Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Davanın TBK 19 maddesinden kaynaklı dava olması nedeniyle ispat yükünün genel hükümlere göre davacıda olacaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının alacağının gerçek olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması gerekir....
Davalı borçlu ..., davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, aciz halinde olmadığını, davacılara 28 aylık kira borcu olduğunu, 2009 yılı Şubat ayına kadar takip konusu kira borcunun ödendiğini, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, satışın gerçek bir satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilmesi gerektiğini, iptal koşullarının bulunmadığını, davanın süresinde açılmadığını, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, borçlunun aciz halinde olmadığını, dava konusu taşınmazı inşaat halinde ve rayiç bedelle aldıklarını, eksik işleri müvekkilinin tamamladığını, taşınmazın 3.5.2010 tarihinde borçlunun eşine kiraladıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazını davalı eşi ...’ye satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... ve davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, aciz belgesi ibraz edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde davacı taraf borçlusu tarafından yapılan işlemin muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak iptaline karar verilmesini istemiştir. Hukuki sebepleri gösterirken de B.K 18. maddesi belirtildikten sonra talep kısmında dahi muvazaaya dayalı iptal istemiştir....
Dava dilekçesinin konu kısmında '' menfi tespit ve temlikin iptali'' denildikten sonra sonuç kısmında; ... İcra Hukuk Mahkemesi ilamının yok hükmünde olduğunun tespiti ile kararın ve ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/110 Esas sayılı icra takibinin iptaline; bu talebin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin de karşı taraftan alacaklı olması sebebiyle takas yapılarak icra dosyalarının infaz edilmesini, bu da mümkün olmazsa davalı tarafından diğer davalıya muvazaaya dayalı olarak yapılan temlik işleminin ve temliknamedeki tasarrufun iptali istenmiş ve dava değeri olarak da iptali talep edilen İcra Müdürlüğünün takip dosyasında takip tutarı olan 8.250,00 TL gösterilmiştir....
Aliye Hukuk Mahkemesinin 2013/163 Esas 2015/95 Karar sayılı dosyasında davanın tasarrufun iptali olarak değerlendirildiği ve Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/12025 Esas 2018/1166 Karar sayılı ilamı ile de bu kararın onandığı anlaşılmakla TBK 19.maddesi uyarınca muvazayaa dayalı dava olmadığı davanın ve iddianın ileri sürülüş biçimi olarak davanın İİK 277 ve devam eden maddelerince belirilen tasarrufun iptali olduğu bu davalar batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer hükmü gereği davacının sözkonusu davayı beş yıl geçtikten sonra açtığı anlaşılmakla hak düşürücü sürenin dolması sebebiyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/04/2021 NUMARASI : 2021/64 ESAS, 2021/127 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 11....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre satışın resmi senet ile yapıldığı, takip konusu vergi borcunun tasarruftan sonra kesinleştiği, aracın davalı ... tarafından kullanıldığı, davacı tarafından satışın Borçlar Kanununun 18. maddesinden kaynaklanan muvazaaya dayalı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, kamu alacağının tahsili için yapılan takipler nedeniyle kamu idarelerince açılacak iptal davalarının genel mahkemelerde görüleceği öngörülmüştür. Burada sözü geçen mahkeme, dava konusunun değerine göre, sulh hukuk veya asliye mahkemesidir. Görevli mahkeme, takip konusu alacak ve fer'ilerinin toplam miktarı ile tasarrufa konu malın tasarruf tarihindeki gerçek değerinden hangisi azsa, o değere göre belirlenir....
Tasarrufun iptali davalarında re'sen gözönünde bulunulması gerekir. Ancak davacı taraf dava dilekçesinde davalı borçlunun 3. kişi davalı Abdulkadir Beyazit'e muvazaalı olarak borçlandığını açıklıyarak muvazaa nedeniyle yapılan ../... -2- 2007/5099 2008/1546 haczin kaldırılmasını (hükümsüzlüğünü) istemiştir. Yerleşik uygulamada muvazaalı işlemlerin iptali için de her türlü dava açılabilmektedir. Muvazaaya dayalı davalarda hak düşürücü süre söz konusu değildir. Bu durumda davacı tarafa muvaza ile ilgili açıklamaları doğrultusunda inceleme yapılarak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140.maddesi gereğince T.C Ziraat Bankası A.Ş harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 27.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali ile terditli olarak BK 19. Maddeye göre muvazaaya dayalı tasarrufun iptal istemine ilişkindir. 1- Davalının yetki itirazının değerlendirilmesi: Tasarrufun İptali davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK'nun 6.maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekir. Aynı Yasanın 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise dava bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK'nun 12. maddesinin uygulanma imkanı yoktur. İİK'nun 282 maddesi gereğince davalı borçlu ile borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3. kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorundadırlar....
Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkân verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,yani muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir....