uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesinde görülür. Davalılar birden fazla ise dava davalılardan birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir (HMK md. 7). Bu ../... -2- 2012/8001 2012/10460 durumda davacı, davalılar aynı yerde oturuyorlarsa davasını orada, ayrı ayrı yerlerde oturuyorsa seçimlik hakkını kullanarak dilerse borçlunun, dilerse borçlu ile hukuki işlemde bulunan 3.şahsın yerleşim yeri mahkemesinde davasını açabilir....

        Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 11.02.2016 tarihli ve 2015/405 Esas, 2016/95 Karar sayılı karar ile, uyulan bozma ilamı uyarınca, davacı üçüncü kişinin açmış olduğu davanın HMK'nin 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davalı-karşı davacının açmış olduğu tasarrufun iptali davası açısından ise, istihkak davasının HMK'nin 150. maddesi gereğince, açılmamış sayılmasına karar verildiği gözönüne alınarak, tasarrufun iptali davasının genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, İİK'nin 281. maddesi gereğince davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı- karşı davalı üçüncü kişi vekili ve davalı- karşı davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Bunun yanında, tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekir. Tasarrufun iptaline karar verilen muvazaalı icra takibi olan Konya 12. İcra Dairesinin 2016/9498 E.. sayılı dosyasının borçlusu olan Turgay tarafından tedbir kararından önce bir kısım ödeme yapılmış ve iptal edilen dosyanın alacaklısı tarafından tahsil edilmiş ise bu ödemenin de alacaklı davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilebilecektir. (Aynı yönde Yargıtay 17. HD'nin 2016/6437 Esas, 2018/9917 Karar; 2015/4242 ESAS, 2017/6996 KARAR sayılı ilamları) Tüm bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir." şeklinde davacının davasının kabulü ile; davalılar arasındaki Konya 12....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T5 vekili sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için borçlu hakkında kati veya geçici aciz vesikasının olmasının gerektiğini, borçlu diğer davalı T3 'ün doktor olarak görev yaptığını ve sosyal ekonomik durumunun iyi olduğunu dolayısıyla herhangi bir aciz halinin bulunmadığını, bu sebeple diğer davalı hakkında sosyal ekonomik araştırımın yerel mahkemece yapılmaması sebebiyle ve icra dosyasında bu hususun yeterince irdelenmemesi kararın kaldırılma sebebi olduğunu, tasarrufun iptali davasının üçüncü kişilerin haklarını ihlal edemeyeceğini, dava değerinin dikkate alındığında müvekkil diğer davalının 3....

          YHGK 07.02.2002 Tarih, 2002/15- 849 Esas ve 2002/861 Karar sayılı ilamında da belirtilmiş olduğu üzere tasarrufun iptali davalarının ön koşulu, alacaklının borçlu aleyhine yaptığı takibin semeresiz kalması ve bunun kanıtlanması yanında bu tür davaların doğal sonucu olarak iptali istenen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılması da bir koşul olarak aranmaktadır. (17. Hukuk Dairesi 2009/3386 E.N , 2009/5316 K.N.) İİK’nın 283/II fıkrası gereğince iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilir. Yapılan yargılama,toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava ön şartlarının gerçekleştiği, davalıların baba/oğul oldukları anlaşılmaktadır. İİK.nun"ivazsız tasarrufların butlanı" başlıklı 278.maddesini 3/1 maddesinde; "Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir. 1....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali K A R A R Dava, muris muvazaasına dayanan tapu iptali ve tescil davasıdır. Mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu