WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2019/16648 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, takip kesinleşmiş olup borç ödenmediğini, ancak bu arada davalı maliki olduğu Narlıdere İlçesi, Narlıdere Mahallesi, 6491 ada, 2 parsel, D blok 16 nolu bağımsız bölümünü diğer davalı T3 22/01/2019 tarihinde sattığını, alacağının bu tasarruftan önce doğduğunu, tasarrufun amacı alacaklıya zarar vermek olduğunu, ayrıca tapuda gösterilen satış bedeli çok düşük olduğunu yapılan işlemi muavazaalı olduğunu, devredilen taşınmaza ilişkin tasarrufun TBK'nun 19. maddesi nedeniyle tasarrufun iptaline ve müvekkile cebr-i icra yetkisi verilmesini talep etmiştir....

Muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları her zaman açılabilecek olup, muvazaa iddialarında hak düşürücü süre ya da zaman aşımı süresi söz konusu olmaz. Bu, hükümsüzlüğün doğal bir sonucudur. Tasarrufun iptali davasında tasarrufun, borcun doğum tarihinden sonra yapılması dava açılabilmesinin sebeplerinden biriyken, muvazaa davalarında işlemin ne zaman yapıldığının bir önemi yoktur. Nitekim, kesin hükümsüz sayılan bir işlemin ne zaman yapıldığının bir önemi de bulunmamaktadır. Zira işlem, yapıldığı andan itibaren geçersiz sayılır. Davaya konu edilen muvazaalı işlem, borcun doğumundan önce veya sonra yapılmış olsa da butlan yaptırımına tabidir. Temlik eden kişinin yaptığı bir bağış ya da ivazsız tasarruf ancak gerçek iradeye uygun değilse iptal edilebilir. " belirlemesinde bulunmuştur. İstanbul 26....

Yukarıda Yargıtay ilamında belirtildiği gibi, davacı alacaklının borcun doğumunun, takip dayanağı bononun ve takibe konu alacağın tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürmediğine, TBK 19.maddeye dayanan tasarrufun iptali davalarında da borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olmasının ön koşul olduğuna göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının ise muvazaaya yönelik olduğu anlaşılmakla mahkemece borcun doğumuna ilişkin ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Kabule göre, davanın borcun doğum tarihi ön koşulundan reddedildiğine göre davalılar lehine maktu vekalet ücreti verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekili, davalı Deniz Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. vekili ile davalı T9 vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

Davalı ... vekili, tasarrufun borcun doğumundan önce olduğundan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davanın tasarrufun iptali davası olduğu, yargılama sırasında ıslah yoluyla davacı vekili, borçlu tarafından kızına yapılan taşınmaz satışının muvazaaya dayalı olması nedeniyle davalılar arasındaki alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapılan satışın BK'nun 18. maddesi gereğince iptali ile ...İcra Müdürlüğünün 2008/74 sayılı dosyası açısından hacze izin kararı verilmesini talep ettiği, davalıların satışın gerçek bir satış olması nedeniyle davanın reddini istediği, toplanan tüm deliller kapsamında davalı borçlu ......

    E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Borçlar Kanunu' nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, tasarrufun iptali için borçlu ve diğer şahıslar arasında yapılmış bir tasarrufun menkul veya gayrimenkulün devrinin olması gerektiği, somut olayda icra müdürlüğünce konulan 1. sıra haciz işlemlerinin iptalinin talep edildiği, icra müdürlüğünün işlemlerine karşı icra mahkemesi nezdinde başvuru yapılabileceği, mahkemede tasarrufun iptali talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, dava konusu olan 1. sıra haciz işlemlerinin iptali hakkındaki talep yönünden dava şartı bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : NEVŞEHİR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/05/2015 NUMARASI : 2014/69-2015/315 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava genel muvazaaya dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 22.01.2015 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 11.4.2015 tarihinde yürürlüğe giren, Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) K A R A R Mahkemenin, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptali olarak nitelendirerek verdiği kabul kararı Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 28.06.2012 tarih 2012/12445 Esas 2012/18048 Karar sayılı ilamı ile aynı nitelendirmeye göre yapılan temyiz incelemesi sonunda bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Red kararı üzerine davalı vekili dava konusu 266 ada 9 parsel üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiş, Mahkemece 17.06.2013 tarihli ek karar ile tedbirin kaldırılması isteğinde reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir....

        Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerekir. Somut olayda iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapıldığı konusunda ihtilaf yoktur. Ne varki alacağın gerçek olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Yukarıda sayılan bu ön koşullardan “alacaklının borçluda gerçek bir alacağının olması” koşulunun irdelenmesi, somut olayın çözümünde önem taşımaktadır. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için davacının borçludaki alacağının gerçek olması, dava ön koşulu olup mahkemece res'en araştırılmalıdır. Dava koşulu gerçekleşmediği takdirde işin esası hakkında hüküm kurulamaz.Bu tür davalarda davalılar, alacağın gerçekte olmadığını iddia ve ispat edebilirler.Bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatı çözümlenmelidir....

        Maddesi ve İİK'nun 277. vd maddeleri uyarınca tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, davacının 20.000,00 TL bedelli, 25/01/2008 düzenleme tarihli, 15/12/2008 vade tarihli bono ile davalıya karşı Ayvalık İcra Müdürlüğü'nün 2010/197 E, sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, iptali istenen tasarrufun 05/11/2008 tarihinde davalı tarafından eşine, 08/06/2012 tarihinde ise davalının eşi tarafından kızına devredildiğini, tasarrufun iptali bakımından somut olay incelendiğinde iptali istenen tasarrufun takip konusu borcun kaynağı bononun vade tarihinden ve her halükarda icra takip tarihinden önce yapılmış olduğu, ayrıca aciz vesikasının da dosyaya sunulmadığı, dinlenen tanıkların beyanlarının da iddiaları ispata elverişli olmadığı, muvazaalı işlem bakımından somut olay incelendiğinde; davalının taşınmazı eşine, eşinin de 4 yıl sonra kızına devretmesinin muvazaalı olduğu yakın akrabalar arası işlemler olması sebebiyle düşünülse de devir tarihinin senedin vade tarihinden önce yani borcun...

        Aile Mahkemesinin 2019/225 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü ve mal rejimi dosyasının iş bu muvazaalı devir davasını da ifade ederek bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, ancak ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verildiğini, davanın TBK madde 19 hükmü gereğince muvazaaya dayanan tapu iptal ve tescil davası olduğunun, bu davayı alacak iddiasının sebebi her ne olursa olsun ilgisini ispat eden hukuki yararını ispat eden herkesin açabileceği genel hükme dayanan bir dava olduğundan bahisle, ilk derece mahkemesinin görevli olduğunun tespiti ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde açıkça genel muvazaaya dayandığı ve davanın genel muvazaaya dayılı (BK'nın 19.madde) tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmıştır....

        UYAP Entegrasyonu